Deniz Nakliyatın Gemisi Battı
Ayancık’ta batan Deniz Nakliyat gemisi üzerine anılarım…
Şadırvanın oradaki askeri gazinonun hemen yanında iki katlı eski bir dükkân vardı. Uzun yıllardır kullanılmadığından camları toz içinde, duvar boyaları da dökülmek üzere idi. Bu haliyle çok dikkat çekici görünmüyordu. Ne zaman yapıldığını gözlemleyemediğim dükkânın badanası yapılmış, camları temizlenmiş bir hale dönüştüğünde çok sempatik olmuştu. Ardından dükkânın giriş kapısı üzerine “Deniz Nakliyat” tabelası asılmıştı. Önünden geçtiğimde daha çok genç bir delikanlıyı görüyordum ofis içerisinde.
Yılı tam hatırlamıyorum, Ayancık’ta Deniz Nakliyatın tomruk yüklü gemisinin İnebolu açıklarında battığı söylendi. İnanılır gibi değildi, beş kişilik mürettebattan yüzme bilmeyen ikisinin kurtulduğu, iyi yüzen üç çalışanın ise boğulduğu söyleniyordu. Koca tekne ise batarak kaybolmuştu.
Aradan bir iki hafta geçmişti, radardan Ayancık’a indiğim sırada iskelede olağan dışı bir kalabalık gördüm. Bende doğal olarak iskeleye yöneldim. İnebolu açıklarında batarak kaybolan tomruk yüklü tekne iskelenin sağ açığında ters bir şekilde batıp çıkıyordu. Konuşmaları dikkatle dinliyordum.
- Helal malmış, dönüp dolaşıp sahibine geldi.
- Gelecek tabi kardeşim, takdir-i ilahi.
- Deniz Nakliyat ölen çalışanlarını bırakmadı. Hepsine sahip çıktı. Ailelerine yardım etti.
Çektirmenin İnebolu’dan buraya nasıl gelebildiğine şaşırıyorlardı. Tomruk yüklediği iskelenin açıklarında kendini göstermişti. Tomruk yüklü tekne ters vaziyette, bata çıka, sola doğru hareket ediyordu. Hava kararmaya başladı. Kimse de tekneye müdahale etmedi. Belki de edemedi. Ertesi sabah şadırvanın önünde mesai otobüsünü beklerken Deniz Nakliyatın önünde bir telaş vardı. Yaklaşıp olanları anlamaya çalıştım. Tekne gece boyunca bata çıka İstefhan koyuna yönelmiş. Hiçbir müdahale olmadan da her zaman demirlediği koya kendiliğinden girmiş. Mesaide de bu konuyu konuştuk durduk. Hatta çapasının bile limanda düştüğü söylendi. Limana giren tekneyi ters çevirmek için tedbirler almışlar. Tekneyi çevirip içindeki tomrukları ve mümkünse de tekneyi geri kazanmayı düşünmüşler. Gün boyu çeşitli vinçler ile tekneyi çevirmeye çalışmışlar. Maalesef başarılı olamamışlar. İşte inanılmaz sona geldik. Ertesi sabah tekneyi ters çevirmek için tekrar İstefhan koyuna gittiklerinde mucize gerçekleşmiş. Tekne gece kendiliğinden ters dönmüş. Yani normal yüzer vaziyete gelmiş.
Ayancık’a gittiğimde bu hikâyeyi tekrardan araştıracağım. Umarım Deniz Nakliyatın sahiplerinden bu olayın detaylarını öğrenirim. Hoş, geçen sene Ali köy’deki bir yemekte Aslan Deniz ile tanışmıştım. Onunla sohbet etmeme fırsat bırakmayan birisi beni masanın öteki uçuna kadar kibarca öteledi. Sonradan bu ötelemenin nedenleri ortaya çıktı. Bu ayrı bir hikâye konusu. İleriki bir yazımda bu enteresan kişiyi ayrıca yazacağım.
Sinop’a ilk gidişimde Aslan Deniz kardeşimle sohbet etmeyi çok istiyorum. Hem ondan ayrıntıları öğreneceğim. Hem de ondan özür de dileyeceğim. Bulursam kendilerine küçük bir saksı Begonya çiçeği hediye edeceğim. Çünkü yıllar önce Deniz Nakliyatın önünde duran küçük Begonya çiçeğini ben araklamıştım. Araklama sebebim, günlerce o güzel çiçeğe su verilmemesiydi.
İki çalışan boğuldu 3 çalışan kurtuldu! Sadece düzeltmek istedim!!
Sayın Guzelkentli düzeltiriz için teşekkür ederim. Selamlar saygılar
Eline yüreğine ve kalemine sağlık dostum..
Bu olayı hatırlıyorum ama sadece hikaye kısmını. Valla kardeşim seni tebrik ederim,bu olayları tam olarak hatırlıyorsun ileride unuttuğumuz pek çok hatıraları okuyacağımızı düşünüyorum. Kalemine sağlık…
O gün bir an gözümün önüne geldi
Kapak fotoğrafında bulunan TARAKÇI gemisi rahmetli dedemin 1942 yılında yaptırıp denize indirdiği gemidir.
Hayatın süprizleri güzeldir.Batan yük gemisi denizin akıntısına uyum sağlanış.