HALK KAHRAMANI YAŞAR KEMAL
Koca bir çınar ağacıydı…
Ülkemiz için “Bin bir çiçekli bahçeydi”. “Bir bahçede hep aynı çiçekten olursa o bahçe güzel olmaz. Sen, ben, o varız diye güzel bu bahçe. Koparma farklı çiçekleri, kalsın renkleriyle kokularıyla…” derdi. O, bu bahçenin tam ortasında KOCA BİR ÇINAR AĞACIYDI. O ağacın gölgesindeki bütün halklar kardeşten de öte, sevgiliydi. O yüzden Kürt’tü, Türk’tü, Arap’tı, Laz’dı, Çerkez’di, Ermeni’ydi, Musevi’ydi, Rum’du,
Ezidi’ydi. O yüzden tüm insanlığın ortak değeriydi. Şimdi; “ O güzel adam o güzel ata binip gitti.” Diyordu Muhsin Kızılkaya 6 yıl önce…
Eşimin Diş Hekimlerin katıldığı bir sempozyum için İstanbul’da olduğumuz tarihte Zülfü Livaneli’nin Harbiye Açık Hava konserine katılmıştık. Orada ilk defa görmüştüm Yaşar Kemal’i Zülfü Livaneli konser akışı içerisinde sahneye almıştı. 2,5 saat sahnede kalan Livaneli 28 şarkı seslendirmişti. Büyük usta Yaşar Kemal’i; Livaneli yazar yönünü ve bunu yazıma dökmesi yönündeki istemini anlatmıştı…(7 Ağustos 2009) Şarkılar arası Yaşar Kemal’in sohbeti o kadar etkilemişti ki Ayancık’a dönüşünde “İnce Memed’i” bir kez daha okuma ihtiyacı duydu.
Büyük usta ülkesine çok güvenirdi “ÜLKEM İÇİN BÜYÜK UMUTLAR BESLİYORUM” Benim hiçbir zaman ülkemden hiçbir biçimde umudumu kesmedim. Yani umudumu kesmek değil, Büyük umutlar besliyorum. Çok olanakları olan bir ülke. Kültür olanakları, insan olanakları, doğa olanakları, gelir olanakları… Çok olanağı olan bir ülke. Ben Türkiye’den çok şey bekliyorum. Yani insanlığa büyük fayda belki-yorum. Zarar
değil…”
O ülke aydını olarak, özgür ve bağımsız duruşuyla, insani değerlerin yüceliğinden taviz vermeksizin hep barıştan yana olmuştur. Hep mazlumların yanındaydı. Efsanelerin yazarı büyük ustaydı. Toplumumuzun vicdanı idi… Ülkemizin bölünmemesi adına hep mücadele etti. Güzel Türkçemizin bir çınarıydı. Yalnız edebiyat dünyamızın değil basınımızın da efsanesi ve düşünürü idi. İnsanlık büyük bir evladını kaybetti.
Yaşar Kemal… Türk edebiyatının 92 yıllık dev çınarı, betimleme ustasıydı. Eserleri onlarca dile çevrilmiş Türk edebiyatını yurtdışında en iyi şekilde temsil eden Yaşar Kemal usta köylünün şivesi, batılının evladı, demokratıydı… Okurlarına vasiyetinde şöyle diyordu; “Bir benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İki insanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki, bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir.
O büyük usta gitti ama İnce Memed aramızda, hiç gitmeyecek. Kitaplarında yer verdiğin ölüm orucundaki tutsak, pamuk tarlasındaki ırgat, dağdaki eşkıya, ayazda sabahlayan çocuk yetim kaldı. Artık Anadolu efsaneleri, öksüz kaldı. Bir çınar devrildi ama gölgesi altındakileri hep koruyacak. “ O iyi insanlar o güzel atlara binip, çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın …… kaldık…”
Türk Edebiyatının koca çınarı 28 Şubat 2015’te aramızdan ayrılmış, 6 yıl geçti… Bizlere kendi ana dilimizde Dünya Klasiği okutan adam, senden sonra Anadolu efsaneleri öksüz kaldı. İnsan evrende gövdesi kadar değil yüreği kadar kaplarmış… O yüreği taşıyan kimseye eyvallahı olmayan adam; Efsaneler ölmezmiş hep bizde kaldın. Huzur içinde uyu büyük usta. Dedikleri gibi ismi gibi YAŞAR KEMAL