Bağımsız ve Tarafsız Yargı, Toplumsal Düzenin Belkemiğidir
Erdoğan Erkaymaz
Bu haftaki yazımı İstanbul Barosu'nun "Olağan Üstü Genel Kurulu"na ayıralım. Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Barosu Başkanı ve 11 yöneticisi hakkında 'yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs' suçlamasıyla dava açılmasının ardından aldığı karar doğrultusunda toplandı. Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan kurula ülkemizin birçok barosu (Adana, Muğla, Edirne, İzmir, Ankara, Eskişehir, Bursa) destek verdi.
"Avukatlık nedir?" dediğimizde "Yargının kurucu unsurlarından olan, bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Hukuk öğrenimi görmüş, yargı önünde kişilerin haklarını savunmayı meslek edinen kimseler olup yasalarla ilgili konularda kişilere ve kurumlara yol gösterir, savunur, onun adına konuşurlar."
Baro ise; avukatlık mesleğine mensup olanların, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, avukatlık mesleğini genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan münasebetlerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadıyla kurulan, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur.
İstanbul Barosu başkanı Ümit KOCASAKAL yaptığı konuşma; "Bu kadar çabuk bir araya geleceğimizi düşünmemiştim. Şu anda karşınıza 12 Eylül'den bu yana yargılanan sanık konumundaki bir baro başkanı olarak karşınıza çıktık. Savcılık yaptım, avukatlık yapıyorum. Bir tek sanık olmamıştım, onu da tamamlamış bulunuyorum. Tarihte bazı anlarda yargılama yapmak ezer ancak yargılanmak onur verir. Bu onuru da yaşıyoruz" dedi.
İstanbul Barosu neden olağanüstü genel kurula gitmişti: "Balyoz Planı davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi ve Konya Barosu Başkanlığı'nın suç duyurusu üzerine Silivri Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sonucu İstanbul Barosu'nun Olağanüstü Genel Kurulu yapılmıştı.
KOCASAKAL, konuşmasının bir başka bölümünde hakim ve savcılara "Güce boyun eğmeyin. Korkunun esiri olmayın, cesur olun. Hak ve adaleti hukuka göre karar verin. İnsanları delilsiz tutuklayıp hapislere atmayın. Yasaları eğip bükerek, silah gibi kullanmayın. Varsın sizi meslekten atsınlar, biz yanınızda oluruz. Yoksa vicdanlarımızdan, aynalardan, çocuklarınızın gözlerinden kaçamazsınız. Gizlenecek bir yeriniz yok. Savcılara sesleniyorum; Cumhuriyetin ve toplumun savcısı olun. Avcı değil, savcı olun. Kürsünün üstünde olmak üstün olmak anlamına gelmez. Adil yargılama sizler için görevdir" dedi.
134 yıllık tarihi ve yaklaşık 30 bin üyesiyle dünyanın en büyük barosu olarak anılan İstanbul Barosu Genel Kurul salonuna Almanya, Yunanistan, Bulgaristan ve Hırvatistan Barolarının temsilcileri, Avrupa Barolar konseyi 3. Başkan yardımcısı da desteklemiş, salonda yaklaşık 5 bin Avukat sonuç bildirgesinden önce hep bir ağızdan Avukatlık Yemini ederek "Hukuka, ahlaka, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranacağıma namusun ve vicdanım üzerine and içerim" diyerek yemin etmişlerdir.
Son yıllarda ülkemizde hukuk, adalet bitmiş denilmekte, yazılmakta, çizilmekte! Ne diyelim? Onun savunucuları seslerini versinler, yılmasınlar. Bu yürekli insanları kutluyorum, yolları açık olsun.
Sevgi ile kalın.