ÇEDES (Eğitimde Yıkımın Adı)
Erdoğan Erkaymaz’ın kaleminden…
ÇEDES uygulaması (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) eski adıyla Tevhidi Tedrisat Kanunu yeni adıyla Öğretim Birliği Yasası’na aykırıdır. Bir eğitimci olarak soruyorum; Bu projeye, öğrencilerin ve velilerin rızası alınmış mıdır? Bu proje Ana yasamızın 2. Maddesinde yer alan laiklik ilkesine, Eğitim ve öğrenim Hakkı ve ödevi başlıklı 42. Maddesine ve öğretim Birliği Yasasına da aykırıdır.
“Manevi Danışman” adı altında pedagojik eğitim almamış kişilerin gelecek neslimize şekil vermesi, eğitim sistemimizi temelden sarsacak nitelikte bir tehlikedir. İmam ve vaiz, din hizmetleri uzmanının yeri kutsal mekanlarımız olan camilerdir. Diyanet İşleri Başkanlığı’dır, Milli Eğitim değildir… Oysa okullarımızda rehberlik ve psikolojik danışmanlık branşında öğretmenlerimiz bulunurken ve hatta binlerce rehber öğretmen atama beklerken neden?
Bilinen odur ki; Bu proje kapsamındaki ağabeylik ve ablalık uygulamasını biz biliyoruz, tam bir cemaat ve tarikat usulü bir uygulama olacaktır. Bu uygulama Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Milli Eğitim Bakanlığı’nın görev alanını ihlal etmek olacaktır. Manevi danışmanlar; Adab-ı muaşeret kurallarının öğretilmesi, ramazan etkinlikleri, teravih ve kandil buluşmaları, camide zeka oyunu uygulamaları, hadisleri öğretmek, bayram için cami süslemek eğitim sistemimizin neresinde ne ilgisi var. Bu projeden bir an önce vazgeçilmelidir.
Okullarımızda müfredat kapsamında tanımlanmış görevleri yürüten danışmanlık hizmeti veren rehber öğretmenler ve Din Kültürü Ahlak Bilgisi dersini veren öğretmenler varken ve de hiçbir pedagojik formasyonu olmayan kişilerin okullara görevlendirilmesi mevcut yasalara da aykırıdır. Bu uygulama anayasaya aykırı olmasının yanında, kutuplaştırmayı artırarak okullarda huzuru da bozacaktır. Derhal iptal edilmelidir.
Projeler üzerinden eğitimi dinselleştirme süreci hızlandırılmış, doğrudan laik eğitim ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamalar hayata geçirilmiştir. Türkiye’de eğitim politikalarının merkezinde yer alan “tek din, tek mezhep” anlayışının, farklı kimlik ve inançlara karşı ön yargıları diri tutan ve milliyetçilik temelinde yükselen resmi ideolojiyi besleyen “manevi değerler eğitimi” uygulamasının okullardan başlayarak ülkede yaratılan kutuplaştırmayı daha da derinleştirilmesi kaçınılmazdır.
İktidar yıllardır kaynakları dini eğitime sağlamaktadır. MEB’in 2012-2022 dönemlerinde okul inşaatlarına harcadığı harcamalar Fen liseleri inşaatları için 25 milyon TL. Anadolu liselerine 68.8 milyon TL harcarken İmam Hatip Lisesi uygulama atölyeleri inşaatları için 128.5 milyon TL harcadı. Tüm aslan pay hep İmam Hatip’lere olmuştur. Buraları bir siyasi propaganda aracı haline çevirip halka hamaset satanlar, kendi çocuklarını yabancı kolejlerde okutuyorlar. Ez cümle: Öğretmenlik bir uzmanlık işidir. Hiçbir eğitimi olmayan din görevlilerinin okullara görevlendirilmesi kabul edilemez. Manevi danışmanlığın en kötü örneği Antalya Akdeniz Üniversitesi’nde intihar eden öğrencilerde görülmüşken, bu uygulama çocukların geleceği ve sağlığı için tehlikesi ortadadır.
Keşke biraz araştırıp yalan yanlış yazmasaydınız. Manevi danışmanlar en az lisans mezunu kişilerden oluşuyor. Ve bunun yanında gerekli eğitim ve seminerleri fazlasıyla almaktadır. Bukadar çevrenizde ahlaken çökmüşlük varken sizin bu insanlara destek olmanız gerekirken yazdığınız şeylere bakın.
Aklı olmayanların, fikrinin olması her daim ilgimi çekmiştir. Yakından tanımak ve anlamak isterdim. Ancak Anonim deyip geçiştirmek, sütrenin arkasından ateş etmeye benziyor. Lise mezunu olmak çok önemli ancak çok daha ötesi bilimsel ve pedolojik eğitimin katkısının önemli olduğunu düşünüyorum. Sayın Erkaymaz’ın satırları ders niteliğinde tekrar okunmalıdır. Şey.. ben anonim değilim. Ben Mustafa KILIÇ’ım.