İyi Adamdın Atilla KARAKAŞ ağabeyim. Toprağın bol olsun
Toplumda sevilen insan olunca…
Toplumda sevilen insan olunca, İnsan taşıdığı ve yaşadığı duygular ile değer kazanır. Sevmek duygusu da insana verilmiş en güzel ve en anlamlı duygulardan bir tanesidir.
Sevgi, sadece insana mahsus bir duygudur. Bu duyguyu, en mükemmel bir şekilde yaşayabilen sadece insandır.
Dünyanın yaşanabilirliği, sevginin insanlardaki oranıyla alakalıdır. Nitekim sevgisizler yüzünden her geçen gün dünya neşesini, sevincini, heyecanını kaybetmektedir.
Sevgisizler dünyaya daha çok hükmettiğinde, dünya ömrünü tamamlamış olacaktır.
Onun için dünyadaki insanları, sevenler ve sevmeyenler diye ikiye ayırmak mümkündür.
Şimdi ben sevdiğim ve saydığım bir büyüğüm için bu satırları yazıyorum.
Ayancık ilçemizin ; Renkli, sevilen sayılan son çınarlarından, İlçemizin tarihine adını yazdırmış KARAKAŞ ailesinin bir ferdi, Ferhat Kaptan’ın oğlu, Melahat Karakaş’ın eşi hayat arkadaşı, Ali, Seyhun ve Bilge’nin biricik Babaları, Eski Belediye Başkanı Merhum Bahattin Karakaş’ın kardeşi Merhum Seyfi Karakaş’ın ağabeyi, Selahattin ve Seher Karakaş’ın kardeşi, Birsen Karakaş ablamın biricik amcası Atilla Karakaş’ı kaybetmenin derin hüznü içersindeyim.
Aidiyet duygusunu içersinde Ayancık ilçemizin tarihinde etkin rol oynamış ailelerin bireylerini bir bir Öbür dünyaya gönderiyoruz.
Giden anılarımız, çocukluğumuzun rol modelleri. Aile bireylerimiz ile yaşadığı anıları, dostlukları, sahiplenme duygusu ile birlikte sevgi ve saygı.
Oysa Hasta olmasına rağmen geçen ay eşinin kolunda düğüne gelmişti. O kadar ağır olmasına rağmen yaşama sevinci ve ısrarı gözlerinden okunuyordu.
Atilla ağabeyim hoş geldin dedim elini öperek.’’İyiki gelmişim tüm dostlarım bir arda’’ dedi bana fısıldayarak.
Akıllı adamdı Atilla Karakaş. Ne olduğunu ve nasıl bir hastalığın içinde olduğunu biliyordu.
Herkes ile sohbet etme yarışındaydı. Belki de son bir ‘’veda’’ ydı. İçinden beklide helallik almak geliyordu ancak konduramıyordu kendisine ölümü.
Ölüm doğum kadar gerçek oysaki…
Ölenlerin arkasından konuşuruz ya… Birkaç laf söylersin bazen bağırarak, bazen fısıldayarak. İnsan sevgisi kadardır. İnsan önce sever ve sevmeli. Sonra akrabalarını, çevresini, köyünü, kasabasını, şehrini, ülkesini sever ve sevmelide. Sonra daire genişler. Kocam bir aile olursun. İyi adam dı dersin. Benim içinde tanıdığım Atilla KARAKAŞ ağabeyim böyleydi.
Şimdiki Saymoz Atilla KARAKAŞ ağabeyimin yıllarca çalıştırdığı ailesinin ekmeğini, çocuklarının eğitimlerini almasını sağladı ekmek kapısıydı o kıraathane. O kadar çok insanlar gelip geçti ki o kıraathaneden. Dışarıya baktığında deli dalgaları görüp içinin yandığı zamanlar, süt liman olarak gördüğü denize şimdi kendisi çıktı.
Hani Yahya Kemal Beyatlı’nın yazdığı gibi,
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol,;
Sallanmaz o kalkmışta ne mendil ne de bir kol
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti, dönen yok seferinden.
Ferhat Kaptan’ın oğlu Güle güle …
Tüm kasabamıza, sevenlerine, baş sağlığı diliyorum. Mekan-I cennet olur inşallah.
Allah rahmet eylesin…
Saygılarımla
ADİL YILDIZ
16/TEMMUZ 2017
İSTANBUL