‘BİNAENALEYH'
Erdoğan Erkaymaz
Türkiye siyasetine damga vuran isimlerden 9. Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL 91 yaşında hayatını kaybetti. Yaptığı konuşmalarla çoğu zaman vatandaşları gülümsetmeyi başaran siyaset adamlarındandı. “Emekçilerin gençlerin eylemleri sonrası ‘Yollar yürümekle aşılmaz’” İLKSAN yolsuzluğu ortaya çıktığında “Parayı verdimse ben verdim, ne olmuş?” Sanırım ilginci; 12 ada hakkında Yunanistan’ın Ege Denizi’nin Yunan Gölü olduğunu ısrar etmesi karşılığı gazetecilere cevabı “Ege bir Türk gölü değildir. Ege bir Yunan Gölü de değildir. Binaenaleyh ege bir göl değildir!”
Siyasi yaşamına 1962’de Adalet Partisi genel idare kurulu üyeliği ile başlamış, Türk siyasetinin son 50 yılında olmuş. 57 yaşındayım 50 yılımda olmuş. Isparta’nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy’de doğan, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden İnşaat Mühendisi olarak mezun olan, Amerika Birleşik Devletlerin de ‘Barajlar, sulama ve elektrifikasyon konularından ihtisas yapan, bir dönem Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde Su mühendisliği konusunda dersler veren DEMİREL 40 yaşında başbakan olmuştur. (7 farklı hükümette toplam 10 yıl 5 ay başbakan olmuştur.)
Altan Öymen’in şu yazısınıda unutmuyorum. “Süleyman DEMİREL, Mobilya yolsuzluğunda yargılanan yeğeni Yahya DEMİREL’le ilgili olarak; ‘25 yaşında çocuklarla uğraşıyorlar’ diyor. 6 Mayıs 1972’de ise idam edilen Deniz, Yusuf, Hüseyin’in idam kararları oylanıyordu. Süleyman bey ise Adalet Partisi Grubunun en önünde oturuyordu. Elini ‘İdama evet’ için kaldırdığında arkasına dönüp baktı, herkesin kaldırıp kaldırmadığını kontrol ediyordu. Sonra vakur bir ifadeyle önüne döndü. İdamlar kabul edilmişti. Deniz ve Yusuf 25 yaşındaydı. Süleyman bey onlar için hiç ’25 yaşında çocuklar’ demedi İdam edilmelerini istedi. İsteğine ulaştı da…”
Türkiye’de bir bülüm baba derdi. Türk siyasetine ise Süleyman DEMİREL ismiyle adını yazdırdı. Ancak DEMİREL’in gerçek adı ise Sami Süleyman DEMİREL’di. Güçlü bir hatip olan Süleyman DEMİREL’in hafızası da güçlüymüş. DEMİREL’in Ayancık’daki olaylı gezisinde öğretmenlik yaptığım Gürsökü Ecek Mahallesi’nde yaşayan “Çakır Zekeriya” beyaz kıratla karşılamış. DYP iktidara gelince hayırlı olsun ziyaretine giden Ayancıklı Parti teşkilatına “Çakır Zekeriya’yı sormuş selam göndermiş.
Yine unutmadığım söylemlerinden; “Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz.” demişti. Ama o dönem kontrgerilla da en büyük savunucusu olmuştur. Yine bildiğimiz “Elektriğin kominist'i mi olur?” sözü… 17 Aralık depremi sonrası: “Binaenaleyh Türkiye’nin altı çürüktür, Türkiye’nin altı çürüktür diye bırakıp giderek değiliz, bununla yaşamayı öğreneceğiz.” 12 Eylül öncesi Çorum’da Alevi ve solcuların katledilmesi sonrası gelen bir soruya “Çorum’u bırakın, Fatsa’ya bakın” demiştir.
Kendisine has üslubu, hoşgörüsü, azmi ve demokrat kişiydi. Uğur Dündar; “Tüm kardeşleri ve yeğenleriyle ilgili yoksulluk haberi yaptım. Hem de manşetten. Bir tekinde bile dava etmedi” diyor. Buna uygun bir sözü de “Barışmayı bilmeyen karga etmeyecek” sözüdür sanırım. Eğrisi, doğrusu tartışılır. Ama tartışılmayacak yönleri çoktu. Seviyeli siyasi üslubu ve muhaliflerine karşı hoşgörüsü bütün siyasetçilere örnek olmalıdır. DENİZ, Yusuf, HÜSEYİN için, mecliste idam oylamasında 2 elini kaldırarak marifet göstermiştir. Bizler kinci, intikamcı değiliz, UĞURLAR olsun!!!