Kime hizmet ediyor?
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ şöyle diyor: “Fethullah Gülen Grubu’nu darbeye iten istihbarat unsurları, bu darbenin başarısız olacağını biliyorlardı. Onların asıl amacı TSK’yı yıpratmaktı. Fethullahçılar ise başarılı olacaklarını düşünmüş, bu kalkışmayı kendi açılarından son çare olarak görmüş olabilir.” Arkasında bir büyük küresel güç ya da güç odakları bulunmadan 15 Temmuz Cemaatçi Cunta Kalkışması’nın gerçekleşeceğini düşünmek, saflık olur. ABD Genelkurmay Başkanı Dunford ne kadar ‘güçlü biçimde’ reddederse etsin, yaşananlar ve somut olaylar var.
İTTİFAK MI, KUKLA MI?
Peki, Fethullah Gülen ve grubu bu küresel çaptaki güç odaklarının kuklası mı, yoksa ortak amaçlar için yapılmış bir ittifak mı söz konusu? Aslında her ikisi de aynı yere çıkıyor; cemaat neyi amaçlarsa amaçlasın, ortada küresel ve bölgesel hesaplar adına kullanılma durumu söz konusu. Böyle bir soruyu yanıtlarken, kalkışmadan kimin yararlı çıktığına da bakmak gerek.
SURİYE-IRAK-BOP
Suriye ve Irak yeni olaylara, yeni hesaplaşmalara gebe. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile çizilen haritaların hiç de fantezi, hayal ya da paranoya olmadığını gördük. Dünyanın belli başlı güçleri ile bölgesel güçlerin de içinde bulunduğu bu satranç oyununda Türkiye, ya aradan çıkarılması ya da tamamen Batı emperyalizminin çıkarlarına odaklanması gereken bir hedef ülke.
HEDEF TSK MI?
Bölgedeki bir çok Sünni dinci grubu, ılımlı Arapları, PKK-PYD dahil Kürtleri siyasal ve stratejik hedeflerine dahil eden ABD-İsrail
ittifakı, güçlü bir Türk ordusunu kendi amaçlarına ulaşmada bir engel olarak mı görüyor? İşte burada İlker Başbuğ’un iddiası devreye giriyor. Hedef Erdoğan’ın yanında TSK mıydı? TSK’yı zayıflatmak, gözden düşürmek, tasfiye etmek için cemaat, başarı şansı bulunmayan bir kalkışmaya mı sokuldu? Genelkurmay Başkanlığı yapan ve bir dönem TSK’yı hedef alan dış bağlantılı düzmece iddialar içeren operasyon sonucu cezaevinde yatan bir önemli kimliğin ileri sürdüğü bu iddialar, elbette dikkate değer.
CIA OPERASYONU MU?
Öte yandan Başbuğ’un dış destek olarak, ABD’deki siyasal iktidarı değil de istihbarat örgütü CIA’yı göstermesi, diğer bir önemli nokta. Ki; okullardan başlayıp dünya çapında örgütlenmesine kadar Gülen cemaatinin, İslam dünyasının ABD çıkarlarına uygun biçimde dönüştürülmesinin sağlanması için kurgulanmış bir CIA projesi olduğu iddialarını unutmayalım.
TSK’YA OPERASYON
Böyle bir ortamda, kendisine de darbe girişiminde bulunulan bir yönetimin, TSK’yı çok tartışmalı biçimde yeniden yapılandırma çabaları ise şaşkınlık verici. Elbette TSK ve diğer kurumları yeniden yapılandırmak gerekebilir. Ama kimseyle konuşmadan, tartışmadan bu ne acele? Hükümetin, Türkiye’nin içine sokulduğu bu durumdan çıkışta acele kararlar alarak, durumu daha da kaotik hale getirmemesi, Türkiye’ye karşı yapılan bu saldırının amaç ve sonuçlarına hizmet edecek adımları atmamaya özen göstermesi gerekir. ‘Kanlı kalkışmaya ve onun arkasındaki güçlere karşı mücadele edelim’ derken; onların amaçlarına hizmet edilirse, buradan herkes büyük zarar görür.