95. yılında Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun
Ulusumuz için en önemli gün 29 Ekim’dir. Cumhuriyetimizin kuruluşunu simgeleyen gündür. Her yıl coşkuyla kutlamalar devam edecektir.
Ulusumuz için en önemli gün 29 Ekim’dir. Cumhuriyetimizin kuruluşunu simgeleyen gündür. Her yıl coşkuyla kutlamalar devam edecektir. 1. Dünya Savaşı sonucunda ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından paylaşılmıştı.
Ulus Suna güvenen Mustafa Kemal Paşa önce Samsun sonra Erzurum ve Sivas kongreler sonunda şunu demiştir. ” tek bir egemenlik var, o da milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır” diyordu. 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet ilan edildi.
Ne diyordu; ” Cumhuriyet ahlaki fazilete dayanan bir idaredir. Sultanlık, korku ve tehdite dayanan bir idaredir. Cumhuriyet İdaresi namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık ise korkuya ve tehdite dayandığı için Korkak, Alçak Sefil ve rezil insanlar yetiştirir. Arasındaki fark bunlardan ibarettir” diyor…
O gün nüfus 13 milyon, 11 milyonu köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardi, 37 binince okul yok, 30 bin köyde Cami yoktu bütün memlekette sadece 5000 hektar alan sulana biliyor, traktör, biçerdöver hic yok. Ay çiçeği, şeker yok. Ekmeklik un,pirinç ithaldi. Bitle başa çıkılamıyor, Hayvanlar ve insanlar kırılıyor. Beş bin köyde sığır vebası var, Bir milyon kişi frengi iki milyon kişi sırlaydı, üç milyon kişi trahomluydu. Verem, tifüs, tifo salgını vardi. Memlekette Sadece 337 doktor vardı. Sadece 60 Eczacı vardı Sadece 8’i Türk’tü. 4 Hemşire 136 Ebe vardı. Yanmış bina sayısı 115 bin, hasarlı bina sayısı 12 bindi. Komple kül edilmiş köy sayısı binin üzerinde. Ülke inşa edilecek kiremit yok. Limanlar Madenler yabancıya ait. Kadın insan değil… eşit eğitim hakkı meslek edinme hakkı, boşanma hakkı, velayet hakki, kendisine miras kalan mallar üzerinden tasarruf hakkı yoktu.
600 yıl boyunca Arapça, Farsca, harmanlanmasına Osmanlıca denilmiş. Fransızca İtalyanca kelimeler, Levanten terimler dilimizi istila etmişti. Topraklarımıza kitap gelene kadar Avrupa’da 2.5 milyon farklı kitap basılmış, beş milyar adet satılmıştı. Erkeklerin yüzde yedisi kadınların binde dördü okuma yazma biliyordu. Tek üniversite vardı Darülfünun medreselerde Türkçe yasaktı.
30 Ekim 1923 Mustafa Kemal İsmet İnönü’ye mektup yazıyor Cumhuriyetin ilk cumhurbaşkanı, cumhuriyetin ilk gününde Cumhuriyetin ilk Başbakanı na; “Bize, geri, borçlu, hastalıklı bir vatan Miras kaldı. Yoksun ve esir ülkelere örnek olacağız. Kaderin bizim kusagimiza yüklediği bir görev bu. Özgür bir toplum oluşturmak zorundayız. Çağdaşlaşmak bu ideali gerçekleştirmek zorundayız. Bu görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim. Allah yardımcımız olsun.”
Mustafa Kemal “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” diyen 1924 Anayasası’yla demokrasiye Meclisi yüceltirken… Almanya’da Hitler, İtalya’da Mussoline, ispanya’da Franco, Portekiz’de salazar yönetiyordu. Rusya’da Stalin hakimdi. Macaristan, Romanya, Yugoslavya’da Kral, Avusturya’da da çar vardı. Avrupa’da o dönemde İngiltere Fransa ve Türkiye dışında halk egemenliği ile yönetilen başka ülke yoktu. Mustafa Kemal’in vizyonun ülkesini
3 yıl gibi inanılmaz bir sürede modern dünyanın Lider ülkelerinden biri yapmıştır.
Time dergisine kapak oldu. (1923) kapaklı fotoğrafı kullanarak Anadolu Topraklarında ” özgür bir ulus” yarattığını yazdılar. “Devrimleri ile dünyada yankı uyandırdığını” yazdılar. “Efsane” haline geldiğini yazdılar. 1927 de de aynı dergisine kapak yaptılar sivil fotoğraflarını kullanarak bu defa da; ” Kalkınma ve demokrasiye mucizesi” ni anlattılar. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik açıdan büyüme rekorları kırdığını Avrupa’da diktatörler yükselirken Mustafa Kemal’in Demokrat kişiliğiyle tüm dünyaya “rol model” oldugunu anlattılar.
Ulus bütünlüğü içinde yaşamak isteyen bu millet, özgür, ülkemizin parçalanmak riski taşımadığı, insanlarımızın yurttaş olarak, eşit, kardeşçe yaşadığı, çalışanın köle olmadığı, emeğinin değerinin bilindiği, planlı kalkınan, bölgeler arasında dengeleri gözeterek gelişen, laik, demokratik, halkçı bir hukuk devletinde yaşamak istiyor. Türkiye Cumhuriyeti Tarihimizin, devrimlerle karşı devrimler, emperyalistlerin beslediği taşeron örgütlerinin ırkçe ve gerici, kalkışmaları tarihidir. Son yıllarda Cumhuriyetin temel ilkeleriyle kavga eden ve geçmişteki kazanımları yok sayan vefasız ve nankör anlayışın topluma kabul ettirmeye çalışmalar başarılamayacaktır. Cumhuriyetimizin kurucusuna yapılan saygısızlıklar kazanamayacaktır. Bilinmelidir ki; Atatürk sevgisi ve Türkiye Cumhuriyeti milletimizin kalbinde sonsuza kadar yaşayacaktır. 95. yılında Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.