Dolar 34,5342
Euro 36,1978
Altın 2.994,76
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 7°C
Yağmurlu
Sinop
7°C
Yağmurlu
Pts 9°C
Sal 11°C
Çar 12°C
Per 13°C

Hüseyin Maşraf Abi ile Zargana Avı

Havacılık Tarihi Araştırmacısı - Yazar
1 Nisan 2023 13:20

Mustafa Kılıç’ın kaleminden Ayancık anıları…

Öncelikle Hüseyin Maşraf abimden özür dileyerek başlamak istiyorum. Bu özrümü Ayancık’a geldiğimde kendisine sözlü olarak da söyleyip, ellerinden öpeceğim. Nedir bu özür.

30 Ağustos 2019’da daha önce planladığımız gibi yirmi yedi kişi Ayancık’ta buluşup eski günleri andık. Dile kolay 41 yıl sonra tekrar Ayancık’taydık. 30 Ağustos gecesi de eskiden olduğu gibi toplu yemek yedik. Eskiden radarda çalışan subay, astsubay için 30 Ağustos çok farklı bir anlam daha taşırdı. Çünkü terfi edenler o gün yeni rütbelerini törenle takarlar, akşamına da yemekli bir eğlence yapılırdı.  30 Ağustos balosu.

Hüseyin Maşraf Abi ile Zargana Avı

Ayancık Eski Hava Radarı Gezisinden

2019 yılı 30 Ağustos gecesi daha önce planladığımız gibi Ayancık’ta eski çalışanlar olarak toplanmıştık. Akşam yemeğimizi de Ayancıklı dostlarımızın da katılımıyla belediyenin Gazhane tarafındaki sosyal tesislerinde yiyecektik. Sağ olsun Seyfi Özer kardeşimin organizasyonu ile yemek düzeni harika bir şekilde yapılmıştı. Ayancığın, denizin ve ormanın atmosferi içinde adeta kendimizden geçtik. Sağ olsun Ayancık Belediye Başkanımız (Kardeşim) Hayrettin Kaya da yemeğe katılıp bizleri onurlandırdı. Bizleri görmekten nasıl mutlu olduğunu tüm Ayancık halkı adına övgü ve sevgi dolu sözlerle ifade etti.  Bir kez daha arkadaşlarım adına teşekkür ederim.

Ayancık Belediye Meclis Üyesi Seyfi Özer kardeşim ve Belediye Başkanımız Hayrettin Kaya kardeşimizin bizleri gururlandıracağını geçmişimizdeki tanışıklıktan ve temsil ettikleri siyasi parti geleneğinden biliyordum. Bu öngörü, bizim de aldığımız terbiye gereği hazırlıklı olmamızı gerektiriyordu.  Ankara’dan gelirken Seyfi kardeşime ve Hayrettin kardeşime tüm arkadaşlarım adına birer anı hediye hazırladım. Onlara en yakışan hediye de ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün küçük heykelcikleri idi. Nede olsa bizler Mustafa Kemal’in askerleriydik.

Hüseyin Maşraf Abi ile Zargana Avı

Soldan sağa; Mustafa Kılıç, Hayrettin Kaya, Seyfi Özer

Akşam yemeği başlamak üzere idi. Ben yukarıdaki odama çıktım, hazırladığım heykelcikleri aşağıya indirecektim. Odadan tam çıkmıştım ki! Balkon zeminindeki beş santimlik kot farkından dolayı dengemi kaybettim ve iki elimdeki hediyeliklerle birlikte yere yapıştım. Gözlüğüm fırladı ve tam ortadan kırıldı. Çok sağlıklı göremiyordum, üstelik ameliyatlı bacağım da burkulmuştu ancak en büyük üzüntüm Hayrettin kardeşime hediye edeceğimiz Atatürk heykelinin ayak kısmının biraz kırılmış olmasıydı. Panik halindeydim. Misafirler gelmeye başlamıştı. Hemen gidip Japon yapıştırıcı bulmalıydım. Geçici de olsa heykelciği tamir edip mahcup olmamalıydım. Hızla aşağıya indim. Tam o sırada en aşağıda merdiven başında canım kardeşim Ahmet Kurt, eşi ve bir bey ile karşılaştım. Özellikle Ahmet kardeşime hoş geldiniz dedim, sarıldım. Yanındaki beyi tanımamıştım. Ona da hoş geldiniz deyip uzaklaştım. Hem panik halindeydim hem de gözümde gözlüklerim yoktu. Meğer o bey Hüseyin Maşraf ağabeyim imiş. 40 yıl sonra gördüğüm Hüseyin abime büyük ayıp etmiştim. Japon yapıştırıcıyı alıp geldim, yakın gözlüğümü de takıp heykelciği tamir ettim. Sonrasında dostlarımın arasına katıldım. Eskimeyen dostlarıma tek tek sarılarak hoş geldiniz diyordum. Ahmet’in yanında Hüseyin Maşraf abimi görünce çok mahcup oldum.

