İLK OKUL
Ayancık anıları…
1954 yılının Eylül ayında babam, “Hazırlan, kasabaya gidiyoruz” dedi. Demiryolunun kavşak noktası ve Ayancık Devlet Orman İşletmesi’nin bir ara istasyonu olan İkisu’da oturuyorduk. İkisu ve Ayancık arası 6 kilometre idi. Annem kıyafetimi değiştirdi, beni hazırladı. Babamla vagonete binip Ayancık’a geldik. Köprübaşı dediğimiz yerden yokuş yukarı, sonsuzmuş gibi görünen sayısız basamaklardan ağır ağır Kurtuluş İlkokulu’nun önüne çıktık.
Nüfus kaydıma göre 6 yaşımı doldurmuştum ama henüz 7 yaşında sayılmazdım. Okul müdürü Zeki Bey’in odasına girdik. Babam benim okuma yazma bildiğimi söyleyince, Zeki bey bana sorular sordu, yazılar yazdırdı. Gerçekten bildiğimi anlayınca ikinci sınıftan başlatabileceğini söyledi. Ama babam, “Temeli sağlam olsun, birinci sınıftan başlasın” dedi.
Okul kaydım yapıldı. Kurtuluş İlkokulunun 73 numaralı öğrencisi olarak eğitimim başladı. Birinci sınıfta öğretmenimiz Fatma Baran’dı. Okuma yazma bildiğim için okula hazır gelmiştim. O yıl sınıfın en başarılı öğrencisiydim. İkinci sınıftan itibaren en başarılı öğrenci bayrağını Süheyla arkadaşım aldı ve bir daha bırakmadı. Sonraki yıllarda her yıl öğretmenimiz değişti.
İnönü İlkokulunda kardeşim Alaattin’i beş yıl okutan Fatma öğretmenim, hep çalışkan öğrenci olarak hatırladığı için, kardeşime beni örnek gösteriyormuş. İlkokulun dördüncü sınıfında artık Ayancık’taki evimizdeydik. Kurtuluş İlkokulundan İsmet İnönü İlkokuluna geçiş yaptım. Ama bu sefer okul numaram 356 oldu. Ayancık Ortaokulundaki numaram ise 112.
Kurtuluş İlkokulu’nun fotoğrafını görünce hatırladım bunları. Ama öğrenmenin sonu yok. 2025 yılında 77 yaşına girecek bir hayat okulu öğrencisiyim.
SABAHATTİN ÖZTÜRK