Hayatını kaybeden Anne 6 kişiye can verdi (Organ Bağışı)
Organ Bağışı…
15 Ekim tarihinde ulusal gazetelerimizde “8 aylık hamileyken trafik kazası geçirdi, ağır yaralandı. Sağlıklı bir erkek çocuğu dünyaya getirdi ancak bebeğini göremeden yaşamını yitirdi. Organ bağışı vasiyetiyle de 6 hastaya umut olan talihsiz kadının bebeği için anne sütü kampanyası başlatıldı” haberi Organ bağışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göz önüne taşıdı.
Organ bağışı; Bir insanın organlarının bir kısmının veya tamamının, ‘Henüz sağlıklı iken, beyin ölümünün ardından başka insanlarda yararlanmak üzere bağışlanmasıdır. Bir bakış açısıyla; organ bağışının, kan naklinden farkı yoktur. Hayat kurtarma anlamında, sağlıklı olan her organ bağışlanabilir. On sekiz yaşını doldurmuş ve doğru ile yanlış ayırabilme yeteneğine sahip herkes bağışlayabilirler.
İnsan organizmasının kusursuz bir biçimde çalışabilmesi için pek çok organın belli bir uyum içinde faaliyet göstermesi gerekir. Bu organların her hangi birinde fonksiyon bozukluğu olduğunda hastalıklar ortaya çıkar. Bu fonksiyon bozukluğu tedavi edilemez veya geri dönülemez boyutlara geldiğinde, artık yaşam için tehdit oluşmaya başlamış demektir. Fonksiyon kaybı ilerledikçe yaşamda giderek sonlanmaya başlar. İşte bu aşamaya gelmiş bir insanın artık yaşamını sürdürebilmesi için yeni bir organa ihtiyaç vardır.
Organ bağışı konusunda yeterli bilinç olmadığı için hala yeterli nakil sayısına ulaşılamıyor. Türkiye’de organ bekleyen 28.593 hasta olduğu nbilinmekte… Bölgeler arasında organ bağışlama oranında farklar söz konusu olup; Ege ve Akdeniz bölgesinde daha çok organ bağışı yapıldığı diğer bölgelerimizde daha az olmasına rağmen yavaş yavaş bilinçlenme artmaya başlandığı…
İnsan bedeninin, toprak altında çürümesi yerine insanlara hayat ve sağlık vermesi oldukça faydalı bir şey olur… Her insanın mutlaka düşünmesi gereken bir konu. Bu konu devlet tarafından daha da ciddiye alınsın, kuru kuruya bağış yapın, hastane duvarlarına birkaç poster asmakla yetinmeyip, dünya da başarılı olmuş örnekler eline alınıp daha ciddi teşvikler yapılsın.
Aslında başka bir açıdan baktığımızda; organlarımız bağışlandığında bizler öldüğünde de organlarımızla yaşayanlar olacak. Organ bekleyen ve yaşamayı isteyen o kadar insan var ki, düşünsenizki bir insan sizin bir organınızla hayat buluyor. Yine başka bir organımızla tekrar yaşama dönüyor. Görme engelli bir annenin evladı olarak soruyorum; bir göz korneası sizin gözlerinizle gülümsüyor hayata… Eeee hocam bu konuda sen ne yaptın derseniz? 1992 yılında organlarımı bağışladım.