SİZİN DE MUCİT BİR ARKADAŞINIZ VAR MI? BENİM VAR!
İkimiz de aynı toprakların çocuğuyduk. Ben iki dağın arasına gizlenmiş, çay kaşığından bile küçük bir kasabada, Ayancık’ta doğdum. Arkadaşım da, Ayancık’ın yanı başındaki Hanönü’nün Yenice Köyü’nde doğmuş.
Toprağımız da bir, öykümüz de, kaderimiz de. Cumhuriyet’in ilanının ardından, Üsküdar’dan Samsun (Canik) vilayetine kadar geniş toprakları olan Kastamonu Vilayetine bağlıymış ikimizin de atalarının yaşadığı topraklar. Sonrasında o Kastamonu, ben Sinop Vilayeti tarafında kalmışız.
Hikayemiz bir dedim. Onun da, benim de doğduğumuz şehirde bir karış toprağımız yok. Annelerimiz ikimizi de iyilik, güzellik ve merhametle yoğurmuş.
İbrahim beyle, Babakale Akliman’da tanıştık. Bundan 18 yıl önce. Komşumuz Mustafa beyin yakın iş arkadaşıymış. Ülkemizin en gözde beyaz eşya fabrikasında birlikte çalışmışlar. Yurt içinde, yurt dışında pek çok makineyi üretip, ülkemizin sanayisine, gelişmesine, üretimine katkı sağlamış.
Arkadaşının gelmediği zamanda, yazlık evinde kalıyordu. Terasında balık kamışını görünce, onun da bizim gibi balık ve deniz sevdalısı olduğunu anladım. Tanıştık, sohbet ettik. Pek çok ortak yanlarımız varmış.
Bizim Kayığımız Hangisi, Bakınca Hemen Anlarsınız
O günlerde başka bir komşumun tahta kayığı ile balığa çıkardık. Benim de küçük bir kayığım ve motorum vardı ama, tüm bakımlarını yaptırdığım halde, yarı yolda tekler, beni ve arkadaşlarımı açık denizde mahsur bırakırdı. Osman Amca, her defasında bizi kurtarmaya gelirdi. Bu yüzden kullanmazdım onu. Sonrasında satılığa çıkardım. Parası çok işe yaradı, bir yakınımın emeklilik işlemlerini halletti.
Birlikte balığa çıktığımız kayığın sahibi komşum ‘’Seni de balığa götürelim!’’ diye arkadaşımızı yüreklendirdi ama, bir türlü bu dileği çeşitli nedenlerle maalesef gerçekleşmedi.
2007 yılında kendi yeni kayığımı ve motorumu alınca ilk işim arkadaşım İbrahim beyi balığa davet etmek oldu. Kimse açıkta kalmasın diye kayıkları paylaştık. Ama ikimiz bir araya gelemedik, iki farklı kayığa bölüştük.
1-2 yıl farklı kayıklarda balığa çıktık. Ama denizde hep beraberdik. Kayıkta yalnız kaldığımda, ben limana dönmeden dönmez, ben gelmeden içi rahat etmezdi. Sonrasında kendi kayığımızda buluştuk.
O günden beri, her yazımız, Eğe’nin rüzgarlı ve hırçın dalgaları izin verdikçe, denize açılıp kısmetimizi birlikte aramakla, balığa, denize sevdalanmakla geçmeye başladı.
O benim hem canımı, hem malımı emanet ettiğim bir dosta dönüştü. Başım her sıkıştığında yanı başımda oldu. Kırılan, bozulan, dağılan her şeyimi onardı. Yardımıma koştu. Her defasında ben ona borçlanıp durdum.
Palamut Oltası ve Arkadaşım İbrahim Kapusuz’la Ege Sularında
Mozaik taşlarını daha kolay tesseralara dönüştürebilmem için bana çok özel bir taş kırma makinesi yapmıştı. Kolla çalışan bu makine, bir elmas kırıcıya sahipti. İşimi kolaylaştırdı. Benden hiç para almadı. Parayla pulla hiçbir zaman işi olmadı.
Mozaik taşlarını kırarken çıkan toz gözlerimi rahatsız ediyordu. Havaya uçuşan tozları yakalayıp emsin diye bana bir hava temizleyici yaptı. Yine borçlandım.
