Bırakın Mülteci Pazarlığını İnsanlık Ölüyor
Aslında ölen insanlık….
Mülteci sorununu görüşmek için yine Türkiye’ye gelen Almanya Şansölyesi Angele Merkel, Davutoğlu görüşmeleri sırasında Ege’de iki ayrı mülteci faciasında 27 insan öldü. Aslında ölen insanlık. Son zamanlarda binlerce insan acı içerisinde kıvranıyor. Türkiye ve Yunanistan arasında geçen yasadışı göçler Suriye sorunu başladığından bu yana devam etmekte…Financial Times Avrupa Diplomatik Editörü Alex Barker’in bir Yunan sitesinden alarak yayınladığı Türkiye Cumhurbaşkanı ve üst düzey AB yetkilileri Jean Claude Junker ve Donalt Tusk arasında geçtiğimiz ekim ayında mülteci kriz toplantı notlarında “Mültecileri otobüslere doldurur göndeririz 3 milyar Euro verecekseniz hiç konuşmayalım” başsağlığı altında Cumhuriyet Gazetesinde 8 Şubat 2016 Pazartesi günü yayınlandı.
AB her şeyden önce artık hayati sorun haline gelen mülteci krizinin bir an önce çözülmesini istiyor. Bunun için yapılabilecek en mantıklı şeyin ise mültecilerin AB sınırına girmeden durdurması olduğuna inanıyor. Bu durumda Türkiye’yi bir nevi toplama merkezi olmasını istiyor. Bunun yanında Türkiye üzerinden gelen mültecilerinde hızlı bir şekilde iade edilmesini istiyor.
Türkiye ve AB açık veya kapalı ne kadar anlaşırlarsa anlaşsın mülteci krizi sona erer mi? Bunun yanıtı oldukça zor. Her şeyden önce Suriye’deki savaş bitmeden, bitse dahi Suriye topraklarında barış hakim olmadan bitmesi oldukça zor. Diğer taraftan da Türkiye’de kalmak istemeyen mülteciler ne kadar önlem alınırsa alınsın mutlaka bir yolunu bulup ölümü göze alarak Avrupa’ya gitmeye çalışacaklar.
Türkiye mülteciler için bu güne kadar 7 ile 10 milyar Euro harcadığı yazıldı çizildi. Eeee Avrupalı mültecilerde biliyorlar ki; mülteciler Avrupa’ya gidebilirlerse, bu rakamında 1 milyon mülteci olarak hesaplasalar en az maliyet 40 milyar Euro olacağı bilinmekte. Bunun yanında beraber gelecek kültürel, sosyal travmaları, istihdam sorunları, güvenlik sorunlarını da eklersek oldukça ek maliyet eklenecek. Bu da gösteriyor ki mülteciler üzerinden insanlık ayıbı olan “At pazarlıkları” başladı…
İnsanlık adına diyorum ki; Bırakın pazarlıkları, kabul etmek gerekir ki Suriyeliler artık hayatımızın bir parçası ve onların sorunları siyasi, sosyal, ekonomik ve en önemlisi insani yönden hepimizi ilgilendirir. Siyasi iktidar Türkiye’ye göç eden tüm göçmenler gibi Suriye’li mültecileri de topluma bir şekilde fayda sağlayacakları anlayışının hakim kılmasıdır. Kalıcı olduklarını kabul ederek, kendilerine bu ülkede hayatlarını idame ettirebilme şansı verilmesi durumunda toplumumuz gözünde de sorun olmaktan çıkabilir. Bu olayları 1864 kafkas göçmeni bir ailenin ferdi olarak yüksek sesle haykırıyorum. Bırakın At pazarlıklarını…