Aşk Olsun Sana Çocuk
Erdoğan Erkaymaz
MARE NOSTRUM
En uzun koşuysa elbet Türkiye’de Devrim,
O, onun en güzel yüzmetresini koştu
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak…
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi…
Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!
CAN YÜCEL
Cemil oğlu, 1947 doğumlu, Erzurum Ilıca mahallesi, Öznü köyü nüfusunda kayıtlı, Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi ‘Deniz GEZMİŞ’
Beşir oğlu, 1947 doğumlu, Çekerek İlçesi Kus saray Köyü nüfusuna kayıtlı Ankara ODTÜ fizik bölümü 2. Sınıf öğrencisi ‘Yusuf ASLAN’
Hıdır oğlu 1948 doğumlu, Kayseri Sarız İlçesi, Bahçeli mahallesi nüfusuna kayıtlı ODTÜ’den ayrılma ‘Hüseyin İNAN’
KARAR ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının tamamını, bir kısmını, toğyir, tebdil veya ilgaya cebren teşebbüs suçu işlediniz sabit gördü. TCK’nın 146/1 maddesi uyarınca ölüm cezasına tezciline karar verdi.’
Türkiye Devrimci harekatının ‘üç fidan’ Deniz GEZMİŞ, Yusuf ASLAN ve Hüseyin inan 6 Mayıs 1972’de sabaha karşı Ulucanlar cezaevinde asılarak idam edildi. Ölümlerinin üzerinden geçen onlarca yıla rağmen bugün hala Türkiye’de gençlik hareketinin önderi olarak kabul edilen Deniz GEZMİŞ ve arkadaşları geniş bir toplumsal muhalefete dönüştü ve 1960’lı yılların sonunda efsanevi bir halk kahramanına dönüşmüştü.
Devrimciydiler, devlete baş kaldırmışlardı. Başka bir dünya yaratmak için yola çıkmışlardı. Karanlığın güçlerine boyun eymemenin ne olduğunu pratikleriyle gösterdiler. Anıları yol göstermeye devam etmekte. Onlar kimseyi öldürmemişti, Vatanı satmamıştı. Hazineyi soymamıştı, hayali ihracat yapmamıştı. Tek düşünceleri ‘Bağımsız Bir Türkiye’ hakça toplumsal bir düzen ve Türkiye insanının mutluluğuydu.
12 Mart 1971 dönemi ülkemiz için tam bir acılar dönemidir. Gençliği yok etme dönemi olup, gençler birer birer yitiriliyordu. Onlar yaşıyor olsalardı. Türkiye bu günleri yaşamayacağı gibi, bir adım daha önde olacaktı. Onlar ‘Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz.’ dedi.
Onlar Türkiye’nin bir dönemine damgalarını vurdular. İnandıkları ve duruşları idam sehpasına götürse de geri adım atmadılar. Bugün fiziksel varlıkları aramızda olmasa bile onların düşün ve inançları bütün canlılığıyla, bağırlarda paylaşarak yaşamaktadır. Onların idamı toplumun ve halkın adalet duygusunu zedelemiştir. Onun içindir ki, on yıllardır anılıyorlar.
Galatasaray’ın unutulmaz oyuncularından Metin KURT, Taçsız kral Metin OKTAY’ın bilinmeyen bir yönünü şöyle anlatıyor: ‘Türk futbol tarihinde Metin ağabey efsane bir isimdir… Metin OKTAY sosyalistti. Oyunu Türkiye İşçi Partisine verdiğini açıklayan ilk futbolcuydu. Her dara düşen sporcuların ve dostlarının imdadına maddi-manevi yetişmiştir. Deniz GEZMİŞ, Hüseyin İNAN, Yusuf ASLAN’ın idamına karşı yürütülen imza kampanyasına katılarak onların verdiği mücadeleye ne kadar duyarlı olduğunu göstermişti. Onun bu yanını insanlarımızın çok azı bilir’ diyor. Konuyla ilgili olan bu anekdota da yer vermek istedim.
Denizleri idam ettiler ama yok edemediler. Denizlerin dalgalandırdığı bayrağın üzerinde Bağımsızlık mücadelesi yazıyor. İşçilerin köylülerin hak ve özgürlük mücadelesi yazıyor. Emperyalizme karşı mücadele yazıyor. Bağımsız ve demokratik Türkiye mücadelesi yazıyor. Onların onurlu mücadelesi yazıyor. Onların onurlu mücadelesi bugünde devam edecektir.
Ne nükleer, Ne Termik!
Güneş ve Rüzgar bize yeter.