Hüseyin Maşraf Abi ile Zargana Avı

Soldan sağa: Selahattin Arslan, Hüseyin Maşraf, Mustafa Kılıç

Hüseyin Maşraf abim benim birçok kez ekip şefliğimi yapmış kıdemli astsubay büyüğümdür. Mesleğinde kendini yetiştirmiş astsubaylardandır. Çok kibar, sevgi dolu bir insandır. Hiç kimse ile tartıştığını görmedim. Kimsenin de kalbini kırmadığını biliyorum. Askeri ortamlarda olmayı pek sevmezdi. Olduğu zamanlarda ise sessiz kalır sadece dinleyici olurdu. Ayancık’ta onu pek ortalarda da göremezdik, kendine has bir yaşantısı vardır. Kısaca onu çok severim. Onun da beni sevdiğini biliyorum. Aynı ekipte olduğumuz için, istirahat günümüz[1] de aynı olurdu. Bazen nöbetten inerken hazır ol çömez, falanca saatte gelip seni alacağım derdi. Söylediği saatte gelir, aşağıdan arabasının kornasına basardı (Yeşil Renault12 Station). Ben de iner arabasına binerdim. Bir gün beni evden aldı birlikte Ayancık köyüne gittik. Küçük bir iskelede yaklaşık sekiz metrelik bir kayığa bindik. Hüseyin abim çevik hareketlerle kayığın iplerini çözdü. Motor kapağını açtı, bir ipi çekerek motoru çalıştırdı ve iskeleden ayrıldık. Şaşırmıştım.  Bir müddet Karadeniz’in içlerine doğru açıldık, hava kararmaya başlamıştı. Sonra da kıyıya paralel şekilde yol almaya başladık. Ben şaşkınlıklar içerisindeydim. Hava iyice kararınca dümen kolunu tutmamı istedi. Motoru rölantiye[2] aldı. Kayığın ön tarafındaki tahtayı kaldırdı bir lüx lambası çıkardı ve yaktı. Şaşkınlıkla izliyordum. Hüseyin Abimin bu yönünü hiç bilmiyordum. Lüks lambasını kayığın önünde, dışa doğru bir kancaya takarak sarkıttı. Yine çevik bir hareketle kayığın içinden uzunca saplı bir kepçeyi aldı. Kayığın ön ucunda elinde kepçe ile bir müddet durdu. Sonra hızlı hareketler ile kepçeyi ardı ardına denize daldırmaya başladı. Lüks’ün ışığında seçebildiğim kadarı ile kepçenin içinde parlayan uzun balıklar görmeye başladım. Hüseyin abim dönüp kepçeyi kayığın içine boşaltıyor, tekrar uç noktaya gidiyor ve hızla denize daldırıyordu. Balıklar yakalandıkça benim de neşem artıyordu. Dümen kolu deyip geçmeyin, sabit tutmak çok önemli bir iştir. Ara sıra bıraksanız kayık düz gider ama bırakmamak lazım, Önemlidir, tecrübe ister.

Yakaladığımız balıkları daha önce balıkçı Ziya dayının tezgâhında görmüştüm. Uzun, yeşilimsi bir rengi vardı. Etiketinde Zargana yazıyordu. Demek biz Zargana avcılarıydık. Ertesi nöbette Hüseyin abim zarganaları evinde pişirip getirmişti. O kadar çoktu ki, tüm ekip soğan kırıp Zarganaları afiyetle bitirmiştik.

