Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 23°C
Hafif Yağmurlu
Sinop
23°C
Hafif Yağmurlu
Cts 9°C
Paz 8°C
Pts 9°C
Sal 11°C

Demokratik, Laik ve Bilimsel Eğitim

10 Ekim 2017 11:15

HER YETİŞKİN DİNİN SEÇMEKTE SERBESTİR.

Büyük kurtarıcı Mustafa kemal Atatürk’e göre laiklik; “Laiklik yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti demektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dini yoktur.  Devlet idaresinde bütün kanunlar… dünya ihtiyaçlarına göre yapılır ve uygulanır. Din düşüncesi vicdanı olduğundan Cumhuriyet, din düşüncelerini devlet ce dünya işlerinden ve siyasetten ayrı tutulmayı, milletimizin çağdaş uygarlık yolunda ilerlemesinde başka ve başarı koşulu görür.” Der… Yine; “Hiçbir kimse, hiçbir kimseyi ne bir din, ne de bir meshebi kabul etmeye zorlayamaz. Türk devleti laiktir. HER YETİŞKİN DİNİNİ SEÇMEKTE SERBESTİR. Ancak din luzumlu bir kurumdur. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şu var ki, DİN ALLAH İLE KUL ARASINDAKİ BAĞLILIKTIR” der.

Ülkemizde son yıllarda o kadar çok oynanmış ve ihmal edilmiştir ki; Yazılan çizilene göre dünyada ekonomik büyüklükte 17. Sırada  olmamıza rağmen eğitimde sonlardayız. Neden ekonomik gücü eğitime yansıtmıyorlar yönetenler. Fransız devrimci Donton  “Ekmekten sonra halkın en gereksimi eğitim dir.” Demiş. İnsan  ve toplum yaşamında eğitim, insanın birinci derecede gereksinmesinden hemen sonra geliyorum, bundan da kastedilen dogmatik değil laik eğitim ise, o zaman eğitim ve demokrasi, demokratik toplumlarda birbirleriyle iç içe olan temel kavramdır. Öğle ki laik eğitim olmazsa demokrasi olmaz, demokrasi olmazsa laik eğitim olmaz.

Günümüz bireyi, sorgulayıcı, akıl yürütme becerisi kazanmış, doğaya ve diğer insanlara karşı, sosyal  sorumluluk bilinciyle hareket eden, özgür iradesiyle seçimler yaparak, hak ve özgürlüklerini kullanan kişiler olarak karşınıza çıkarlar. İdeolojilere, yerel ahlaka, dini inançlara ve kişilere göre değişmeyen, insan onurunu temel olan felsefi etik, demokratik ve laik bir eğitim  sistemi, bireylerin hoşgörü, saygı,  özgür düşünme ve irade ilkelerini, kendi bireysel gelişimleri içinde yoğrularak, davranışlarına yansıtmalarına rehberlik eder.

15 Yıllık iktidar neoliberal ve neomuhafazakar kuşatmanın altında eğitim sistemimiz, kronikleşmiş sınıf, ırk ve cinsiyet ayrımcılığın yanında hızla piyasallaşmıştır ve dincileşmiştir. Son yıllarda eğitimimiz en fazla tahribata uğrayan alanların başındadır.  Dinsel yönü özellikle 4+4+4 yasasından sonraki süreçte yoğunlaşan eğitim düzenlemelerinde öne çıktı.  Eğitimine önem veren ve başarılı olan ülkeler demekrotik, laik ve nitekilli bilimsel eğitimiyle başarılı olmuşlardır. Ülkemizde son yıllarda; dini mimariden çocuk kitaplarına, kadın düşmanlığından alkol tüketimine müdahaleye, cihatçı eğitim anlayışından zorunlu din derslerine, diyanet fetfalarının hukuk kuralı gibi sunulmasına kadar tüm hayatımızı dinselleştirilmeye çalışıldığı dönemden geçiyoruz.

Darbelerin panzehiri de “Demokratik, bilimsel, Çağdaş ve laik” eğitimdir. Darbecilerin uzun yıllar örgütlendikleri ana karargahlardan biri de eğitim alanları olmuştur. Yaşadığımız son darbe sonrası hükümet; “1043 okul, 109 yurt, 15 üniversite kapatıldı. 1577 dekan, 22 bin öğretmen açığa alındı.” Darbelerden de kurtulmak istiyorsak, daha çağdaş, laik, bilimsel ve demokratik bir sistem oluşturup, fırsat ve imkan eşitliğini sağlayıp eğitimsiz kimse bırakmamalıyız.

Öğrencilerimiz, “eleştirel bir zihinsel yapı ile mi, yoksa kendilerine verilen bilgiyi aynen ezberleyerek kabul ettikleri bir eğitim yapısı ile mi “yetiştirilecekleri bir sistem mi uygulanacak. Ama bilinmelidir ki, hiçbir toplum birbirinin aynı ve tamamen aynı inancı paylaşan insanlardan oluşmadığına göre, tüm inançlara eşit mesafede bulunması gereken devletin,  laik eğitim ve laik yaşam ile gelişen adımlar atması tehlikeli ve yanlış bir uygulama olur. Eğitim sistemimiz dini kurallara göre değil, bilimsel gerçeklere ve toplumsal ihtiyaçlara göre düzenlenmelidir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.