Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (Laik Ve Bilimsel Eğitimden Asla Vazgeçilemez)
Milli eğitim bakanı Yusuf TEKİN tarafından tanıtılan yeni müfredat “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ndeki getirilen yeni kavramlar ile eğitimde birlik ve eşitlik ilkesinden ayrılmış, bilimsel, laik ve demokratik eğitimi anlayışından vazgeçilmiş olup, bilim, kültür, sanat ve felsefe derslerinin yerine din ağırlıklı içerikler düzenlenmiş, böylelikle bilimsellikten uzak ve dogmatik nitelikler ağırlık kazanmıştır.
Oysaki, Milli Eğitim Bakanının görevi demokrasi bilincine sahip, insan hak ve özgürlüklerine saygı duyan, laik bireyler yetiştirecek düzenlemeleri yapmakken, yeni model dini ve milli öğelere vurgu yaparken, Atatürk, laiklik ve cumhuriyet gibi milli değerlere hiç yer vermemiştir.
Bu müfredat, eğitim sistemimizi ideolojik bir bakış açısıyla şekillendirme tehdidi taşımakta; bilimsel ve laik eğitimden uzaklaşarak, ezberci ve dogmatik bir eğitimi anlayışına teşvik etmektedir. Birçok; partinin, sendikanın, sivil toplum kuruluşunun, uzmanların uyarı ve itirazlarına rağmen alelacele ve denemeden uygulanmaya başlayacak öğretim programı üzerine görüşler hiçe sayılmıştır. Öğretim programlarının “oldubittiye” getirilme çabası kabul edilebilir değildir. Bu kadar aceleye ne gerek var?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yetiştirilmesini; istediği “dindar nesil” hedefini “Türkiye’ye Yüzyılı Maarif Modeli” başlığı altında hayata geçirmeye çalışılmış. Bu modelin gerçek muhataplarının görüşleri alınmadan kapalı kapalılar adını daha hazırlanan müfredatın 10 yıllık bir çalışma ürünü olduğunu ilan etmişlerdi. Demokratik bir katılımla hazırlığı intibası yaratmak içinde sözüm ona taraflarının görüş ve önerilerini 1 ay içinde iletmeleri istenmişti. Bu “tarafların” asıl olarak cemaat, dini vakıf ve tarikatlar olduğunu herkes biliyor. AKP’li yıllarda defalarca değiştiren eğitim sistemi ve eğitimin muhtevası yıllardır parça parça hayata geçirilen “dinler ve kindar nesil” düşüncesine uygun olarak nitelik kazandığı ortadadır…
İktidarın STK olarak tanımladığı tarikat ve cemaatlerin ısrarıyla “ÇEDES” projesi ile tamamen dini değerlere dayalı değerler eğitimi uygulanmasının eğitimin tüm kademelerinde hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. İktidar dönemlerinde, haklar, inançlar, kültürler ve kimlik açısından var olan farklılıklar ve çok renklilik, eğitim müfredatında karşılığını hiçbir zaman bulamadı. Bu farklılık, zenginlik ve çeşitlilikler ya görülmez kılındığı ya da “karşı”, “düşman” ve “öteki” olarak yaftalandı.
Oysaki, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Eğitim Ve Öğretim Hakkı Ve Ödevi” başlıklı 42. maddesinin 3. fıkrasında; “Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esasları aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.” denmektedir. Bu sebeple yeni eğitim modeli “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” açıkça Anayasa’ya aykırılık teşkil etmektedir.
Günümüz yüzyılında ihtiyaç duyulan, çocukların düşünen, eleştiren, araştıran, çağdaş medeniyetler ile rekabet edebilen, adalet duygusu gelişmiş bireyler olarak geleceğe güvenle hazırlanan bilimsel, laik, demokratik bir eğitim sistemidir. Bu eğitim sistemi ise; çağın gereksinimlerini ve çocukların dinamik niteliğe sahip, sosyal ve kültürel gereksinimlerini karşılayacak şekilde oluşturulacak çok yönlü beceri geliştirme programlarını, teknoloji entegrasyonu içeren, yaratıcılık ve yenilikçilik temelli yaklaşımları kültürel ve sosyal farkındalık ile bütünlenen, sürdürülebilir nitelikteki müfredat ve eğitimle mümkündür. Çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkını kapsayıcı, eşitlikçi ve kaliteli olması gerekliliği karşısında dayatmacı, farklılıkları dışlayan, çocuğun eğitimini bir parçası olmayan öğeleri içeren bir eğitim müfredatı hukuki de değildir. Milli eğitimde ilme bağlılığı ve güzel sanatlara sevgi’yi dışlayan, milli birlik duygusunu zedeleyen, müsbet birimin ışığını öteleyen, her türlü anlayışa ve uygulamaları mücadele etmeliyiz.
Sevgi İle Kalın…
LAİK…
Değerli kardeşim yazınızda bir takım teknik hatalar olsa da öz itibari ile anlatılmak istenilen çağdaş ve laik eğitim vurgusundan ve bilimsel yaklaşımınızdan bir hemşehriniz olarak ziyadesiyle memnun oldum. Hatta bu ortamda bile bir hemşehrimin doğru bildiklerini tüm açıklığıyla anlatmış olmasından, anlatabilmiş olmasından da özellikle gurur duydum.
İyi ki varsın. İyi ki sizin gibi fikri hür insanımız gençlerimiz var.
Saygılar sunar. Başarılar dilerim.
Sayın Erdoğan bey sizde LAYIK derseniz gerisini düşünemiyorum. LAİK…