Hüseyin Maşraf Abi ile Zargana Avı

Zargana balığı

Zargananın en büyük özelliği fosfor içermesiymiş. Fosfor da özellikle hafızayı güçlendiriyormuş. Demek ki yeterince yememişim. Bekle Hüseyin abim, yakında geleceğim ve elini öpeceğim. Belki Zargana avına da çıkarız. Çıkmasak da seni hiç unutmayacağım.

Hüseyin Maşraf Abi ile Zargana Avı

2021 yılında Ayancık ziyaretimizde ben sözümü tuttum. Hüseyin Maşraf ağabeyimin elini öptüm. Tabi çok sevdiğim öğretmenim Serpil Maşraf’ın da. Birlikte Ayancık Köyünde anılarla dolu harika bir akşam yemeği de yedik. Tekrar Maşraf ailesine sevgi, saygı ve teşekkürlerimi iletiyorum.

Hüseyin Maşraf Abi ile Zargana Avı

Hüseyin & Sabiha Serpil Maşraf

 

[1] İstirahat günü; Nöbet tuttuktan sonraki dinlenme günü.

[2] Rölanti; Motorun en az yakıtla düzgün biçimde çalışma ayarı.

YORUMLAR

  1. Bülent Özdemir dedi ki:

    Şahane bir anı, bu hikayeyi ilk ağızdan dinleyen şanslılardan biriyim. Hikaye tadında yeni anıları tekrar dinlemek umuduyla başarılı çalışmalar dilerim 🤗

  2. Husam Belen dedi ki:

    Lojmanda üst komsumdu Maşrav ailesini çok severdik selamlar.

  3. emk.öğ.Zuhal Karahan Kara dedi ki:

    Ay canım ablam…birden Ayşe hanım teyzemi gördüm sanki ,enson 2015 te İstanbula doğal ürünler getirmek için pazara uğradığımda sarıldık , kısmet olmadı birdaha.Ayancığın güzel insanları…Sarıoğlu ailesi,Yakup,Necati , Hasan amcalarım. Cin Ahmet dedemiz. Biz ruh kalitesi yüksek insanlarla büyüdük.Bulamadık o kaliteyi bir daha. Zuhal Karahan Heybeliada İstanbul

    1. birol GALATALI dedi ki:

      sevgili Zuhal hanim ayancik benim ruyalarimin diyaridir 1972 yilinda ayrildigimiz yeri 50 yil sonra ziyaret ettim gece ayancik iskelesine geldigim zaman hungur hungur aglamaya basladim . cunku cocuklugum aklima geldi yuzmeyi bu iskelede ogrenmistim evimiz tam iskelenin karsisindaki YALI apartmaniydi burda 4 kardesim babam ve annecim beraber yasadik ne tuhaf bizim evimiz en ust katta idi simdi orasi cafe olmus gittim yemek yedim inanilmaz duygular icindeydim 50 yil sonra evimizde yemek yiyordum allahim inanilmaz duygulardi ah ah ah bu evimizde hava -gabi josefini ablayi cok misafir etmistik ah ah o kaza havayi ayancik topraklarina emanet ettik mekani cennet olsun jpsefini teyzede rahmetli olmus birde o ayancigi vuran heyelan hic onutamam oradaydim her seyi gordum TUM AYANCIKLILAR BENIM AILEMDIR …………

  4. Erdem Elbüken dedi ki:

    Hocam ben de balık tutmayı çok severim. Marmara Deniz in de Tekirdağ da açıklarında balık tutuyordum. Bu yaz kısmet olursa Ayancık ta da denize açılmak isterim. Saygılarımla..

  5. Muvaffak AYTAŞ dedi ki:

    Amatör balıkçılığa ayrı bir merakım da olduğundan bir solukta keyifle okudum. Kaleminize sağlık.

