Dolar 35,1981
Euro 36,7471
Altın 2.968,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 15°C
Hafif Yağmurlu
Sinop
15°C
Hafif Yağmurlu
Cts 11°C
Paz 12°C
Pts 15°C
Sal 14°C

NAPOLİ (POMPEİ)

20 Aralık 2024 20:17

Erdoğan Erkaymaz’ın kaleminden gezi yazısı (4.kısım)…

6 Kasım 2024 Çarşamba Napoli limanındayız. Sabah yine her zamanki gibi erkenden kalkarak kahvaltımızı aldık. Grubumuzda toplanarak rehberimiz eşliğinde Pompei’ye doğru ya da çıkıyoruz.  Pompei’ye daha önce de gelmiştim. Bilgileri tazeleme adına iyi olacağına inanıyorum. POMPEİ yani antik Roma İmparatorluğu’nun zirvesinde, Napoli körfezinin kıyısında yer alan kent M.S. 79 yılında meydana gelen Vesuvius Yanardağının patlamasıyla lav ve küllerle kaplandı. Ancak unutulmuş bu kent 18. yüzyılın ortalarında yeniden gün yüzüne çıkmıştır. Yapılan kazılar sonrası, Roma’nın mimarisi, sanatını ve sosyal yapısını ortaya çıkarmış oldu. Yıllarca kül ve toprak altında korunmuş olan Pompei Antik Kentinde sokaklar orijinal, duvarlardaki boyalar hala yerinde, çarşılar, villalar, evler, pazar yerleri, hamamlar, tapınaklar, mozaikler, tiyatrolar ve taşlaşmış canlı figürler… Antik Kent 1997 yılında “UNESCO Dünya Kültür Miras Listesine” girmiştir. Dünyanın en iyi korunmuş antik şehri konumundaki Pompei’nin toplam 440.000 metrekare alan bir alana yayılıyor. Burayı bir günde gezmek oldukça zor. Gezmiş olduğunuz alanları paylaşmak istiyorum.

İlk gezi bölgemiz Gladyatör Kışlası (Guadriporticum). Büyük tiyatronun hemen arkasında onun bir uzantısı konumundadır. 74 adet dor sütun ve revaklar ile çevrilmiş olan zaman içinde farklı amaçla hizmet etmiştir. Önceleri tiyatronun bir fuayesi olarak kullanılmış… Tiyatronun olmadığı zamanda halkın yiyeceklerini alıp zaman geçirdiği piknik alanıydı. M.S. 62 depreminden sonra “Gladyatör Kışlası” olarak kullanıldığı bilinmektedir. Kazılar sırasında 1. katta koğuş olarak kullanılan odalarda gladyatörlere ait eşyalar bulunmuştur.

Şimdiki durağımız Tiyatro (Odeon). Büyük tiyatronun hemen yanında, Odeon adı verilen 1000-1500 kapasiteli tiyatrodayız. Yaklaşık M.Ö. 75 yıllarında, büyük tiyatrodan çok sonra inşa edilmiştir. Konser ve resitaller için kullanılan, zamanında üstü kapalı olan odeon, sonradan örnek alınıp Roma dünyasında popüler bir bina türü olmuştur. Yapı akustiği geliştirmek için tamamen işlevsel bir çatı ile kaplanmıştır. Bol bol fotoğraflar çekildi. Bu alanda gruplar çok olduğundan kulaklı gezmemiz oldukça yararlı oldu. Rehberimizi net duyup bilgilendik.

Pompei Sokakları’ndayız. Pompei sokakları genelde 4,5 metre genişliğindedir. Bazı ara sokakları 2 metreye, bazı ana caddeler 6 metre mesafeye ulaşmaktadır. Zemin paket taşları ile çok iyi döşenmiş ve taşların aralarında 3 mm civarında boşluk bırakılmıştır. Bazı yollar tek şerit, bazı yollar çift şerit olarak düzenlenmiştir. Sokakların her iki tarafında kaldırım bulunmaktadır. Geceleri sokaklarda rahat ilerlemek, kolay yön bulmak için büyük taşların arasına küçük beyaz ay taşları döşenmiş, gece karanlığında bu taşlar fosforlu olduğu ve parladığı için yolun aydınlanmasına neden olmuştur. Düzenli kanalizasyon olmadığından evlerin pislikleri sokağa akmaktadır. Sokakların bazı noktalarında yayaların yolu rahatça geçebilmeleri için yüksek geçit taşları konmuş. Taşları araları açık bırakarak arabalarının geçmeleri için geçit taşları ayarlanmış.

