10 KASIM
Büyük Kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Büyük Kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün maddi varlığının aramızdan ayrılışının 82 yıl sonra, bir 10 Kasım daha yaşıyoruz. “O,” ne diyordu; “İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben, ölümlü Mustafa Kemal, Öteki ulusun içinde yaşattığı Mustafa Kemal” Yine “O”, “ Beni görmek behemahal yüzümü görmek değildir. Benim düşüncelerimi ve duygularımı anlıyorsanız ve duyuyorsanız bu yeterlidir” diyordu. Yüce kurtarıcı bu iki sözüyle, 10 Kasımlara nasıl bakmamız gerektiğini vurgulamaktadır.
Atatürk’ü severek büyüdüğümü söyleyebilirim. Sadece kitaplardan, şiirlerden, marşlardan öğrenmedik Yüce Ata’mızı… Evlerimizde ailemiz, okullarımız da öğretmenlerimizin seslerinde, yüreklerinde, yüzlerinde gördüğümüz sevgiyi hissederken büyüdük. Her on Kasımlarda diğer günlerdeki girdiğimiz gürültü patırtıyla değil, o gün okulumuza sakin uslu bir şekilde girer 10 Kasım merasimine katılır saat Dokuzu beş geçe sirenler çalar, saygı duruşuna geçilir, sokaklardaki yayalar durur, arabalar durur içindekiler dışarı çıkar sessizce, saygıyla sirenler susana kadar dururduk. O günden bu güne aynı duygular içerisindeyim.
Mustafa Kemal Atatürk, yaşamı boyunca her adımını dikkatle, toplumun duyarlılıklarından kopmadan, dünyadaki gelişmeleri izleyerek ve Türk ulusunun desteğini daima yanında hissederek atmıştır. Her konuya; her daim genç dinamik ve cesur bir zihniyetle yaklaşan, öncülük eden Ata’mız adeta tüm zamanın lideridir, sözleri, hala bize yol göstermektedir. Zafer kazanmış bir komutan olmasına ramen, “Yurtta barış, dünyada barış” sözleriyle barışın vazgeçilmezliğini haykıran Ata’mız, zaferle taçlanan Kurtuluş Savaşı’nın sonunda kendisine “Başardınız Paşam” diyenlere, “Asıl mücadele şimdi başlıyor” sözleriyle karşılık vererek, Türk ulusunun aydınlanma sürecini başlatmış ve barış içinde büyümesini, gelişmesini istediği Cumhuriyetimizi, gençlere emanet etmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk ile aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan liderler, bugün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla anılır olmuştur. Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk ise sevgi ve saygı uyandırarak, Türk milletini, çağ ile tanıştırmaya gayret edip varlığını teminat altına almaya yöneltmiştir. “Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak” hedefi ise çağın akışına yön verme düşüncesinin bir göstergesidir.
27 Kasım 1978 tarihli UNESCO genel kurulu kararı doğrultusunda, Atatürk’ün doğumunun 100’üncü yılında bütün dünyada “1981 Atatürk Yılı” olarak kutlanmış ve bu uygulama dünyada ilk ve tektir. UNESCO 152 ülkenin oybirliği ile yapmış ve dünyaya dağıtmış olduğu ATATÜRK tanımlamasında; “”Atatürk; Uluslar arası anlayışı, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün bir kişi, olağanüstü reformlar gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve enperyalizme karşı savaşan ilk lider, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün hayatı boyunca insanlar arasında renk, din ve ırk ayırımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu.”
Ne yazık ki Ata’mızın ölümünden sonra ülke yönetimine gele siyasi iktidarlar Atatürk ilkelerine, devrimlerini ve manevi mirasını yeterince sahiplenmemişlerdir. Bu süreç Cumhuriyetin temel değerlerinden ödünler verilmiş, ekonomiden, milli eğitime kadar her alanda Kemalist politikalar dışlanmış ülke kötü yönetilmiş ve karşı devrime yol açılmıştır. Önümüzdeki süreçte, Türk Milleti Atatürk’ün öğütlerini tutacak, bir din devletine dönüştürülmesi gayreti içindeki emperlalizmin tasarımını bozacaktır. Tam bağımsızlık ve çağdaşlaşma yolundaki yürüyüşümüz devam edecektir.
Bu düşüncelerle Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikalinin 82. Yıl dönümünde bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyorum.