Dertsizliğin Derdi
Saliha Bektaş
Son günlerde toplumun her katmanında, hangi cinsden, hangi pozisyonda, hangi şartlarda olursa olsun, ortak bir problemimiz var.
Bu öyle bir sorun ki reel gerçeklik karşısında önemsiz görülüp, üzeri örtülmüş, biraz lüks görülmüş, kimilerine göre rahat sıkmış, moda olan bir problem. Kısacası mutsuzluk hali. Aslında duygu durumu bozukluğu, yani depresyon.
Bu nemenem bir şeyki, zengininde var, fakirinde var, güzelinde var, çirkininde var, tahsillisinde var, tahsilsizinde var. İlginç olan inananında da var; inanmayanında zaten var. Sanki bulaşıcı bir şey. Yoksa bir mikrop mu bu? Aşısı bulunamamış. Belkide vicdanın çırpınışları bu. Kendini bize fark ettirebilmek için dışa vurum şekli .İhmal mi ettik acaba onu çok şey olmak uğruna. Henüz bir şey olmayı beceremeden, çok şey olmayı istemek. Ya da elindekinin kıymetini bilmeden daha fazlasını istemek.
Aslında neyi istediğini bilmeden, neye ihtiyacı olduğunu bilmeden, kendisi için neyin daha elzem olduğunu bilmeden istemek. Sonra isteğine ulaşamamak. Arkasından haddini aşan bir küskünlük vermeyene.
Hakettiğini düşünerek kibirlenmek, cahilce bir tutum içine girerek, gittikçe kendinden ve özünden uzaklaşmak. Tamam,tamam ,daha düz söyleyim sözümü.Biraz edebiyat yapıp,gönüllere dokunmak istedim. Kafa iletişimini beceremiyorum zaten. Bana kafa iletişimi diyalog gibi geliyor. Sanki iletişim gönül işi.
Kısacası, birbirimizin gönlüne dokunamıyoruz. Paylaşamıyoruz duygularımızı, sıkıntılarımızı.Kimse kimsenin derdini almıyor. Gerçi dinlesede dertler paylaşıldıkça artık azalmıyor. Sanki dahada büyüyor.Yada biz büyütüyoruz dertlerimizi gözümüzde.Yaklaştıra yaklaştıra pireyi deve yapıyıp ondan başka bir şey göremez oluyoruz.
Anlaşılan biz dertsiz yapamıyoruz. O zaman, bizi mutsuz eden değil, mutlu edebilen dertler bulalım kendimize. Boşu boşuna yaşamış olmayalım. Zaten istediğimiz de bu değilmi aslında.
Velhasıl dert de biziz; derman da. Derde derman olabilmek,bizim için güzel bir dert olabilir aslında.Yani birbirimizin derdi de olabiliriz dermanı da.
Niyazi Mısri’nin dediği gibi;
Dermân arardım derdime
Derdim bana dermân imiş.
Burhân arardım kendime
Aslım bana burhân imiş.
Saliha Bektaş (2013-Ayancık Gazetesi)