Balık Varsa Kovamızda, keyfimiz Yerinde. Balık Dönüşü
Bir süredir, mozaik taşlarını kırmaktan her iki omzum da incindi. Sohbet arasında ağzımdan kaçırdığım bu cümle üzerine bana elektrikle çalışan, hidrolik bir taş kırma makinesi daha yaptı. Ben onu zor kaldırıyorum, ama o, ta Ümraniye’den Göztepe’ye kadar yorulmadan taşımış. Beni yine borçlandırdı.
Denizi, balığı ve gurubu Kim Sevmez
İbrahim bey sadece benim kurtarıcım değil. Sitemizde yaşayan herkesin kurtarıcısı. Kimin başı sıkışsa soluğu onun evinin önünde alır. Herkesin karşılıksız yardımına koşar ama kimseden yardım istemez. O kendine münhasır, nesli tükenen ve nadir bulunan, en özel insanlardan biri.
Güvenlik kameramın trafosu yandı, kendi trafosunu benim cihazıma taktı. Tekerim patladı şişirdi. ATV’min oturma yerini kediler tırmaladı, yırtldı, İstanbul’dan hakiki deri getirip yenisinden güzel kapladı. Fırınım bozuldu yaptı. Duvarım delinecekti, deldi.
Ben saymaktan yoruldum benim için yaptıklarını, ama o yardıma koşmaktan yorulmadı. İn cin top oynayan bir dağın başındaki evimizde, hayatımızı kolaylaştırdı, güzelleştirdi. Hani her eve, her mahalleye, hatta her ülkeye lazım böyle birisi denir ya, işte öyle biri benim arkadaşım.
Az daha unutuyordum. Arkadaşım birkaç kez Mustafa beyin evine gelip kaldığı köyümüzü, komşuluğumuzu, arkadaşlığımızı o kadar benimsedi ve sevdi ki, o da buradan bir ev aldı. Komşumuz oldu.
Akşam Yürüyüşü
Ben onun, bizim için yaptıklarını tek tek sıralasam bu sayfalara sığmaz. Ben tanrının en şanslı ve zengin kullarından biriyim. Ailem, her birinden ayrı ayrı gurur duyduğum kardeşlerim, dostlarım, arkadaşlarım ve birbirinden değerli komşularım var. Hayat bir orman gibi bir arada olunca güzel. Sizi düşünen, sizi sakınan, size güvenen, sizinle gurur duyan dostlarınız varsa güzel. Hayat birlikte güzel.
Bazen Kısmetinize Kalamar Düşer
Ege’de Kendi Halinde bir Köy, Babakale Akliman Kumsalı
Hasta olduğumda, başım sıkıştığında, canım yandığında sevdiklerimin yanı başımda olduğunu hissetmek ne güzel bir duygu. İşte servetin en büyüğü de bu işte.
Değerli Arkadaşım İbrahim Kapusuz’un benim için ürettiği ve eşi benzeri olmayan Hidrolik Taş Kırma Makinesi
Sizin de mucit bir arkadaşınız var mı? Benim var! Yakınlarınızın, dost ve arkadaşlarınızın değerini iyi bilin. Her şey onların dilediği gibi olsun. Yaptıkları her güzel şey onlara sağlık, huzur ve mutluluk olarak dönsün. Ayaklarına taş değmesin. Hep yanı başımızda olsun.
Bir dileğim daha var. Keşke arkadaşım ülkemizi içine düştüğü derin krizden kurtaracak, özellikle çocukların ve kadınların hayatını güvence altına alacak, bu topraklarda doğan herkesin eşit, mutlu, sağlıklı ve huzurlu yaşamasını sağlayacak bir makine icat edebilse. Ama böyle bir makinenin icat edilmesi imkansız. Sevgilerimle….
İyi ki varsınız dostum. Kalbinizin güzelliği kaleminize yansıyor.
Güzel kardeşim herkese güzel insanlarla karşılaşmak nasip etmez Allahım. Sen de çok iyisinde ondandır. Bizimde bir mucit kardeşimiz var’Ali baba”tıpkı senin arkadaşın gibi her işimize koşar. Biz şanslı bir aileyiz demek ki. Arkadaşına saygılarımla
Böyle bir ortak arkadaşımız olduğu için çok şanslı bireyleriz .Mucit liğin yanındada o kadar temiz bir yüreği var arkadaşımızın.
Muhteşem bir anlatı yüreğine emeğine sağlık selamlar sevgiler. Ayrıca İbrahim (usta)arkadaşıma da sevgi selamlar sağlıkla…