Büyük Zafer’in 101. Yıl Dönümü
Erdoğan Erkaymazın kaleminden: Büyük Zafer’in 101. Yılı Dönümü….
Milli bayramlar, bir milleti oluşturan bireylerin birlik ve beraberlik duygusunu en yoğun olarak yaşadığı günlerdir. Milli bayramlarımızı kutlarken atalarımızın kahramanlıklarını ve başarılarını anar, bize emanet ettikleri değerlerin önemini daha iyi anlarız.
101 yıl önce 30 Ağustos 1922 de yaşanan; bağımsızlıktan ve özgürlükten yoksun yaşanmaktansa ölmeyi yeğleyen onurlu bir ulusun, Gazi Mustafa Kemal gibi tarihte az rastlanan bir dehanın önderliğinde şahlanışıdır 30 Ağustos… Bu zafer çok önemli ve anlamlıdır yorgun, silahtan yoksun bir ulusal güçle; orantısız bir emperyalist bir güce kazanılmıştır. Ulusun zafere erişen şahlanışı, Emperyalist güçleri haksız ve acımasız savaşına karşı, topraklarımızı yeniden vatan yapmak, ardından çağdaş dünya koşullarında aydınlık günler yaşatacak cumhuriyeti kurmak amacına yönelik bir “kutsal isyan” dır.
Büyük zaferin baş mimarı Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ancak o hiçbir zaman başarıyı kendine mal etmedi. Atatürk Nutuk’ta büyük zaferden ordunun ve milletin eseri olarak şöyle söz ediyordu: “Her evresi ile düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş olan bu hareket, Türk ordusunu, Türk subaylarının ve komuta kurulunun yüksek güçlerini ve yiğitliklerini tarihe bir daha geçiren muazzam bir eserdir. Bu eser Türk milletini özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz anıtıdır. Bu eserin yaratan bir milletin çocuğu bu ordunun başkomutanı olduğum için sevincim ve mutluluğum sonsuzdur.”
Bu zafer tek bir ülkeye (Yunanistan) karşı değil, batı emperyalizmine karşı kazanılmıştır. Çünkü yunan işgali, İngiltere, Fransa, İtalya hatta ABD ortak planının sonucudur. Ayrıca İngiltere, Fransa, İtalya aynı zamanda doğrudan işgalci konumundadır. İngiltere, göstermelik tarafsızlık politikasına rağmen 4 yıl boyunca açık ve gizli olarak Yunanistan’ı desteklemiş, Marmara bölgesinde birçok yeri işgal etmiş, 5 yıl boyunca İstanbul’u işgal altında tutmuştur. Bu zafer aynı zamanda yerli işbirlikçilere karşı da kazanılmıştır. Çünkü İngilizlere yaranmak isteyen işbirlikçi padişah Vahdettin’in ve Damat Ferit hükümetlerini milli direniş karşıtı pek çok iç isyanlar çıkartmıştır. Bu zafer iç düşmanlarla da savaşılmış ve kazanılmıştır.
Büyük Taarruzdan akıllarda kalan en önemli olaylardan biri, 57. Tümen komutanı Albay Reşat Bey’in, 27 Ağustosta Çiğil Tepe’nin alınmasının yarım saat gecikmesi üzerine görevini yerine getirememenin üzüntüsü ile kendisini vurarak intihar etmesidir. Mustafa Kemal Paşa’ya yarım saat zarfında o mevkii almaya söz veren Albay Reşat Bey: “Verdiğim sözü yerine getiremediğim için yaşayamam.” Diyerek beylik tabancasıyla intihar edip notu bıraktığı Paşanın ölümünün 15 dakika sonrası o mevki düşman askerlerinden kurtarılmıştır.
Her şeyimizi; Canımızı, vatanımızı, bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü, cumhuriyetimizi borçlu olduğumuz büyük zaferin 101. Yıl dönüm kutlu olsun. Başkomutan Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi saygıyla, rahmetle anıyorum. Asla unutulmamalıdır ki Büyük Zafer’i doğru anlamak “Tam Bağımsız”, “Çağdaş”, “Laik” Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkmayı gerektirir.
Sevgiyle kalın…