  6. Metin YILMAZ dedi ki:

    Sayende rütbelerimi taktım, kayığa bindim. balık yakaladım , zargana yedim, vücudum fosfor doldu, kafam çalıştı. Sağolasın Mustafa’nın Hüseyin Maşraf abisi. Bu arada sen çok düşüyorsun. Ankara’da da gözlüğünün kırıldığını unutmadık.

  7. Oğuz Gürbüz Duruk dedi ki:

    Ayancık’ta neler yaşamışsın be Mustafa’cığım. Ben de zevkle okuyorum.

  8. Feridun Çelikşan dedi ki:

    Mustafa Bey, ne kadar içten yazmışsınız. Yüreğinize sağlık. Sanki o günleri yaşıyor gibi hissettim kendimi. Bu arada Serpil Öğretmenim de Ayancık İsmet İnönü İlkokulu’nda benim öğretmenimdi. 1. sınıftan 3.sınıfa kadar kendisinin ellerinde büyüdüm. Üzerimdeki emeği çok büyüktür.Öğretmenimin ve değerli eşinin ellerinden öpüyor, saygılarımı sunuyorum.

    1. ayşe dedi ki:

      🙂

  9. Şemi YILMAZLAR dedi ki:

    Süper anılarınla bizler için o günlerin önemini anımsatıyorsun..çok güzel..

  10. Hüseyin Uysal dedi ki:

    O güzel Ayancık ziyaretimiz mükemmeldi. Hala tadı damağımızda. Fırsatını bulduğumuz da tekrar gitmeyi çok arzu ediyorum. O günleri bize tekrar hatırlattığın için teşekkürler dostum.

  11. LÜTFİ ERİŞ dedi ki:

    Mustafa’cım, anılarını beğenerek okudum. Zarganalar temiz suyu seven balıklardır. 1960-65 arası Hv. H. Ok. Önünde sürü halinde yüzüşlerini keyifle izlerdim. Körfez kirlenmeye başlayınca zarganalar görünmez oldular. 1968 Kasım ayında katıldığım Karadeniz’deki TAŞK-2 tatbikatında filotillamız Sinop ziyaretinde iken karaya çıkıp Sinop’u tanıma fırsatımız oldu. Denizde Zargana sürüsünü orda da görüp zevkle seyrettim. Akşam olunca da zarganalarımızı afiyetle yedik. İzmir Körfezini temizlemede iddialı olanlara : “yüzen ZARGANA filosu seyredersem, körfez temiz derim.” Diye iddiaya girmiştim. Sevgiyle selamlarım….

  12. Berrin gönendik dedi ki:

    Mustafa ayancıkta ne güzel anılar biriktirmişsin.seni yürekten kutluyorum.bizim bile azda olsa güzel anılarımız olmuştu.hatırlarmısin bilmem arkadaşım metalle ayanciğa gelmiştik.siz behiçle maçtan sonra iskeleye yanımıza geldiniz,biz bir tane balık tutamadik.sen torbayı açıp balık tutanlar dan bir sürü balık toplamıştın.hepimiz behicin evinde kimimiz balık kızartıyor ,kimimiz salata yapıyorduk.hey gidi günler hey.o akşamı eğlencemizi hiç unutmuyorum.hele o çinekopun tadı hâlâ damağımda.

  13. Rasim+Şahin dedi ki:

    Hüseyin Maşraf ailesine selam ve saygılar,Ayancık gönlümüzde değerli izler bıraktı

  14. birol GALATALI dedi ki:

    karadeniz,in bu guzel ilcesi benim hayatimda cok onemli bir yer tutar. 1969-1970-1971-1972 de bu muhtesem ilcede bababim gorevi sirasinda bulunduk. babam ihsan GALATALI AYANCIK ofis muduru olarak bu harika yerde gorev yapti AYAYNCIK seni hic ama hic unutamadim cocuklugum masal diyari ah oiskelede yagli direk yarismalari kabotaj meydaninda ayancik iskelesi sekerci osman amcam balikci ziya amca ve ismini hatirlamadigim ebediyete intikal etmis olan abilerim hepinizin mekani cennet olsun iyiki yolumuz ayanciktan gecmis ayancik masallar diyari guzel inanlarin yurdu tum ayanciklilari seviyorum iyiki varsiniz o zamankl iskelenin karsisinda turustik otel vardi rahmetli babam ve arkdaslari orda biric oynarlardi oranin bir muduru vardi galiba atilla abi ben ayancik ismet inonu ilk okulunda okdudugum cin cok gururrluyum hele mehter takimiyla 23 nisan gosterimiz inanilmazdi ah ayancik ah keske ogunlere donebilseydik masallar diyari ruyalarimi susleyen diyar……

