Hiçbir Sınav Büşranur’dan Önemli Değildir!

Çanakkale’nin Biga ilçesinde 12 Mart Pazar günü yapılan Yükseköğretime geçiş sınavında (YGS) bir dakikalık gecikme nedeniyle alınmayınca bunalıma giren 18 yaşındaki Büşranur Kalaycı intihar etti. Sınavın yapıldığı günde tartışmalara neden olan uygulama sonuçta gencecik bir can aramızdan aldı. Hiçbir sınav Büşranur’un canından önemli midir?

Birçok öğrencinin mağdur olmasına sebep olan uygulama çok tepki çekmişti. 1. Dakika için gencecik bir hayat söndüren sistem kural adı neyse yerin dibine batsın. Çocuklarımız en güzel en verimli yıllarında saçma sapan kurallar nedenler yüzünden heba olıyor. Bu gençlerimizin vebalini kim ödeyecek daha 18 yaşında idi önündeki yaşam için hayal bile kuramadan geleceğiyle oynandı. Bu intihar değil cinayettir.

Üniversite girişi ölüm-kalım meselesi olarak kafalara yerleşmesi sonucudur. Gençlerimiz üzerine bu kadar baskı yapılırsa kaçınılmaz sonuç gibi ortada… Oysa önemli olan gençlerimizin bendilerinin olduğunu, sınav olmadığını anlatmak gerekmez mi? Son yıllarda neler yaşandı bu sınavlarda; (Soruların çalınmaları, yüksek üstü puan alanlar) Biz Büşranur kızımıza sınav hakkı bile tanımadık. Soru çalmalarına neden olanlar hesabını verdiler mi? Bir dakika geçeni sınava almıyoruz. Söylenecek söz bulamıyorum.

Bu kararı alanlar mesailerine bir dakika geç gittiğinde 1 sene ile cezalandırılacak mı? Sınava giremeyen gençlerimiz 1 sene ile cezalandırdık. Aslında bu kural değil vicdansızlık olmuş 1 dakika 1 seneden büyük olmadı mı… Gençlerimizin geleceklerini, hayallerini 2-3 saatlik sınava sığdırmalarını isteyen eğitim sistemimiz de sorgulanmalı… Suriye’lilere verilen önem gençlerimize verilen önemden daha kıymetli midir?

Bir çelişki de, sınavlardan ötürü yaşanan intihar olayları ulusal basınımızda geniş yer buluyor. Hatta ilgi çekmek için her yolu deneyen internet yayınlarında intihar haberini manşetten veriyorlar. Normal yayın akışlarında eğitim sistemine ve sınavlara ilişkin herhangi bir eleştirel değerlendirmede bulunuyor. Ancak yaşanan intiharların ardından azda olsa eleştirmek zorunda kalıyor.

Okullarda niteliksiz eğitim veren ve üniversite sınavında başarı bekleyen ülke yönetenler, elemeci sınav sisteminde sürekli reformlar yapıyor (Son reformları sınava 1 dakika geç gelen giremez gibi) ancak elemeci sistem baki kalıyor. Sınavsız eğitim yüksekten öğrenciler için öğrencilerin yeteneklerine göre eğitim verilmesi ve eğitime yeteri kadar bütçe ayrılması sınavsız bir eğitimi mümkün kılıyor. Ancak ülke yönetenler sınavsız bir eğitim sistemi hayata geçirmek yerine liseli gençlerin geleceklerine ve hayatlarına mal olmaya devam ediyor.