Dolar 34,4916
Euro 36,2572
Altın 2.963,26
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 22°C
Çok Bulutlu
Sinop
22°C
Çok Bulutlu
Per 16°C
Cum 23°C
Cts 8°C
Paz 8°C

Eğitimde Dinselleşme Zirvede

20 Haziran 2016 14:54

17 milyon 559 bin 989 öğrenci 2015-2016 eğitim öğretim yılı sonunda karne aldı. Doğu illerimizin bir çoğunda yüz binlerce öğrencimiz terör nedeni ile sokağa çıkma yasaklarıyla okullarına gidemediler. Bu öğretim yılında felsefe ve bilim dersleri azaltıldı. Okul öncesi öğrencilerin ve kreşteki çocuklarımıza (somut zeka gelişimin sürecinin başında olan evlatlarımız) fiilen dini eğitim verilmeye başlandı. Karma eğitim uygulaması açıkça hedef haline getirildi. Oysa Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilerimizin geleceğini doğrudan olumsuz etkileyen uygulamalara son vermesi gereken kurumken, bu konuda politikalar ve uygulamalarda bulunarak bir eğitim öğretim yılı son buldu.

 

Eğitim sistemimiz yıllardır çözüm bekleyen sorunları bu öğretim yılında da artarak devam etti. Ülke genelinde eğitimde özelleştirmenin ciddi bir şekilde artmasının yanında, bakanlık 14 yıllık iktidarın eğitim politikası olan gericileştiren bir çok uygulamalar sonucu laik ve bilimsel eğitimi bitirme çalışmalara devam edildi. Eğitim öğretimin son haftalarına doğru Türkiye’nin köklü liselerinde yapılan ayaklanmalar ve sunulan bildirileri ortada…

 

Oysa ülkemiz köy enstitüleriyle; “Çağdaş yaşamın esası olan ÜRETEN İNSAN modeli olan eğitim” le; Yaşamla iç içe olan doğal bilimlere dayalı bilgiler yanında, tarım, hayvancılık ve el sanatlarıyla ilgili öğrenilen bilgiler, okul içindeki ilişkilerde ve tarımsal alanda uygulamalar la yaşanılır, yaşatılır “üreten insan” okul ortamında yetiştirdi. Yine öğrenciler günlük el becerilerine dayalı işleri ortaokul düzeyinde görmekte, işliklerde uygulamakta, yabancı dil, müzik, sanat, politik alanlarda kendilerini rahatlıkla ifade edebilmekte idi… Ülkemizin bu deneyimini günümüze uyarlıyarak Bakanlık, Eğitim paydaşları başta sendikalar ve üniversitelerimiz değerlendirerek çağdaş bir eğitim modeli geliştirmeliyiz.

 

14 yıllık iktidarında her yıl yapılan PİSA testlerinde diğer ülkelerin gerisinde kalan, öğretmenlerimizin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları her geçen gün ciddi şekilde gerilemiş, eğitim harcamalarının bir çok yükünü velilere yüklemiş, 4+4+4 yasasıyla öğretim birliğine darbe vurulmuş; okul dönüşümleri, siyasi kadrolaşma, yandaş yönetici atama gayreti eğitimin dini, şekillere göre şekillendirilmek istemesi öğretmenlerimizin sorunlarını daha da derinleştirmiştir.

 

Yaşamımın 27 yılını eğitime vermiş ve son 8 yılını da gazetecilik yaparak onlarca eğitim konusunda makale yazan biri olarak bir çağırım olacak. Bakanlığa “Çağımız tüm toplumun ve öğrencilerin geleceğini doğrudan olumsuz etkileyecek politika ve uygulamalara son verilmesidir. Öğrencilerimiz kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, hangi alanda okuyacağına kendisinin karar vereceği bir eğitim sisteminin oluşturulmasıdır. Eğitimimizi ticarileşme ve dinselleşme adımlarına derhal son verilmelidir. Okul öncesinden başlayarak eğitim yatırımlarına, ders kitaplarının hazırlanmasından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine; sınıf mevcutlarından eğitimin laik, bilimsel ilkeler doğrultusunda verilmesine, demokratik ve kamusal yönünün geliştirmesini hayata geçirmelidir.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.