23 Nisan’ı Kerhen Kutlamayalım, Onurla, Gururla, Coşkuyla Kutlayalım
“Terör ve Şehitler “
Milletlerin tarihi geçmişlerinde anlamaya ve kutlamaya değer ulusal günleri, milli bayramları ve haftaları vardır. Türk bağımsızlık mücadelesi ve Cumhuriyet Türkiye’sinin inşası sürecinde önemli yeri olan 23 Nisan 1920 tarihi de bunlardan biridir. Cumhuriyet Türkiye’sinin kuruluş tarihinin ilk ve önemli milli bayramlarından biri olan ve ilk yıllardan itibaren tarihsel ruhuna yakışır coşku ve etkinliklerle kutlanan 23 Nisan Çocuk Bayramı dünyanın ilk ve resmen kutlanan tek çocuk bayramıdır.
23 Nisan çocuk bayramı olması düşüncesinin fikir babası Atatürk’tür. Bir sohbette sorulan, “Paşam! Bugün Büyük Millet Meclisi’ni açtık. Bunu milletimize ve itilaf Devletleri’ne ilan ettik. Fakat bu günün adı ne olsun?” sorusuna Atatürk şu cevabı vermiştir:” Efendiler! Osmanlı İmparatorluğu, 600 yıl bu milletin kaderine hakim olmuştur. Bugün Osmanlı İmparatorluğu, kısmen dağılmış olmasına rağmen İstanbul’da hükümeti mevcuttur. Osmanlı İmparatorluğu’nun yanında, bugün bizim açtığımız meclis çocuk kalır. Onun için, bu günün adını çocuk bayramı diyelim. Bu çocuk büyüsün, kendi zaferini kendisi ilan etsin.” düşüncesidir.
23 Nisan Çocuk Bayramı, 23 Nisan 1927’de Mustafa Kemal ATATÜRK’ün himayesinde başlamış, Cumhurbaşkanlığı Bandosu çocuklar için konser vermiş ve Ankara’da çocuk balosu düzenlenmiştir. 1928’de daha geniş programlar hazırlanmış, ilanlar verilmiş, halk davet edilmiş, çocuk olayları oluşturulmuş, geziler yarışmalar düzenlenmiştir. 1933 yılı 23 Nisan’ında Atatürk yeni bir gelecek başlattı. O sabah çocukları makamında kabul etti, Aynı yıl stadyumlarda beden hareketi gösterileri yapıldı.
27 yıllık öğretmenlik hayatımda (Okul Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü de yaptığım dönemler dahil) 23 Nisan günlerinde T.C. Devleti erkanının başta Anıtkabir olmak üzere çeşitli Atatürk anıtlarında yaptıkları resmi törenle başlamakta, stadyumlarda ilköğretim öğrencilerinin hazırladığı gösterilerle devam etmiştir. Akşamları da şehirlerde fener alayları düzenlenir, önceden belirlenen öğrenciler kısa süreliğine önemli kurumların makamlarına otururlardı…
Ne yazık ki son zamanlarda yönetenler başta 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı, 29 Ekim, 30 Ağustos ve 19 Mayıslarla dertleri oldu. Farklı yönlere çekmek yasaklamak gibi… Bunlara sabit kalan Kutlu Doğum Haftası, bir ara adına Türkçe Olimpiyatları dedikleri organizasyonlarla, insanımızın milli bayramlarla alakalarını kesmeye çalıştılar. Ama nafile… İnsanımız kendileri o günleri en etkin şekilde kutlamalara devam etmekte bu ülkenin milli değerlerine sahip çıkmaktadır.
Bu yıl ise “Terör ve Şehitler “gerekçe gösterilip törenler yine iptalmiş. Hürriyet yazarı Gülse Birsel köşesinde kaleme aldığı yazıda: “ Geçtiğimiz Pazar Beşiktaş stadyumunun açılışında konuşmalar yapılıyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan sahaya inip neşe ile futbol oynadılar.” diyor. Yine; “Terör hayatımızı aksatamaz, teröre inat hayatı durdurmuyoruz, teröre inat Beyoğlundayız” filan deniliyor… “Suudi Arabistan kralı Selman geldi. Marşlar çalındı, Krala devlet nisanı verildi. Başkanların, genel kurmay Başkanı’nın, valinin, herkesin katılımıyla Kral’ın şerefine şık bir öğle yemeği verildi.” “23 Nisan törenini niye iptal etmeyi düşünüyorsunuz Milli Bayramın ne suçu var?” demiş.