‘Abana’ Gezimiz
Erdoğan Erkaymaz
Bu haftaki yazım da; Ne memleket meselesi ne Cumhurbaşkanlığı seçimi, ne TRT’nin Cumhurbaşkanlığı seçimindeki tarafkarlığı, ne RÜTÜK’ün buna göz yumması, insanlarımızın nasıl oluştuğu hiç araştırılmayan (Devlet yetkililerin gaz patlamasının belediyelerinde ‘Hayrı efendim oradan doğalgaz geçmiyor’) patlamalar sonucu insanlarımızın ucuz ölümü, Başbakan’ın Cumhurbaşkanlığı adayı ile ilgili ‘vizyon’ toplantısına katılan sanatçılar, nede Almanya’nın 4. defa Dünya Kupası alması üzerine yazmıyorum.
Bu Haftaki yazım, hafta sonu Abana gezimiz üzerine… Ayancık’lı hanımlarının bir bölümünün yaptığı gün toplantısı gurubuna eş durumundan bende katıldım. Bu ay gün sahibi kuaför Müzeyyen hanım grubumuzu Abana TATİLYA oteli programı hazırladığından Abana’ya gittk. Çocukluğumda annemden hatırlarım. Erfelek’te gün misafirlerimizi evlerimizde ağırlardık. O günlerde pastalar, börekler, soğuk ve sıcak içecekler hazırlanır ve ikram edilirdi. Bu günler de dostluk ve sohbet adına yapılırdı…
Günümüzde ise bu günler; altın, döviz veya türk parasına çevrildi. Tüm katılımcıların hangi ay program yapacağı kuralar sonucu tespit edilirken; ev toplantıları dışarıya doğru taşınmaya başlandı. Önce ilçede bulunan kafe ve restaurantlarda yemek programları derken ilçe dışına doğru taşınmaya başlandı. Bu grubumuzla geçmiş aylarda Ilgaz dağı, Kıbrıs programları yapıldı. Eş durumundan bende katılmanın keyfini yaşadığımı ifade etmek isterim.
Biraz Abana’dan bahsedecek olursak; yaklaşık kış nüfusu 3 bin iken yaz aylarında 15 – 20 bini buluyor. 6 –km uzunluğundaki kumsalı ve yemyeşil doğasıyla bölgenin önemli bir turizm merkezi olmuş. Çok sayıda çay bahçesi, kafesiyle gece hayatıda hareketlidir. Benim Abana’yı ilk hatırlamam ortaokul sıralarında ‘Limasollu Naci Dil Kursları’ Abana eğitim kampları duyumumdu.. Aslında herkesin bildiğini sandığı, bir sahil kasabasıdır Abana…
Yeşil ve mavinin iç içe olduğu batı Karadeniz kasabamız Abana da güneşin denizden batışı ve yine ayışığının dağların arasından yansıyarak çıkışı anlatılmaz yaşanması gerekir. Bilirizki sahil kasabalarının kendine has bir durgunluğu sakinliği, huzurluğu vardır. Rüzgarın sesi, dalga sesi, kahvehanede oturan insanımızın her ayağı başka yöne kaymış, denize dokunur göğü kucaklarsınız. Abana’da Turizmden kendi ölçeğindeki pastadan payını almış. Her yer satıcı, her yer insanlarla dolu… Belkide ramazan ayı bereketi…
Ramazan ayı demişken; Otelimiz TATİLYA 4 yıldızlı olmasına rağmen bilgi almak için sorduğumda alkollü içki yok dediler. Yine gezimiz sıralarında Abana ve 2 km uzaklığındaki Bozkurt’ta içki sigara satan büfeler de içkileri kaldırmışlar. Ne dersiniz? İyice muhafazakarlaştık mı?… Otelimiz TATİLYA yeni olup gayet güzel. Ölçeğinde beklide Karadeniz bölgesinde en iyilerinden. Oda temizliği Otel misafirlerine ayırdığı özel bir kupon havuzu, Türk hamamı, saunası, fıtness salonu, arkanızda kestane ormanları önünüzde denizi ile muhteşem… Otel için küçük bir eleştirim olacak Otelde denize geçişte misafirlerim kum ve yaban otlarına basmadan sağlıklı geçmeleri adına geçici tahtadan bir yol yapılabilir. Birde bazı alandaki, kumlar üzerindeki karışık dikensi bitkiler temizlenip kumlar ortaya çıkarılabilir düşüncesindeyim.
Bu gezimizi organize eden kuaför Müzeyyen hanıma çok neşeli bir hafta sonu geçirdiğimiz için teşekkürler… Hani derler ya teyze anne yarısı! Eksik söylemişler. anneyi aratmayan Şefika hanımı yeğenlerine ilgi ve alakasından ötürü yılın teyzesi seçiyorum. Akşam yemeği sonrası otel sanatçısının eserlerine eşlik eden grubumuz hanımlarının ‘Bravo Ayancık, en büyük Ayancık’söylemini defalarca sanatçıya tekrarlattırdığı için grubumuz hanımlarını kutluyorum. Gezi dönüşü Güllüsuda balık ziyafeti organizasyonundan dolayı İlknur kardeşimi kutluyor teşekkürler ediyorum.