    1. emk.öğ.Zuhal Karahan Kara dedi ki:

      Sayın Birol bey jandarmanın yanındaki evden anneniz sizi çağıracakmış gibi hissetmişsiniz. 50 sene sonra…İskelede ağlamışsınız. Ben doğduğum evime giremedim 1980 de taşındık İstanbula . Şükretmekte işi kolaylaştırır bazen.Ayancığa gidebiliyorsak sağlığımız yerindeyse paramız cebimizdeyse atlar uçağa gideriz.Bunu yapamayanda vardır.Ölmüşlerini herkes arıyor. Dünyanın bir dengesi var bazı şeyleri verirken Allah bazıları eksilebiliyor.Büyüklerimiz mutlu yaşadılar çok neşeliydi Ayancıklılar.Türkiyede insanlar içe döndü. Tahammülsüz oldu. Covit zamanından sonra dahada arttı bu. İskelenin karşısındaki otelin adı Saymoz olmuş.Onun altında babamlarda uzun kış gecelerinde Okey iskambil tombala gibi oyunlar oynarlardı .Hatta helva bile çekerlermiş.
      Birbirini severdi saygılıydı insanlar. İtibar vardı.Basit hareketler yoktu. Beyefendiydi büyüklerimiz.Birgün dahi babamın bir kişiyle münakaşasını kimse görmedi.Annemde ona keza.
      Şimdi televizyon internet var evlerde herkes . Heryer değişti birtek Ayancık değil.Josefini teyzen kazadan sonra uzun süre koma modunda yattı. Onu Ayancıkta Fikriye Övet ablamız evine alıp son derece itina ile ve çerkezlerin o yüce merhametiyle eliyle yedirerek iyileştirdi. Necati Almanyaya götürdü. Sonraki yıllarda hep geldiler hatta Gabriyel beni almadan denize gitmek istemezmiş Josefini Havvayı arıyor derdi.Bana Zuzu derdi. Ondan kaldı teknemizin adı da Zuzu. Almanyadan bana hersene hediyeler getirirlerdi. Yurt dışında yaşıyorsunuz bulabilirsiniz Gabriyeli. Ayancıkta mutlaka Necatinin akrabaları vardır.Çayiçi mahallesi olabilir.Gürcüydü Necati. Sağlıcakla kalın Birol bey. Zuhal Karahan Fenerbahçe Kalamış

      1. BIROL GALATALI dedi ki:

        zuhal hanim cevabiniz icin cok cok tesekkur ederim cok sagolun. aramalarima hala devam ediyorum belediye baskaninnada ulastim insallah cocukluk arkadaslarimizi bulacagiz. ogrendigime gore josefini teyze rahmetli olmus, bir tek gabi var insallah o yasiyordur.ama ben hayal mayel hatirliyorum onlar sanki almanyadan degil de avusturyadan geliyor lardi diye hatirliyorum yaniliyor olabilirim, o kaza oldugunda havayi auancik deski devlet hastanesinin morguna kladirdilar o bahce de cok bekledik kardeslerimle cunku onlar cok iyi insanlardi josefini teyze necati bey hava-gabi- josefini teyze necati amca cok iyi bir aileydi onlar josefini teyze hep bize sekerci osman amcadan ekler pasta alirdi otadi hic ama hic unutamadim iyiki varsiniz zuhal hanimcim bu anilari biliyorsunuz lutfen sizde yardim edin gabiyi bulalaim onu onurlandiralim tum ayancik onlara borclu cunku havva yi sorumsuz bir kaymakamin soforu yuzunden kaybettiler kaliningrad dan tum ayancigin guzel insanlarina selamlar iyiki varsiniz zuhal hanim KALININGRAD DA BIR AYANCIKLI BIROL GALATALI…..