Gezi Parkı Üzerine Ulusal Gazete Azarlarından Notlar
Erdoğan Erkaymaz
Bu haftaki konumu ulusal gazetelerde köşe yazarlarının Gezi Parkı üzerine yazdıkları makalelerden özetler olarak sunmak istiyorum.
Gazetemiz çalışanlarından bir kadın arkadaşımız Pazar günü gazeteye gelirken bir polis diğerine sormuş: 'Kırmızı elbise giymiş, eylemci bu, alayımı bu kadını gözaltına…' Muhabir arkadaşım hemen basın kartını çıkartıp gösterirken, öteki polis yanıt vermiş: 'Operasyon emri gelmedi daha' o polislerin de bu ülkenin yoksul ve emekçi insanlarının çocuğu olduğunu biliyorum. Sorun onları eğitenlerde. Kin, nefret, intikam duygusu aşılayanlarda… buyruğu verende!
Hikmet ÇETİNKAYA (Cumhuriyet)
Operasyon sırasında gözlerin Türkiye'nin sözcüsü olmaya soyunmuş Medya Starlarının köşe yazarlarını aradı: yoklardı. Gezi Parkı'nı savunan gençlere yardımcı olan revirler saldırıya uğruyor, sağlık personeline kelepçe takılıyor, doktorların ortak sesi yükselmiyor. Avukatların gösterdiği tepkiye rastlanmıyor. Yeni bir 15-16 Haziran daha var Türkiye'nin tarihinde… Bu kez geçler önde koşuyor ve herkesi peşinden sürüklüyor.
Can DÜNDAR (Milliyet)
Gezi Parkı direnişi ile beklenmedik bir siyasal kültürel ve ahlaki yenilgiye uğrayan Tayyip Erdoğan, bir başbakan gibi değil, dar bir siyasal İslamcı grubun lideri gibi, AKP'de büyük bir ülkenin sorumluluğunu üstlenmiş hükümet gibi değil, cihatçı bir örgüt gibi davranıyor. Bu nedenle Erdoğan ve AKP Demokratik Parlamenter rejimlerin yüklendiği sorumlulukların gereğini yapmak yerine bin yıllık karşıtlaştırıcı ve provokatif bir dille ve yalana başvuruyor. Yenilgiyi hazmedemediği anlaşılıyor, saldırganlaşıyor.
Merdan YANARDAĞ (Yurt)
Tam ılımlı bir hava yerleşmeye başlamış, müzakereler olumlu yönde ilerlerken Başbakan Erdoğan müdahale emrini verdiğinde ne kadar hatalı ise 'Mücadeleyi seçim meydanlarına taşıma' kararında da o denli haklıdır. Gezi olayları, iktidara, muhalefete, üniversite ve sivil topluma, medya ve sermayeye bir takım dersler verdi, önemli mesajlar iletti. Bu olaylar 'bir iktidar değiştirme operasyonu' değildir. Gerçek demokrasi ve özgürlük talebiydi.
İsmail KÜÇÜKKAYA (Akşam)
Hepsi tamam. Akasında oyun var. Marjinal Grup var. Su normal, gaz, ilaçlı sular, sopa normal. Ama şu ' Fair Play ruhu' na bile aykırı: Kendiniz iktidar gücüyle meydandan meydana koşturup durdururken… Başkalarının parktaki eyleme dahi boğmak! Kendi meydanlarınız için, iktidar, polis, belediye gücüyle yol kapatıp insan taşırken… Başkalarına yolları dar etmek, gaz etmek! Devletin, milletin, kamunun olduğu varsayılan polis gücünü kendine kalkan yaparken… Başkasına sopa gibi sallamak! Çünkü onlar Vandal, yeterli açıklama değil.
Umur TALU (Habertürk)
Bravo size! Egonuzu kurtardınız… Büyük, çok büyük bir zafer kazandınız. Devletin çelik yumruğunu halkın tepesine indirme konusunda, sizden öncekilerden çok daha başarılı olduğunuzu gösterdiniz. Ve fakat… Bilmem farkında mısınız? Artık bir sorununuz var: Tamamından mesul olduğunuz memleketimizin… Bir yarısı gülerken diğer yarısı ağlıyor. Ne diyelim? Buda size armağan olsun.
Ahmet HAKAN (Hürriyet)
5 yaşındaki çocukların olduğu parka gaz bombası atıldı:; bunun adı Faşizmdir. 70'indeki kadına copla vuruldu; bunun adı faşizmdir. TOMA'lar, bir tişört bir pantolonla önlerine dikilen gençlerin üzerine yürüdü. Bunun adı faşizmdir.. 'Camide içki içtiler', 'Başı örtülü kadını yerlerde sürüklediler' diye asılsız haber üreterek bu haberlerle dini duyguları yüksek vatandaşlarımızı kandırdılar; bunun adı faşizmdir. Faşizm bir insanlık suçudur.
Mustafa Mutlu (Vatan)
Sevgiyle kalın