Patriot
Erdoğan Erkaymaz
Komşularımızla sıfır sorunluyduk. İktidarda özellikle seçim bildirgelerinde dahil “Komşularımızda sıfır sorun” diyordu. Ne oldu da İran, Irak, Suriye ile sorunlar başladı. Hatta başbakanımız Rusya başkanıyla da çok samimiyken birden araya bir soğukluk girdi. Öyle bir duruma geldik ki NATO nezlinde patriotlarımız da geldi. Ben kişisel olarak ülkemize saldırmak için bekleyen komşumuz olduğuna inanmıyorum. Sanırım düşman bizim içimizde. Kimse bize saldırmaz, bu patriotların asıl amacı İsrail’i korumak olduğunu bilmeyenimiz de yok gibi…
Patriotların ülkemizde ne işi var? Kendi savunmamız için mi geldi? Yoksa Amerika ve Batı kendi çıkarlarını korumak için mi gönderdi? O kadar övündüğümüz askeri gücümüz Suriye’den gelen bir saldırıyı kendi gücüyle, patriotsuz savunamayacak mıydı?
Bence tek amaçları var İsrail’i korumanın yanında İncirlik ve Kürecik’i de korumak düşüncesindeyim. Eğer ülkemiz çıkarları söz konusu olsaydı; bu teknolojiyi bize verirler bizde üretirdik. Tek amaçları kendi çıkarlarını, kendi tesislerini korumak İran ve Suriye’ye müdahale etmek için.
Patriotlar Türkiye ve bölge için bir güvensizliktir. Bir husumet anlayışının simgesi olacaktır. Eğer iyi düşünür ve tahlil edersek jeopolitik konumda tehlikeli bir unsur olacaktır. Devlet büyüklerimiz ateşle oynamaya yanıp tutuşmakta! Yabancı silahlar geliyor sanırım meclisin onayı alınmadan. Türkiye NATO toprakları sayılırmış. Libya’ya NATO askeri girecek denildiğinde devlet büyüğümüz ne demişti; “NATO’nun Libya’da ne işi var?” Peki ya adama sormazlar mı ülkemizde ne işi var?
Bu toprakları atalarımız kanla, canla kazanmışlardı. O günkü düşmanlarımız, bugün patriot silahlarıyla bu topraklarımızı kirlettiğinin haberlerini alabilseler ne düşünürlerdi bilemiyorum. Yalnızca yuh demek istiyorum, Suriye’den korkup aldık bunları mı diyeceğiz? Ama öyle değil, varsa yoksa İsrail’in korunması ve güvenliği… Biraz dürüst olalım, insanlarımızı aptal yerine koymayalım.
Kendi kendimize hayal kurup düşman yaratmayalım. Ne Suriye ne İran ne de Rusya’dan tehdit unsuru teşkil etmemektedir. Bu patroitler ülkemizi korumayacağı gibi, milyonlarca dolar külfete de maruz bırakacaktır. Bunların kullanımı için gelecek yabancı asker maaliyetleri ve yaratacağı olumsuzluklarda cabası.
Bu füzelerin düğmesi bizde olacaksa yabancı askerler neden geliyorlar? NATO bizi düşünüyorsa silahları ve kontrolünü de bize vermeli. Türk personeli de eğitimde eksikliği varsa, eğitimden geçer gereğini de yapar. Yabancı askerler ya provote veya hatalı bir şekilde kullanırsa ülkemiz ister istemez bir savaşın içinde bulur kendini. Tarihte bu örneklerden bulabiliriz.
Birde bize gönderilen patroit füzelerinin donatım olarak çok geri kalmış teknoloji imiş deniliyor. ABD ve diğer füze sistemlerini bize gönderen Almanya, Hollanda PAC-3 versiyonunu kullanmakta olup, bize PAC-2 versiyonunu göndermişler. Menzillerinin başka ülke sınırlarını vurma gücünde olmayıp füze menzili 20 km olduğu yazılıp çizilmekte.
Bölgede ne kadar askeri yığınak yapılırsa onun kullanılma riski de o kadar yüksek olur. Tarih kitaplarında savaşların kazananı ve kaybedenini yazsa da hiçbir savaşın kazananı olmamıştır. Savaş bittikten sonra savaşan toplumda açlık, kıtlık, düşmanlık, sevgisizlik, ölüm, güvensizlik, mutsuzluk gibi telafisi mümkün olmayan ya da onarılması uzun kayıplar yaşanmıştır. Eğer kazananı aranıyorsa bunlar fırsatçılardır. Savaş senaryosunu bunlar yazarlar, piyonlarına oynatırlar. Barıştan yana dileklerimle, sevgi ile kalın.