Yolun kenarında Pompei Çeşmeleri dikkatlerden kaçmıyor. Bu çeşmeler sokakların önemli parçalarıdır. Bazı zengin Pompei sakinleri evlerinde su kaynaklarına sahip olsa da halkın suya erişimi bu çeşmeler oldukça önemlidir. Yaklaşık 40 adet çeşme varmış. Karakteristik olarak, dikdörtgen derin bir lavabo, birbirinden farklı heykel kafası hepsinin ortak özelliği… Bu durum adres bulmaya ve buluşmada kolaylık sağlıyor. “Evin nerede?” sorusuna cevap olarak heykelin ismini söylenerek cevaplanıyordu…

Yolun sağında solunda Pompei Evleri ve Villalarınden geçiyoruz. Romalılar Pompei şehrini eğlencenin, şehvetin, zevkin merkezi haline getirmeleri, diğer tarafta ticaretin ve verimli toprakların cazibesi bu şehre zenginlerin ve asillerin akmasına neden olmuştur. Böyle bir kitle doğal olarak yaşam stillerini kendilerini geliştirdi ve zaman içinde sakinler için muhteşem evler, villalar yapılmış… Mekanların bahçeleri, havuzları,, odaları duvarlarındaki freskleri ve daha birçok unsuru gözlemledik. Zamanınız varsa; Casa del Fauno, Casa del Fontana Piccolo, Casa del Vetti, Casa del Mosaici, Casa del Menandro gezebileceğiniz birkaç evden biridir.

Yeni durağımız Stabiane Hamamları. Roma imparatorluğu döneminde sıradan bir vatandaş için öğleden sonra hamama gitmek gelenek haline gelmiş bir davranıştı. Hamama gitmek tek başına yıkanma faaliyetinin ötesinde sosyalleşme metodu haline gelmişti. Roma hamamlarının fiziki yapıları genelde aynıydı. Hamamın girişindeki soyunma odasında (apodyterium) elbiselerin bırakıldığı nişler var. Soyunma odasından soğuk odaya (Frigidarium) geçilip soğuk havuzuna girildikten sonra ılık odaya (Tepıdarium) geçilir. Terlenir ve masaj yapılırdı. Ardından sıcak odada (Caldarium) sıcak suyla banyo yapılır ve soğuk odaya dönülüp masaj yapılır. Hamamlarda kapılar; kadınlar için ayrı, erkekler için ayrı ya da hamamı sabah kadınlar, öğleden sonra erkekler yer almaktadırlar. Fotoğraflar çekildi (Stabiane Hamamı) ayrılıyoruz.

Şimdiki durağımız Lupanar Grande (Genelev). Gemilerden inen denizciler, gerekse şehre gelen tüccarların ihtiyaçlarını karşılamak için birçok genelev kurulmuş. Pompei’de o günlerde 35 civarına genelev olduğu bilinmekte. Lupanar Kentin en ünlü genelevi olduğu söyleniyor. Genelevi bulmak için zemin taşlarında ve duvarlarda “erkek uvzunu simgeleyen” semboller yapılmıştır. Grubumuzda ben dahil fotoğrafını çekmeyen kimse kalmadı. Duvarlarda cinsel pozisyon resimlerini görebilirsiniz (genelev odalarında) dil soyunun ortadan kaldırmak için kullanıldığı yazılmakta…

Büyük ilgi gören bu mekandan ayrılıyor Forum’a geliyoruz. tüm antik şehirlerde ve Roma’da Forum; “şehrin kalbinin attığı” her şeyin odaklandığı, gerçek bir merkezdeyiz. Günümüzde “şehir merkezi” dediğimiz alandayız. Burada Basilica (mahkeme duruşmaları yanı sıra hukuki meseleleri tartışmak için kullanılan büyük site) Belediye Ofisi Binaları, Eumachia Binası, Vespasiano Tapınağı, Lares Tapınağı, Mecellum (Kapalıpazar), Nero Kemeri, Jüpiter Tapınağı, Umumi Tuvaletler, Forum Ambarları, Mensa Ponderaria ve Apollo Tapınağının bulunduğu alandayız. Rehberimizi dinlerken bol bol fotoğraflar çekiliyor.

Son durağımız Taşlaşmış İnsanlar vezüv yanardağının püskürmesi ile çevreye yayılan; sünger taşları, kara taşlar, meydana gelen heyelanlar burada yaşayan, kaçamayan, ölen ve bayılanların üzerini kapatmıştır. Kazılar sırasında şehrin üstüne kapanan katmanın 6-7 metre olduğu bilinmektedir. Sertleşen üst tabakanın altında bulunan cesetlerin çevresinde bir kalıp oluşmuş, cesetler çürüyünce bir boşluk kalmıştır. 1861 yılında kazı çalışmaları başına geçen Giuseppe Fiorelli bu durumu keşfetmiş ve o boşluklara alçıyla karışık bir sıvı dökmüştür. Dökülen sıvı donunca çeşitli figürler ortaya çıkmıştır. Üstteki sertleşmiş lav tabakası kaldırıldığında “pompei’de ölmüş insan ve hayvan figürleri” ya da “taşlaşmış figürler”in doğmasına neden olmuştur. Bu fügürler arasında; yatarken, omuz omuza otururken, cinsel ilişki sırasında, zincirlere bağlı gladyatörler, çocuğuna sarılmış anneler… Fotoğraflar çekildi. Pompei gezimiz sonlandı.

