Başı Yazmalı, Elleri Kınalı ve Nasırlı Marjinaller
Erdoğan Erkaymaz’ın kaleminden: Başı Yazmalı, Elleri Kınalı ve Nasırlı Marjinaller…
Akbelen köylüleri, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerine kömür sağlamak için açılmak istenen kömür ocaklarına karşı uzun süredir direnişlerine devam ediyor. Kömür ocakları çok sayıda köyü yuttu ve yutmaya devam ediyor. Akbelenliler artık köylerini, topraklarını, ormanlarını kömüre vermek istemiyor. IC Enerji ve Limak Enerji ortaklığında işletilen Termik Santraller yıllardır bölge halkını zehirledi, hasta etti, öldürdü. Köyleri yuttu. Ormanları yok etti. Akbelenliler daha fazla hasta olmak, topraklarını, ormanlarını kaybetmek istemiyor. Ormandaki canların yok olmasını istemiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Akbelen Direnişini şu sözlerle hedefe koydu; “Son 21 yılda Türkiye toplamda 6 milyar 572 milyon fidanı toprakla buluşturarak bu alanda kırılması zor bir rekora imza atmıştır. Hedefimiz bu rakamı 7 milyona yükseltmektir. Santralimizin kaynağı azaldığı için kömürle faaliyetine devam etmesi gerekiyor. Avrupa’nın hiçbir yerinde kömürle üretimin artırılmasına karşı çıkılmazken, Türkiye’de ağaç sevgisi adına provokatif eylemler yapılmaktadır. Kampanyaları ağaç sevgisiyle izah edemeyeceğimiz açıktır. Bir çevreci görünümlü MARJİNALLER ile ilgilenmiyor, işimize bakıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamasına Prof. Dr. Erdoğan Atmış; çevreci görünümlü MARJİNALLER değerlendirmesinde; “Gerçek marjinallerin ülkenin doğal varlıklarını yok ederek kasasını dolduran sermaye ve onlara bu yolu açan ülke yöneticileri olduğunu” ifade eden Atmış, “ Bu gün Akbelen’de, dün İkizdere’de, Amasya ve Kirazlı’da bir avuç azınlığı daha da zengin edecek maden ve enerji tesislerine karşı mücadele edenler, ülkenin doğasını yok ederek bu ‘kalkınma’ masalının ardına saklanmış silindiri durdurmaya çalışıyorlar. Durduramazlarsa, durduramazsak elde bir şey kalmayacak.” Cevabını verdi.
İkizköylü Işık mecliste CHP grubundan marjinal grupları şöyle anlattı; “Marjinaller hepimiz buradayız, başı yazmalı, elleri kınalı nasırlı, ayakları naylon çorap naylon pabuçtan başka bir şey görmeyen, Çanakkale’de, Dumlupınar’da vatanın her yerinde kanını dökmüş ataların çocuklarıyız biz… Biz Atatürk çocuklarıyız, bizler ‘Andımız’la büyüdük, İstiklal Marşı’nın başında yer alan ‘Korkma’yla büyüdük, korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz… Bu uğurda her şeyimizi vereceğiz, toprağımızı vermeyeceğiz” dedi.
Türkiye Cumhuriyetinin ilanında AKP’nin iktidara geldiği 2003 yılına kadar 1168 maden ruhsatı verildi. 2003-2006 yılları arasında ise yaklaşık 150 bin maden ruhsatı verilmiştir. Vahşi maden çıkarma yöntemlerinden ve fosil kaynaklara dayalı enerji tüketiminden vazgeçmeyecek çevreye zarar verecek yöntemlerle; korunması gereken alanlar başta olmak üzere, doğayı ve doğal kaynaklarımız feda ediliyor.
Günümüzde en önemli karbon tutucu doğal kaynaklardan biri olan ormanların korunması her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Ormanların yok edilmesinin yanı sıra, bu korkunç talana karşı çıkan insanlara karşı girişilen orantısız kolluk müdahalesi, ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını ihlal etmektedir. Ormanların korunması, vatandaşın anayasal hak ve sorumluluğu olup, gösterilen fiili direniş hakkı meşrudur. Bu nedenle ülkemizde ormana karşı yürütülen uygulamalar, değerler bütününe, anayasa ve evrensel hukuk kurallarına aykırıdır.