Bir İlçenin Kül Oluşu Trajedisi Büyük Gerze Yangını
Böyle bir acının bir daha yaşanmaması dileklerimle…
Sucu Mehmet’in evinde kiracı olarak oturan ve Gerze’ye yeni atanan Mal müdürünün kapı çalındı sanıp kapıyı açar. Ne olduysa o anda oldu, kasabayı kasıp kavuran lodos odadan içeri girerek odanın ortasındaki mangaldan közleri yere dağıtır oda bir anda alev aldı. (Milliyet gazetesi 16.02.1956;3) Bu şekilde olarak anlatılan olay sonrası bütün ilçe yangının esiri oluyor bundan 65 yıl önce meydana gelen ve yaklaşık 18 saat süren yangın.
Cumhuriyet Tarihimizin en büyük felaketlerinden biri olan 13 Şubat 1956 tarihindeki “Bir İlçenin Kül Oluşu Trajedisi” felaketinde 21 kişinin hayatını kaybetmesi, 833 ev ve 300 dükkân yanarak kullanılmaz hale gelmiştir. Ayrıca; Hükümet konağı, Adliye, jandarma, postane, askerlik şubesi, ziraat bankası ve hapishane binaları tamamen kullanılmaz hale gelmiştir. Belediye binası, sağlık merkezi, ortaokul, iki ilkokul binalarıyla belediye elektrik santrali kurtulmuştur. Gerze’den geriye 298 ev 3 otel 7 resmi bina, 1 cami, 63 dükkân ve 1 fırın kalmış. Kurtarılabilen eşya neredeyse yok gibidir. Yangın sonrası büyük göç (Kamyonlar ve hayvanlarla tanışık köylere yerleşme oluşmuş) sonucu 6000 kişiden ancak 400 kişi kalmış.
Gerze ilçemiz üç kez (1885, 1948 ve 1956) yıllarında yangın yaşamıştır. 1956 yılındaki büyük Gerze yangınında kentin hemen hemen tamamı yok olmuştur. Yangın sonrasında konut sorununa çözüm bulmak için ülkemize gelen uzmanlardan biri olan Alman mimar “Bernord Wegner” tarafından hazırlanan imar planı ve bu plana uygun olarak yapımı gerçekleştirilen 900 yeni konut yok olan Gerze yerleşiminin yeni çehresi olmuştur. 1956-1960 yılları arasında “toplu konut alanı” olarak planlanmış ve uygulanmış “Gerze Yangın Evleri” (yapılanma düzenine göre ayrık düzenli ikiz ev ve bitişik düzenli sıra ev olarak gruplanmaktadır. Genellikle ikiz evlerin ön, yan ve arka bahçeleri, sıra evlerin ise ön ve arka bahçeleri bulunmaktadır. İkiz evler bir kat + çatı katılı ve iki katlı, sıra evler iki kat + çatı katlı evler olarak inşa edilmiş.) yangın evleri yığma olarak genellikle prefabrik malzemelerle yapılmıştır.
Yangınla ilgili bir anekdot; “Dünyada Chicago yangınından sonraki en büyük kent yangını olarak kabul edilen Gerze yangınında Hamam Faciası ‘da en üzücü olaylardan biri olmuştur. Yangın sırasında Köşk Mahallesi Hamamı hariç tüm binalar ahşaptı. Ali Efendi de eşini ve çocuklarını yangında kurtarmak için hamama sığınmaya karar vermiş. Bunu gören komşular da teker teker hamama doluşmuş ve hamamın onları yangından koruyacağına inanmışlardı. Ne var ki dinmek bilmeyen yangın, hızlı bir şekilde hamama ulaşmış ve hamamın ahşap kısmı tutuşmuştu. İçeriye sığınan 20 kişi, sığındıkları hamamdan bir daha çıkamayacaklardı. Dumandan boğularak yaşamları son bulmuştu.
Sinoplu gazeteci Hamdi Gökçen’in Gerzeli iş insanı Cengiz Oğuzla yaptığı röportajda; “2 ev ve iki dükkanımızda yandı. İnsanlar mağdur oldu. Çok hünerli ve kültürlü insanlar Gerze’yi terk ettiler. Gerze bundan sonra çöküntüye girdi. İnşaat yapım döneminde yabancılar geldi, toplumsal durumumuzda çöküntü meydana getirdi. Yemeniciler Çarşısı vardı, imal edilen ürünler İnebolu’ya kadar satılırdı. 50 imalathane vardı. Tabakhaneler vardı. Gerze en önemli ilçe idi. Gerze’de kapılar kilitlenmezdi, yangın sonrası evlerin yapımında yabancılar gelince sosyal patlamalar meydana geldi. O yıkıntılardan bugünün Gerze’sine olan yolculuğumuz başladı. O günleri her hatırladığımda sanki yeniden yaşıyormuşum gibi hissediyorum. Umarım bir daha böyle acılar yaşamayız.”
Cumhuriyet tarihinin en büyük afetlerinden biri olan “Büyük Gerze Yangınının” üzerinden 65 yıl geçmiş olmasına rağmen, acılar hala taze ve yaşamlarını yitiren insanlarımız asla unutulmamıştır. Kordan köze, közden küle dönüşen 13 Şubat 1956 akşamının şiddetli lodosunu, acıları, göçü unutmayalım. Böyle bir acının bir daha yaşanmaması dileklerimle…