HER YERDE ACI…. DEPREM YİNE YAKTI YIKTI

Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğündeki deprem bölgede ağır yıkım yarattı. Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adana, Adıyaman, Hatay, Kilis olmak üzere yazımı kaleme aldığım esnada 1762 can kaybı, 12 bin 68 yaralı… 5 bin 606 bina yıkılmış, 6 bin 800 vatandaşımızda enkazdan çıkarılmış…. Türkiye 4. Seviye alarmı vererek uluslararası yardım talebinde bulundu. 13.24’de AFAD verilerine göre, Elbistan’da 7.6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi.

17 Ağustos depremiyle birlikte hayatımıza giren JEO Fizikçi Akademisyen Ahmet Mete Işıkara “Deprem öldürmez, binalar öldürür” derken önemli bir sorunu işaret ediyordu. Plansız Kentleşme, Riskli yapılaşma, yaptırımsız denetim ve eğitimsiz kitleler… ve toplumda ki deprem bilincine şöyle diyordu ; “ Okul, Ev, ve iş yerlerinde önlem alma ve doğru davranma” üzerinde bilgilendirme yapmıştır…

Bir ülke gerçeği de Türkiye topraklarının %93 ü, nüfusun %98 i, sanayi kuruluşlarının %98’i deprem bölgeleri içinde yer almakta, barajlarımızın %95 i bu tehlikeli hat üzerinde bulunuyor. Bu kadar acılara rağmen yine de ders alınmadı. “Kentsel Dönüşüm” adı altında yüksek katlı binalar inşa edildi. Toplama alanlarına rezidans ve AVM’ler dikildi. Başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerimiz betona gömüldü.

Ülkemizin ekonomik gelişmesinde ki çarpıklığı yaşamın her alanını belirtmektedir. Kuralsızlığın kural haline geldiği, getirdiği bir toplumsal yapılanma içerisinde yaşamaktayız. Geniş toplumsal kesimler devletten umudunu kestikleri için “ KADERCİLİĞE” sığınmıştır. Oysa geleceği ancak ve ancak bugün var olan bilim ve mühendislikle ilgili bilgileri kullanabilir. Bilgiye dönüştürdüğümüzde düzenleyebiliriz.

Deprem bir doğa olayıdır. Afeti ise çoğu zaman ise insanlar yaratır! Bu nedenle afet kader değildir! Afet, bir doğa olayının kendisi değil doğurmuş olduğu sonuçlardır. Doğanın kendi kuralları her zaman işleyecektir. Önemli olan yaşanacak olan olayların afete dönüştürmeyecek yapıların üretilmesi ve sağlıklı bir çevrenin yaratılmasıdır.

Deprem bilimcilerinin özellikle İstanbul’u depreme hazırlanmasının çok önemli bir konu olduğunu sürekli hatırlatmalarına rağmen, “ben geliyorum” diyen bir depreme karşı üç maymunu oynayan (KÖR-SAĞIR-DİLSİZ) kendimizin ve yakınlarımızın geleceğini tehlikeye atmasınlar yönetenler…

Buradan soruyorum; “1999 yılından bu yana toplanan deprem vergileri ne oldu, nerelerde kullanıldı?” Oysa toplanan deprem vergileri amacı doğrultusunda kullanılsaydı 800 bin konut inşa edilebilirdi. Sakın “yol yaptık” “hava alanı yaptık”, “köprü yaptık” denilmesin… 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Pazarcık merkezli yaşadığımız bu felakette yaşamını yitirenlerimizin yakınlarına başsağlığı, yaralanan vatandaşlarımıza şifalar diliyorum.