Ebediyete Kadar Sus

Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl SAY “Dini değerleri aşağılama” suçlamasıyla yargılandığı davada 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme Fazıl SAY’ın sabıkasız oluşunu dikkate alarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Ayrıca 5 yıl denetim süresi belirlenmesine ve denetim süresince herhangi bir yükümlülük yer olmadığını karara bağladı. Bu şu da demektir; “EBEDİYETE KADAR SUS”

Şurası da açık bir gerçek! Fazıl SAY’ın iktidarı övmemesi yalakalık yapmaması üstelik her fırsatta Yüce Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ü sevdiğini söylemesi, Cumhuriyetimize sahip çıkılması, laiklikten yana sanat insanı olması sanırım tek suçu… Tersini yapmış olsaydı o da AKİLLER gurubundaydı.

Din insanlar için vardır. Tanrının insanlara ihtiyacı yoktur. Rasgele sebeplerle insanları üzmek, hapsetmek, cezalandırmak Orta Çağda kalmamışmıydı. Oysa yönetenler yeni bir çağ başlattıklarını söylemiyorlar mı? Fazıl SAY üzülmemeli, o bizimle kalmayıp dünyaya maal olmuş bir sanatçımızdır.

Bu konu üzerine Fazıl SAY yaptığı açıklamada “Mahkeme sonucu çıkan karar için yurdum adına üzgünüm. İfade özgürlüğü açısından hayal kırıklığına uğradım. Hiçbir suçum olmamasına rağmen ceza almış bulunuyorum. Şahsımdan çok, Türkiye’deki ifade ve inanç özgürlüğü adına kaygı vericidir.”

İngiltere’nin en saygın gazetelerinden GUARDİAN da Fazıl SAY’ın ceza kararı “Türkiye için üzücü” bulduğu yorumu aktardı. Gazete Türkiye’de sanatçıların ve entellektüellerin fikirleri yüzünden hedef alındığını Fazı SAY’ın hükümetin ifade özgürlüğü alanındaki tutumundaki endişeleri yenilediğini savundu.

Evet dini değerlere saygı gösterilmeli. Ama başka değerlerimiz yok mu? Toplum olarak; Milli değerlerimiz, evrensel değerlerimiz açıkça çiğnenirken nerelerdesiniz? Fazı SAY’lar kolay yetişmiyor ama yok etmeye çalışanlar çabuk yetişiyor. Fazıl SAY cezalandırmak isteyenler dini propagandalarını özgürce yapıyorlar. İleri demokrasilerde muhalif düşüncelere yer yok mu? Tarih sanatçıları hatırlar, sanatçıları ve sanatı yok edenleri hatırlamaz.

Derler ta “Fırtına ne kadar sert olursa olsun, yiğit olan şaşmaz yolundan yordamından.” sanatçı daima var olan ideolojilerle ve yönetimlerle çatışma içinde olmuştur. Sanatçı her zaman bir adım önde olmak zorundadır. Sanatçının duyarlılığı toplumu yönlendirir ve bilinçlendirir. Sanatçılar çağdaştırlar… Çağdaş toplumlarda tartışılmayan, eleştirilmeyen hiçbir kavram ve oluşum yoktur.

Avrupa Birliği Bakanımız “Keşke yargımız bu sanatçının attığı adımları saçmalama özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilseydi” söylemiyle, üslubuyla, dünyanın kabul ettiği ülkemizin yüz akı bir sanatçımızı sözüm ona verilen cezayı kınar gibi yaparken aşağılıyor. Ne demeli alıştırdılar artık! Bu ülke neler duydu; “Ucube”, “Böyle sanatın içine tükürürüm.” Şimdi bitti artık sanatçılar aşağılanıyor.

Ne yazık ki tarihimizde böyle örneklere oldukça rastlıyoruz. Bu ceza ne ilk nede son olacak. Kültür Bakanı “Yargı kararı” demekte. Evet yasalar önünde sanatçı da, vatandaşlar da, yandaşlar da aynı kefeye konmalı… Doğrusu da budur” ifadelerinden mahkum olanları görüyoruz da… Kadına zarar verenler, tacizciler, rantçılar, hırsızlar manşetlerden inmiyorlar. Yine okuyoruz serbest kalmışlar. Tüm dünyanın alkışladığı ve sahip çıktığı sanatçımız Fazıl SAY makhum.