Atatürk ve Din
Erdoğan Erkaymaz
Ulusal kahramanız Mustafa Kemal Atatürk’ü kaybedeli bir asıra yaklaştı. Müslümanmıydı, dinsiz mi? hala devam etmekte ve bitmeyecek gibi… Oysa Atatürk’ü suçlayan dar, hastalıklı beyinler şunu unutmamalı ki; ibadetlerini rahatça yapabiliyorlarsa Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına borçludurlar.
Kesin! etrafımızda gördüğümüz müslümanlanım diyen müslümanlardan değildi. (Doğayı takip eden, siyasi çıkar sağlayan, yolsuzluklar yapan rüşvet alan, kadın üzerinden; Töre cinayetleri, şiddet, istismar kamu malını peşkeş çeken, sadaka kültürünü uygulayan) müslümanlardan değildi.
Mustafa Kemal Atatürk elindeyken; halife olmamış,sultanlık yapmamış, harem kurmamış, şeyhlere, şıhlara, dinci yobaz sürüsüne özel statü vermeyerek, ülkesinin kurtuluşuna kendisini adayarak silah arkadaşlarıyla bu günleri oluşturup, ülkemizin yedi bölgesinde günde 5 kez ezan sesinin yükselmesini sağlamıştır. Ona acımasızca saldırılar yerine dua etmelidirler.
İnsanın dini inancı kendisini ilgilendirir. Bu konudan dolayı ayıplanamaz kınanamaz ve sorgulanmamalıdır. Günümüzde insanın gözünün içine baka baka yalan söyleyip kul hakkı yiyerek din sömürüsü yapanlar istediği kadar müslümanım desinler, uygulamada yanlış yapıyorlarsa ne kadar inandırıcı olabilirler.Vicdan, dürüstlük, çalışkanlık ve adalet duygusu ne olacak?
Mustafa Kemal Atatürk’ün "dinsiz olduğu"nun yaygınlaştırılması bilinçlidir. Dün Cumhuriyet projesi emperyalizm önünde nasıl bir engelse, bu günde sinsi ve ince siyasetle işlemeye devam etmekteler. Mustafa Kemal Atatürk Adana esnafıyla konuşmasında "halbuki Elhamdülillah hepimiz müslümanız, hepimiz dindarız. Artık bizim dinin ilkelerini öğrenmek için şundan bundan derse ve akıl hocalığına ihtiyacımız yoktur. Analarımızın, babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile dinimizin esaslarını anlatmaya kafidir… Eğer bizim dinimiz aklın, mantığın uygun düştüğü bir din olmasaydı mükemmel olmazdı, son din olmazdı."
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş Atatürk tarafından Peygamberimizin kabrinin korunduğu şöyle aktarılmıştır: “Suudiler 1926 yılında sınırları içinde tüm mezarları yıkıyorlardı. Atatürk sıranın Hz. Muhammed’in kabrine geldiğini öğrenince bir telgraf çekerek Eğer birtek taşınabilen dokunursanız ordumu aşağı gönderirim demiştir. Suudiler kabre dokunamamışlardır. Ama bu telgraf yok edildi.” diyor. Bu belgeyi dış işleri bakanlığından Münir beyden öğrendiğini aktarmaktadır. Dip not olarak “Atatürk’ü din dışı göstermek isteyenlere rahatsız olacağı bu tür belgeler kasıtlı olarak yok edilmektedir.” diye söylemiştir.
Pakistan’ın kurucusu Muhammet Ali Cinnah Atatürk için “Yakın doğunun Müslüman devletlerine örnek olabilecek hizmetler yapan çağdaş islam dünyasındaki en büyük müslüman ve hayatımda iki büyük müslüman bilirim. Birisi İslam dinin peygamberi Hz. Muhammet Mustafa’dır. Diğeri de İslam’ı hurafelerden temizleyen büyük Lider Mustafa Kemal Paşa’dır” demiştir.