AYANCIK HAVADAN DA GÜZELDİR
Dünyadaki tek gerçek;
Sevgidir.
Gerisi lafügüzaf.
Sol elimi daldırdım,
Çekirdek kutusuna.
Bir avuç kabak için,
Daha külahını hazırlayamamışken Recep.
Ben ise,
İskeleye yürümüştüm çoktan.
Evet, di’li geçmiş zaman,
Yürümüştüm kırk altı yıl önce.
İstefandan eserken tatlı sert rüzgâr.
İstemeden yanaştım iskelede sağ tarafa,
Çitlediğim kabak çekirdeği kabukları
Düşsün diye denize.
Bir martı kaptı,
Boş kabak çekirdek kabuğunu.
Gülümsedim, düşünerek!
Biz de çok boşa saldırmıştık,
İnsanlık adına.
Sevgi adına.
Hala öyle değil mi sanki?
Yürüdüm iskelenin ucuna değin.
Seyfi sallıyordu kargısını keyfince,
Hep sağdan sola.
Bir aşağıya, bir yukarıya.
Çok geçmedi Maradona Çetin’in haykırışı;
Geldi, geldi bizim olanlar.
Parlıyordu kargının uçunda gümüş istavritler,
Algar’ın altındaki bıldırcınlar misali.
Belki de anlamıştır istavritler yolun sonunu.
Karadeniz’e sığmaz iken düşleri,
Son bulmuştu su dolu kovada.
Ben uzandım sol elimle,
Kovadaki İstavritlere.
Oysa ne güzel duracaklardı,
Su ile karışıp beyazlaşan iksirin yanında.
Yok, yok.
Yakışmaz mı, öpmek açıp kapanan ağzını bir istavritin?
Havacıyız ya serde!
Uçarcasına yolladım,
Engin Karadeniz’e gerisin geriye.
Elimde kaldı birkaç parlak pul.
Şaşırarak baktılar, iskele ucundaki balıkçılar.
Sordular neden yaptın! Mustafa komutan diye,
Döndüm Çamurcu yolundaki Kaya’ya doğru,
“Bir gün” dedim,
“Bir gün”
“Bulursan mavi kovadaki iri istavrit kadar çaresiz kendini,
Son ana kadar hep bir ümidin olsun diye.”
İri bir martı seğirtti ardından istavritin.
Ulaşamasın diye tuttum perdeli ayaklarından.
O ağır aksak kaldırdı beni gökyüzüne.
Bir de öyle seyrettim aşkımı havadan.
Bitmek bilmeyen sevdam;
Sen havadan da güzelsin…
Bu harika hava fotoğraflarını 2013 -2015 yılları arasında Türk Hava Kurumunun öğretmen yamaçparaşütü pilotu Orhan Özgülbaş hocam çekmiştir. Kendisi Ayancık’a ait yaklaşık 54 fotoğrafı da benimle paylaşmıştır. Öncelikle kendisine gönülden teşekkür ederim. Umarım bu nostaljik fotoğrafları Ayancık’ta sergileme fırsatım olur.
Tüm Ayancıklı dostlarıma selamlar ve sevgiler.
Orhan Özgülbaş
1964’de Adana’da doğdu. Fotoğrafçılık eğitimini öğrencilik yıllarında Adana Amatör Fotoğrafçılar Derneği’nde (AFAD) aldı ve derneğin üyesi olarak çeşitli etkinliklere katıldı. Havacılıkla 1983’de Türk Hava Kurumu’nda (THK) tanıştı. 1986’da Paraşüt Öğretmeni olarak THK’da göreve başladı. 1987’de Anadolu Üniversitesi İş İdaresi Bölümünden mezun oldu. 1989–1994 yılları arasında Uluslararası şampiyonalarda Paraşüt Milli Takımında görev aldı.
1990’da yamaçparaşüt uçuşlarına başladı. 1995’de THK’da yamaçparaşüt okulunun kurulmasına öncülük etti ve uzun süre yöneticiliğini yaptı. 1996 ve 1997 yıllarında yapılan 1.Dünya Hava Oyunları Yamaçparaşüt Şampiyonasında yarışma müdür yardımcılığı görevini yürüttü. 2000’de “Yamaçparaşüt Sporu”, 2005’de “Yamaçparaşüt Sporunun Gelişimi ve Yamaçparaşüt Kazaları” adlı kitapları yayınlandı. 2006’da yamaçparaşüt sporunun tanıtımı ve yaygınlaştırılması amacıyla Türkiye’nin en yüksek noktası olan Ağrı Dağı’na 16 kişilik bir ekiple tırmandı ve Savaş Yıkılmaz ile birlikte Türkiye’de yapılan en yüksek yamaçparaşütü irtifa uçuşunu gerçekleştirdi.
2006’dan itibaren “Kuşbakışı Türkiye Projesi” kapsamında il il dolaşarak motorlu yamaçparaşütü ile havadan video ve fotoğraf çekimleri yapmaya başladı. 2011’de belgesel film çekimi amacıyla kendi yetiştirdiği öğrencileriyle birlikte Türkiye’nin üçüncü yüksek dağı olan Süphan Dağı’na tırmandı ve zirveden yapılan 15 kişilik toplu uçuşla bir ilke daha imza attı. Evli ve bir çocuk babası olan Orhan Özgülbaş 2013 – 2015 yılları arasında 3 ayrı çekimde Ayancık semalarında yer aldı.
Bu sevdan hiç bitmesin dostum.
Emeğinize yüreğinize sağlık güzel insanlar harika olmuş tebrikler ❤️❤️👏👏
Mustafa, Ayancık’ı bu kadar güzel anlatımlarla ve fotoğraflarla bizlere göstermen seni borçlandırıyor. Biliyorsun değil mi? Bana bir Ayancık seyahati daha borçlandın. Borç önemli bir mükellefiyettir. En kısa sürede borcunu (!) ödemeni bekliyorum.
Sizinle Ayancığa gitmek benim için bir mutluluk ve onur olur hocam. Selamlar saygılar sevgiler sunuyorum.
Tek kelime harikasın cankuşum….
İstavrit in sol elinizle Karadeniz in özgür sularına atlaması hocam. Su ile karışıp beyazlaşan iksir de mutlu olmuştur. Martının kanatları da serin rüzgarlara doğru açılırken özgürce bizleri utandırdı. Şimdi bizde hayallerimizle Ayancık da olduk yosun kokusu geldi Çamurca dan iskeleden baktık güneşin bakışına…
Selamlar saygılar…
Komutanım ayancığı biliyorduk seviyorduk bir kez daha Aşık olduk gerçekten çok güzel süper. Orhan kardeşimide tebrik Ederim senin kadar renkli ve güzel şeyler yapmış. Harikasınız.
Ne kadar güzel anlatmışsın dostum. Gerçek bir şiir olmuş. Yine bizi hayallere daldırdın. Bu muhteşem yazı için tebrik ediyorum.
Canım Kardeşim ;bu guzel duygularini, anilarini bu heyacanlı unutulmayan dizelerini ne kadar guzel yaşatiyorsun.yüregine kalemine ve güzel sevgi dolu kalbine saglik…
Mustafacım sende şairlik de var, fotoğraflarda çok güzel teşekkür ederim selamlar herkese