Celal boyacı “HOV”
“Kül olmuş birini ateşle korkutamazsın hov.”
Nükte ya da bugünkü karşılığı ile espri yapabilmek zekanın açılmış olması ile mümkündür. Nükte ile cevap verme incelik ister ve yapısından dolayı hazır cevaplılık gerektirir. Hazır cevaplılık ise, hızlı düşünmenin bir neticesidir. Ancak pratik zekalılar hazır cevap olabilir. Tabii ki her nüktedan kişi her zaman hazır cevaplı olmayabilir. Bunun en önemli sebebi insanın, hayatının her alanında ve her muhatabın karşısında kendisini rahat hissetme işidir. Nüktedanlık aslında doğallığın bir sonucudur. Nüktedanlığın en önemli beslenme kaynağı hicivdir.
Nüktedan olmak; kırmadan, dökmeden, gülerek, güldürerek anlatmaktır. Sözün başının nasılsa, sonu da öyle olmalı… Nüktedan insanlar ise insanları ve toplumları düşündürürler. Şakaları bile derin izler taşır. Bu nedenle; “Nükte zekanın, komiklik maskaralığın eseridir.” İfadesi yol ayrımıdır. Toplumda insanların sayısı azdır ve onları toplum seçebildiği ve değer verebildiği kadar nüktedan yararlanabilir, fikren çağlar ötesine gidebilirler. Nasrettin hoca konuşurken güldürmüş, Güldürürken düşündürürmüş günümüze kadar gelmiş. Nasrettin hoca anekdotları bugün de güldürüyor düşündürüyor. Bunlara, incili Çavuşları, bekri Mustafalara, Hacivat ve Karagözleri ekleyebiliriz.
Nükteden neden bu kadar bahsediyorsun diyecek olursanız, önceki dönemlerde Erfelek belediye başkanlarımızdan İbrahim FELEK’in söylemiyle; kendisiyle barışık, Erfelek’te herkesin sevgisini kazanmış, nükteden kişiliği ile çevresine neşe katan Celal boyacı arkadaşımızı kaybettik. Sözcükleri ile konuya gireyim. Önce çok üzüldüm. Çok geçmeden gülümsemeye başladım. Bu kadar muzip anılar varki, hiç mi kötü bir anı olmaz… Evet yoktu. Sanıyoruz ki herkes sonsuza kadar yaşayacak hep yanımızda olacak sevdiklerimiz. Program yapıyorsunuz Geleceğimi dair; hep öteliyoruz planlarımızda ileri tarihlere… Bir garantisi varmış gibi hayatın… Halbuki kredili bir yaşam hepimizinki. Celal abimiz son yıllarda sosyal Medya hesabında “31 Temmuz 2019’da iyiler çabuk unutulur siz beni kötü hatırlayın hov” yazmış. Bizim kuşağın seni unutması mümkün mü?
Bir dini bayram günü Erfelek’te annemin teyze kızı Fahriye Coşkun’a bayramlaşmaya çocukluk arkadaşım, dostum Alaaddin Ay’la gitmiş ellerini öpmüş bize ikramda bulunmuştu. Sohbet sırasında çocuklar; “Lütfiye hanımın bir derdi var. Celal evden çıkmıyormuş… Bak oğlum bugün bayramın birinci günü bayramlaşmaya gelenler olur, çıkta bir temizlik yapayım.” Celal da, benim de bayramlaşmaya geleceklerim var. Onları bekliyorum” diyormuş. “Gidin de kurtarın kadıncağıza” demişti… Evleri yakındı Alaaddin’le Celal abiye uğradık. “Abi bayramlaşmaya geldik” dediğimizde; “Ana bak gördün mü” demişti. Lütfiye teyze; “Oğlum bugün beni kurtardınız ya” diyerek başladı dualara… Nokul ikram etmeye kalktı, ikramı yiyecek halimiz yoktu kolonya alıp ayrılmak istesek te nokulları paket yapıp elimize tutuşturdu. Yolda Celal abi; “Sizi kim gönderdi” dediğinde Fahriye teyze cevabına; “Hem beni hemde anamı kurtardınız” bugün demişti.
Sosyal medya hesabında felsefi sözler paylaşırdı ve sonunda çok sevdiği kelime “hov” eklerdi… “Bana yanlış yoldasın diyenlerle hep aynı yolda karşılaştık hov.” “Kül olmuş birini ateşle korkutamazsın hov.” “Seçimlerle gelen seçimle gider ama imamla gideni geri geldiği hiç görülmemiştir hov” “Hayatta her şey olabilirsin ama mühim olan hayatın içinde insan olabilmektir hov” “Ben bazılarına göre delirmişim çok şükür ki kafam bozuk kanım değil hov” “O babam gibi bir erkek çıkmadı diyen kızlar acaba anneniz gibi olabildiniz mi hov” “Yahu sürekli dönen dünyada sürekli dönen insanlarla yaşamak zor hov” “Fakirin yemek bulmak için metrelerce yürüdüğü Zenginin ise yediyi yemeyi sindirmek için yürüdüğü tuhaf bir ülkede yaşıyoruz hov”gibi onlarca özlü Sözler paylaşmıştır.
Dostların seni hiç asık suratla görmemiştir. Üzgün insanları bile gülen yüzünle ikna eder, sımsıcak gülüşün ve söylemlerin kahkahalara karışırdı. Biliyorum adın anıldıkça yüzlerde tebessüm oluşacaktır. Küçücük kasabada üzerine düşen rolü oynadın aramızdan ayrıldın. Anıların, biz de bıraktığın sevecenliğini, dostluğunu unutulmayacağız. Kendini ne güzel ifade etmişsin 11 Mayıs 2019 tarihli sosyal medyandaki paylaşımınla “Doğarken ağladığım aldırmadınız, yaşarken ağladım inanmadınız, ben ölünce Ağlamayın kandıramazsınız.” Işıklar içinde uyu, yerin hep bahar olsun Celal boyacı Ağabeyim.
Abi çok teşekkür ederim bu yazını da hiç unutmuyacağız