Aysel Vural Çelik’i Kaybettik (Kimilerinin ablası, kimilerinin yoldaşı idi)
(Kimilerinin ablası, kimilerinin yoldaşı idi)
“Ölüm kayıpların en somut ve en acı olanıdır. Ölüme karşı verdiğimiz tepkilerimizde farkında olmaksızın, geçmişimizdeki yarım kalmış, dayatılmış yada aceleye gelmiş ayrılıklarımızın bilinçaltımızda ki kalıntılarını da bir arada yaşarız. Yas tutma, sadece ölüme karşı verilen bir yanıt değildir. Yas tutma herhangi bir yitim yada değişikliğe verdiğimiz psikolojik yanıt ve iç dünyamız ile gerçeklik arasında uyum sağlayabilmemiz için yaptığımız uzlaşmalardır.” gidenin ardından….
Vamık VOLKAN
İnsanı darmadağın eden haberdir. Hele hele gece gece en sevdiğin birisi vefat ettiyse. Öyle bir haber ki bu, size haberi veren ortak arkadaşınızın kötü bir şeyi haber vereceğini hissedip telefonda onu sözlerini kesip, final cümlesini söylememesi için saçma sapan sorarsınız ne konuştuğunuzu bilmeden… Sonra maalesef o ağır sözü duyarsınız. HAYIR! Ardından anılar, onunla paylaştığınız zamanlar canlanır, gözlerinizde. Birlikte gülüp eğlendiğiniz o güzel günler sohbetler, gezilen gezide ki eğlencenizde ki kendi hallerinize gülmeleriniz. O çocukla çocuk, büyükle büyük olmayı bilen, yardımseverliği neşesi ve coşkusuyla ilçemizin gönlünde taht kuran kişi söylemesi zor ki; kimilerinin ablası, kimilerinin can yoldaşı Aysel Vural Çelik…
Yine duyguluyum,bir dostun ardından nasıl neler yazacağımı bilemiyorum.2009 dan bu yana Ayancık ve Sinop yerel gezelerine köşe yazıyorum,yazmak… Hele hele dost ardından yazmak ne kadar zormuş. Kelimeler düğümleniyor o güzel insan; gururlu, onurlu, şahsiyetli, prensiplerinden tavizi vermeyen, dikkatli, seviyeli gerçek hanımefendi dost canlısı, ailesi için özellikle yeğenleri için canını verirdi. Aramızda bir birimize “bakan” diye takılırdık. Çünkü gerçek bir fikir insanıydı.
Bizim Aysel’imiz ışıl ışıl parlayan, zarif Cumhuriyet Kadın’ıdır. Hayatı hep mücadele içinde geçmiş, kendi toplumsal değerlerimize dikkat eden, eşinin ağzına bakmayan, arka plana atılmayan tam bir Cumhuriyet kadınıdır. O kendi ayakları üzerinde duran, çağdaş, eğitimli, ahlak sahibi ve vatansever kadındı. Cumhuriyetimizin temel ilkelerine bağlı, bu ilkeleri muhafaza etmek ve ileriye dönük geliştirmek için önce kendisini geliştirmesi gerektiğinin bilincinde olan, kendisinden sonra ki nesilde Cumhuriyet sevgisini ve bağlılığını aşılamak için Atatürk ilke ve inkılapları ekseninde yol alan çağdaş laik, eğitimli, ilerici, yenilikçi Atatürk sevdalısı kadındı.
İnsanın en paha biçilmez varlığı hayatıdır. Hayat bir kez verilir insana ve bu hayatı öyle yaşamalı ki hiçbir amacı, anlamı olmadan yaşanan yıllar içinde utanç duymasın, ölürken bile “Ben gücümü dünya da en mükemmel olan şeye insanlığın özgürlüğüne kavuşması için mücadeleye adayarak yaşadım” desin. Aysel Vural Çelik dostumuz yaşarken hak, hukuk, adalet, özgürlük düşüncesiyle yaşamış mücadele kadınıydı. Birbirimize “Bakan” diye hitabımızda; yıllar önce bu konular üzerinde görüşlerimizi paylaşırken; “Kim başbakan olursa ikimizden biri diğeri bakan yapılacak” diye takılırdık. O; emeğe, özgürce yaşamayı, eşitliği savunurken, sömürüye, ırkçılığa, ayrıştırmacılara hep karşı olmuş kendi bilgi dağarcığı içinde anlatmaya çalışmıştır.
Evet bazı insanlar çok özeldir. Bu özel ve güzel insanlar da çok nadirdir. Ayancık’ın kimilerine göre ablası, kimilerine göre can dostu Aysel kardeş de benim için öyle idi. Birini kaybetmek eksilmek demektir. Bir hayatın son buluşu içinizden bir parçanın kopup gidişidir. Ölen kişinin ardından bıraktığı anılar, baktığınız her yerde ise… Acıyı hissedersiniz. Birini kaybetmek ağır ve derin acıdır. Bir şeyler eksilmiştir, hayat durmuştur. Orhan Veli Kanık’ın dediği gibi “ Ölüm Allah’ın emri ayrılık olmasaydı.” Ayancık’ın güzel insanı Aysel Kardeş ışıklar içinde uyu, yerin hep bahar olsun…
Sayın Erkaymaz, acınızı paylaşıyorum. Başınız sağolsun.
Bu satırları okurken hem ağladım hemde gurur duydum.Mekanın cennet olsun halacım.Işıklar içinde uyu.Yokluğuna alışmak zor.Hala şoktayım hala gidişini kabullenemiyorum.Kaleminize sağlık Erdoğan bey.