Ben Çocuğum… Haklarımı Korumak Siz Yetişkinlerin Elinde
Çocuk haklarını hatırlatmak isterim….
Çocuk hakları, kanunen veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu, eğitim, sağlık, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı koruma gibi hakların hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel kavramdır. Dünyanın birçok ülkesinde çocuklar kötü şartlarda yaşamaktadır. İyi beslenemeyen, ağır işlerde çalışan, okula gidemeyen özellikle kız çocuklarının bilgiye ulaşma, kişisel gelişim ve temel yaşam becerilerini kazanacakları eğitimden yoksun bırakıldıkları bilinmektedir.
Birleşmiş Milletler genel kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen “Çocuk Hakları Sözleşmesi” 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girdi. 193 ülkenin taraf olduğu sözleşme Türkiye’de 14 Ekim 1990’da imzaladı ama milyona yaklaşan çocuk işçiler, çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları, mülteci çocuklar haklarını aramakta…
Dünyanın en saf en masum kesimi olan çocuklara yaklaşımı, o toplumun yalnızca koruyucu değerlerini değil aynı zamanda toplumdaki adalet anlayışını, o toplumun geleceğe bakış açısını ve gelecekten beklentisini de yansıtır.
Bazı çocuk haklarını hatırlatmak isterim;
- 18 Yaşındaki küçük olan herkes çocuktur. Büyümüş de küçülmüş olsun olmasın, kocaman insan gibi görünsün görünmesin 18 yaşından küçük herkes çocuktur. Aması yok.
- Çocuklar hayatta kalmalı, özgürce yaşamalı ve gelişmelidir. Bunu sağlamak ise tüm devletlerin görevidir. Hükümetlerin bunun karşısında mazeretleri olamaz.
- Çocukları etkileyecek kararlar alınırken, görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip her çocuk görüşlerini serbest ifade edebilmelidir. Çocuğun görüşüne gereken özeni göstermek ise yetişkinlerin görevidir.
- Sözleşmeye taraf devletler çocukların her türlü ihmal, istismar ve şiddet karşısında gerekli tüm yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri almalıdırlar. Çocuklar kendini savunabilecek durumda değiller, bu işi yetişkinler ve devletler yapmalıdırlar.
- İster tek başına olsun isterse ana-babası veya herhangi bir başka kimse ile birlikte bulunsun, mülteci statüsü kazanmaya çalışan ya da uluslar arası veya iç hukuk kural ve usulleri uyarınca mülteci sayılan bir çocuk, bulunduğu ülkedeki çocuklarla aynı haklara sahiptir. Çocuk her yerde çocuktur.ç
- Taraf devletler, her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişimini sağlayacak yeterli bir yaşam standardı sağlayacağını temin eder. Çocukların gelişiminde öncelikle sorumlu aileleri yada vasileridir. Ancak devletler ailelere yardımcı olmak için gerekli önlemleri alır.
- Elbette çocuklar dahil hiç kimse renklerine, cinsiyetlerine, tabiiyetleri ve inançlarına göre farklı muameleye tabi tutulamaz. Ve çocuklar kendi kültürlerinden, kendi inançlarında ve dillerinden yoksun bırakılamaz.
- Çocuk ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ya da toplumsal gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmaya karşı korunma hakkına sahipler. Çocuk işçi olmaz.
- Yazımı sonlarken “Yeşil Gazete” konuk yazar Yıldıray Karakıya’nın “Çocuklar, sizden özür diliyorum, bugün Dünya Çocuk Hakları Günü” başlıklı yazısının bir bölümüyle bitirmek istiyorum. “Dünyanın bir yerinde eline silah tutuşturulup savaştırılan, fabrikalarda köle işçi olarak çalıştırılan, bir yerlerde açlıktan kıvranan, it iti kırıyor diye ülkesinden kaçıp mülteci olan, yetişkinlerin çıkarları için beyni yıkanan, tecavüze uğrayan, Organ ticareti yada töre ya da aşağılık başka bir nedenle katledilen milyonlarca çocuğu tanımıyorum ama yaşadıklarını, oralarda bir yerlerde olduklarını biliyorum. Oğluma her sarıldığımda onlara da sarılıyorum.”
böyle bir yazarı okumak keyif veriyor insana çok kaliteli bir yazar umarım yazıları devam eder