Şimdi şehir merkezi NAPOLİ’ye hareket ediyoruz. Campanya Bölgesinin en ünlü limanı Napoli, eski çağların hiçbir zaman tamamen ortadan kaybolmamış. Birkaç Avrupa şehrinden biridir. Yunanlıların kurduğu, Romalıların geliştirip genişlettiği kent, geçen yüzyıllar içine yabancı işgalciler için en kıymetli hazine olmuştur. Bölgesi geçmişin günümüze uzantısı ise; gürültülü, suç oranı yüksek, biraz pasaklı, biraz karmaşık ama görülmeye değer bir metropoldür. Kentte bir yanda Avrupa’nın en eski üniversitelerinden birisi, tarih, sanat, kültür alanında atılmış adımlar… Diğer tarafta da hala yüzyıllık evlerde yaşayan insanlar, sokaklarda asılmış çamaşır görüntüleri, pis ara sokaklar, güvensiz geceler, çarpık bırakılan araçlar, mafya etkisi, başka yerlerde eşsiz doğal, güzellikler yaşamaya değer adalar.

Rehberimiz şimdi ünlü futbolcu Maradona’nın Napoli’de yaşadığı yerlerin başında Via Posilipo’yu gösteriyor. Bu sokak Napoli’nin en lüks semtlerinden biri… Napoli Körfezi’nin muhteşem manzaralı bu yerinden geçiyor şehir turumuza devam ediyoruz.

Yeni durağımız Piazza del Plebistico Meydanı. Meydanın büyüklüğü çok dikkat çekici; zaman zaman dünyaca ünlü şarkıcı ve grupların konserlerine ev sahipliği yapmaktadır, yılbaşı eğlenceleride burada yapılmakta. Meydanın Açık Hava Tiyatrosu kıvamında… Paket taşlarla bezenmiş 1808-1815 arasında Napoli kralı olan imparator Napolyon’un kayınbiraderi Joachim Murat tarafından yaptırılmış. Meydandaki “San Francisco di Paolo Kilisesi” 1817’de Ferdinand I tarafından yapılmıştır. Kilisenin önünde duran atlı muhafızlar, Kral III. Charles ve oğlu Ferdinand I heykeli… Adeta kilise ve meydan koruyucu gibi. Meydanın doğu yakasında da “Palazzo Reale” (Kraliyet Sarayı) ihtişamı ön cephesi ile dikkat çekiyor.

Meydandaki San Francesco di Paola Kilisesi. İtalya’da neoklasik mimarisinin eserlerinden biridir. Roma şehrindeki “Panteon”dan esinlenerek yapılan kilise, cephede 6 sütun ve iki iyon direği ile ihtişamını tamamlıyor. Kilisenin kubbesinin üst merkezi Panteon gibi açıktır.

Royal Place (Kraliyet Sarayı)nın önündeyiz. 1600 yılında şehre hakim İspanyollar tarafından başlatılan bu proje o zamanlar batının en prestijli mimari alan Domanico Fontana’ya teslim edildi. Rönesans tarzında tasarlanan saray, 1837’de yangında zarar gördü ve restore edildi. Bugünlerde kütüphane ve müze olarak kullanılıyor. Dış cephe üzerine kronolojik sıralama ile Napoli kralının heykelleri var.

Grubumuzla Galeri Umberta‘ya geliyoruz. Via Toledo caddesi üzerine bulunan 1887-1890 yılları arasında inşa edilen bu alışveriş merkezi Napoli’de görülmeye değer. Milano’daki “Galleriya Vittorio Emanuele II” alışveriş merkezini anımsatan bina yapım sırasında dönemin kralı Umberto I’in adı almıştır. 56 metre yüksekliğindeki cam tavan oldukça dikkat çekici… Rehberimiz servis zaman veriyor bu tavanın altında buluşmak üzere alışveriş, yemek için ayrılıyoruz. Rehberimize pizzanın anavatanı sayılan Napoli’de Pizza nerede yiyebileceğimizi soruyor, bulduğumuz yere yakın Via Toledo caddesi üzerindeki pizzamızı yiyor hediyelik ve alışverişimizi yapıyoruz.

Gemimize yürüyerek dönerken Castel Nuova (Nuova Kalesi) Napoli’nin simge binasının önündeyiz. Tam bir orta çağ kalesi görünümünde bir bina… İnşası 1279’da Fransız mimar Pierre de Chaule’un planına dayanılarak kral “Anjou Charles I” tarafından başlatılmış. Yamuk düzende yapılmış kalede 5 adet silindir kubbe bulunmaktadır. Kale bugün kültürel etkinliklerin yapıldığı yer ve Civico Müzesi’ne barındırır.

Yorulmuştuk yanınıza geçip dinlendik. Yarın Roma’dayız…

NAPOLİ (POMPEİ)  NAPOLİ (POMPEİ)  NAPOLİ (POMPEİ)  NAPOLİ (POMPEİ)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.