Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 23°C
Hafif Yağmurlu
Sinop
23°C
Hafif Yağmurlu
Cts 9°C
Paz 8°C
Pts 9°C
Sal 11°C

İktidarın Tarım Politikaları Tarlaları Boş Bıraktı

11 Aralık 2018 12:46

Yapılan hesaplamalara göre, dünya nüfusu 2050 yılına kadar 2 milyar artarak 9.6 milyara ulaşacak…

Yapılan hesaplamalara göre, dünya nüfusu 2050 yılına kadar 2 milyar artarak 9.6 milyara ulaşacak…

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, 2050 yılına kadar mevcut gıda tüketiminin yüzde 60 oranında artacağını tahmin ediyor. Buna karşın, dünyada tarım alanları sınırlı, toplam karasal alanın yüzde 10 unda tarım yapabiliyoruz. Verimliliği arttırmak tek yol…. Tarım alanlarını kirlenmeden uzak tutmak, çölleşmeye önlemek, korumak ve sürdürülebilir tarımı gerçekleştirmek zorundayız.

2018 yılının ikinci çeyreğinde tarım sektörü yüzde 1,5 küçüldü. Bir dönem Türkiye ekonomisinin büyüme performansında lokomatif sektörler arasında yer alan tarım şuan ülke büyümesini aşağıya çekiyor. İthalata dayalı bir tarımsal üretim politikasının sürdürülebilir olmadığını uzmanlar her fırsatta dile getiriyor. Çiftçimiz önünü göremiyor ve finans sıkıntılar arttıkça alternatif arayışlar içerisine giriyorlar. Ekilen tarım alanları azalıyor. Kırsal nüfus yaşlanıyor, gelecek nesillerinde tarımsal üretime dair planları yok. İthalat değil yerli üretim olmalıdır. Üretimden tüketime kadar zincirin neredeyse tüm halkaları yeni politikalara ihtiyaç duymaktadır.

Geçmişte dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan Türkiye’nin bugün itibariyle 5 tarım ürünü dışında, tüm tarım ürünlerinin ithal ettiği ülke olduk. Pamuk en büyük ayıbımız Adana ve Şanlıurfa’nın en önemli ürünü olan; Aydın, Muş, Diyarbakır’da da yetiştirdiğimiz pamuku ithal ediyoruz. Buğday ülkesiyiz ama her gün her yıl 4 ile 5 milyon ton buğday ithal ediyoruz. İthal edilmeyen beş ürünümüz kaldı. Bunlar; fıstık, fındık, üzüm, kayısı ile narenciye…

Tütün; 1986 yılından beri ithal tütünler de kg başına 3 dolar, sigarada paket başına 40 cent “tütün” fonu” uygulanmaktaydı. 2010 da bu fon kaldırılarak Türk tütünü bitirildi. İhracat sıfıra yaklaşıldı 7 yılda kamının kaybı 1.1 milyar dolara ulaştı. 2001 de çıkarılan şeker kanunuyla şeker pancarı üretimi yaklaşıldı. Mısır glikozu –şeker kamışı ithalatı serbest bırakıldı. 1982 yılında Kanada ilk defa Türkiye’den mercimek ithal ederken, 2016 da Türkiye tükettiği mercimeğin yüzde 81’ini Kanada’da’dan ithal ediyor. 1878 den beri Komilli Osmanlı’dan  bu güne zeytinyağı üretimi yapan köklü bir kuruluşken, Kırlangıç ise 1953 ten bu yana üretim yapan zeytinyağı kuruluşuydu. Pazarın en büyükleri olan bu yerli kuruluş 2016 da ABD’li Bunge’ye satıldı…

Tarım Ürün ve girdi piyasalarında etkin olan (SEK, TÜGSAŞ, TEKEL, TMO, Şeker Pancarı Fabrikaları gibi etkin olan kamu kuruluşlarının özelleştirilmesi ve özelleştirmenin de önünü açan tarım politikalarının serbestleşmesiyle çiftçiler piyasanın vahşi koşullarına terk edildi. Bunun sonucunda çiftçiler yoksullaştı ve tarımı terk etmeye başladı. Tarım alanları inşaat ve hizmet sektörü hucum etti.

Milyonlarca hektar tarım arazisi yok oldu.

Ülkemizde de uygulanan neo-liberal politikalarla endüstriyel tarım dayatılmakta; küçük toprak sahibi çiftçiler tasfiye süreci yaşamakta ve bu sürecin kazananı, egemenliklerini tüm dünyada sürdüren çok uluslu tarım- gıda şirketleri olmaktadır. Türkiye’de tarımın bu sarmaldan kurtulabilmesi; Kendi insanımızın ihtiyaçlarına ve ülkemizin özgül ekolojik koşullarına uygun; emek ve üretim odaklı bir program uygulanmasına bağlıdır. Sonuç; Çözüm Emek ve üretim odaklı bir programdan geçiyor.

YORUMLAR

  1. Uykun Yılmaz dedi ki:

    Çiftçimiz toprağını işlemeği bırak ektiğini tarladan kaldıramayacak durumdadır.Sinop ‘un toprakları değil Erzincan ,Bayburt,Erzurum ovaları daha yazamayacağım çok tarım arazileri boş kalmaktadır.Yazılarını takip edeceğim başarılar dilerim.