8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
Ve kadınlar bizim kadınlarımız:
Ve kadınlar bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
(Nazım Hikmet Ran)
Anamız, bacımız, yarimiz, yol arkadaşımız, emekçi kadınlarımız. Bu gün emeği için verdiği mücadelelerinin sonunda kazandıkları gündür. Bizler kadınlarımızın; sosyal, ekonomik ve politik katkılarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğuna inanıyoruz.
ABD’nin New York kentinde bin sekizyüzlü yıllarda KOTTON Tekstil Fabrikasında daha iyi çalışma koşulları için greve giden kadın işçilerinin fabrikaya kilitlenmesi ve arkasından çıkan yangın sonucu barikart engellerininde oluşturularak 129 kadın işçi yanarak ölmüştür.Bu olayla gündeme gelen Emekçi Kadınlar Günü 8 Mart’ın Çalışan Kadınlar Günü olarak kutlanması, uluslar arası düzeyde kabul görmesi Birleşmiş Milletler genel kurulu 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.
Mustafa Kemal Atatürk “Dünyada hiçbir milletin kadını Anadolu kadınından daha fazla çalışmamış, topyekün bir milleti kurtuluşa ve zafere götürmemiş, ordusunun hayat kaynaklarını işletmemiştir.” söylemiyle büyük kurtarıcımız modern yaşamda kadının yerini ve kimliğini hak ettiği yerde olmasına yönelik çalışmalar büyük kurtarıcımız ile başlamıştır.Ancak sonrasındaki siyaset anlayışıyla yaşama geçirilememiştir.Dünya üzerinde hiçbir ülkede uygunlanmayan hakların, değeri ve önemi 1925 ve 1934 yıllarında gerekli yasal düzenlemelerle vermiş olmasına rağmen, bu gün kadınlarımız hala birçok konuda mücadeleye devam etmektedirler.
Gelişmiş ülkelerdeki kadınlarla, kadınlarımızı kıysaladığımızda hayatın önemli alanlarında bulunmadığını gözlemleriz.Çalışma çağındaki kadınlarımızın iş gücüne katılım %25’tir. OECD ülkelerinde ise %50, AB ülkelerinde ve ABD’de %60’ların üzerinde olduğunu görmekteyiz.
Kadınlarımız sadece 8 Martlarda yılda bir kez hatırlanmamalıdır. İsteğimiz ve düşüncemiz sorunlarının çözümüne kadar; tartışılmalı ve iyileştirmeler yapılmalıdır. Kadınlarımıza değer vermek geleceğe yapılan en büyük yatırımdır! Kadınlarımızı erkek gölgesinde kalmasın istiyoruz.
Ülkelerin gelişmişlik düzeyi yalnızca ekonomik göstergelerle değil, insan haklarına, özellikle kadın haklarına verdiği değerlerle ölçülmektedir. Ulu önder ATATÜRK “Kadınlarını Geride Bırakan Milletler Medeniyetten Nasibini Alamazlar” diyerek kadına verdiği önemi ne güzel vurgulamıştır. Kadın yaşamın temelidir. En büyük özelliği; ana olabilme, evlat yetiştirme yetkisi vardır. Ana olmuştur, eş olmuştur, besleyen büyüten olmuştur. İyi günde, zor günde eşine omuz veren olmuştur.
8 Mart tüm dünyada kadınlar için özel bir anlam taşımaktadır.Kadınların başkaldırısının simgesidir.Birlikte güç olmanın, dayanışmanın anlamıdır.Tüm kadınların sadece emekçi olarak değil, hayatın tüm alanlarında yaşayan , yaşanan ortak ezilmişliğin ve mücadeleyi simgeleyen bir gündür.
Güçlü bir toplum yaratmak istiyorsak; kadını ve erkeğiyle tüm toplum kesimlerini güçlendirmek, haklı taleplerini bir an önce gerçekleştirmek durumundayız. Amacımız odur ki, kadınlarımızın hayata daha fazla katılmaları kadın zarafeti ile şekillenen bir sosyal hayata, daha aydınlık bir geleceğe ulaşmamızın yegane koşuludur. Bu inançla tüm kadınlarımızın bu anlamlı gününü kutluyorum.
Kadınların kamu ve toplumsal yaşamın tüm alanlarında tam anlamıyla katılımını sağlamadıkça, sürdürülebilir, barışçıl ve adil toplumu yaratmak mümkün olmayacaktır.
Sevgi ile kalın…