Dolar 36,2913
Euro 38,2010
Altın 3.430,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 1°C
Kar Yağışlı
Sinop
1°C
Kar Yağışlı
Cum 1°C
Cts 2°C
Paz 3°C
Pts 7°C

HERKESİN BİR KARDEŞİ OLMALI!

Yazar/Mozaik Sanatçısı
18 Şubat 2025 19:15

YÜREĞİMDEN DAMLAYAN AYANCIK ANILARI…

Herkesin bir kardeşi olmalı. Sizin var mı? Umarım vardır.

Benim de var. Adı Kurtuluş.

Çocukluk anılarımın başında gelir, annemin küçük kardeşime duyduğu doğum sancıları. Dört yaşlarımdaki bu anım, 1961 yılının şubat ayı ortalarının karlı bir Ayancık sabahına ait. Tıpkı yaşadığımız bu zamanın 64 yıl öncesi. Hava karlı birkaç gündür. Televizyonda izlediğim hava tahminine göre bir iki gün içinde yine kar İstanbul’u ziyaret edecek.

Annemin babamla birlikte, Köprübaşı’ndan Sinop otobüsüne bindirildiği ana ait. Çocuk kalbim, annemin hasta olduğunu düşünürdü. Oysa annem küçük kardeşim Kurtuluş’a hamileymiş ve kanaması başlamış. O yıllarda ambulans yokmuş her haldeki otobüsle Sinop Devlet Hastanesi’ne kaldırılmış. Adına otobüs diyorum ama, o zamanlardaki adı ‘’Sinop’’ tu. Otobüs Köprübaşı’na yaklaşırken, muavin başını arka kapının penceresinden çıkarıp ‘’Sinop, Sinop’’ diye bağırarak, Sinop yönüne gidecek yolculara seslenirdi. O yıllardaki karayolu ile ulaşım her halde Sinop’a kadardı. Çünkü İstanbul yolcuları genellikle ‘’Cide Postası’’ vapurlarını tercih eder. Vapurların bir kısmı İstanbul’dan Ayancık’a gelir, diğer kısmı ise Trabzon-Rizeden Ayancık’a ulaşır, iki vapur Ayancık önlerinde buluşurdu. Ayancık İskelesi, bu yolcu vapurlarının yanaşmasına pek uygun değildi. Hatırladığım kadarıyla iskelenin sol ucunda yüksekçe bir kaya vardı. Sola bu yüzden daha küçük çektirmeler yanaşırdı.

HERKESİN BİR KARDEŞİ OLMALI!

Bu aile fotoğrafımız 1962 yılına ait. Ben beş yaşlarındayım

Her vapur gelişi Ayancık için Düğün-Bayram demekti. Tüm kasaba halkı için seyirlik bir bayram havası eşliğinde, kıyıdan vapurlara motorlar yanaşır, hem gidenleri, hem gelenleri vapurlara bu motorlar taşırdı. Yolcuların kocaman vapurlardan bu küçük kayıklara nasıl indiğini ‘’Ayancık Eğmeleri ve ‘’Gönen’den Ayancık’a Ömer Seysettin’’ öykü kitaplarımda anlatmıştım.

Annem ve babam, Sinop otobüsüne binip gidince, biz dört kardeşe komşular sahip çıkmış. Ağabeylerim annem gelene kadar kimlerde kaldığımızı daha iyi hatırlar. Şaka yollu olarak anlatırlardı.

HERKESİN BİR KARDEŞİ OLMALI!

Bu resim 1964 yılına ait. Fabrika Lojmanlarındaki evimizin önü. Fahri ağabeyim, arkadaşları, ben ve küçük kardeşim Kurtuluş.

Annem, babam ve küçük kardeşim evimize döndüğünde, çekirdek aile nüfusumuz yediye çıkmıştı. Küçük kardeşimin bebekliği sürekli ağlamakla geçerdi. Kim bilir ne sıkıntısı vardı ve çaresi bilinmiyordu. Her sabah sabahın köründe işe gidecek olan babam uykusuz kalır, kardeşimin ağlamaları için söylenir dururdu;

‘’Şeytan diyor ki, sık boğazını, at pencereden dışarı!’’

Kardeşim doğana kadar benim oyun alanım, üç katlı ahşap evin önündeki su kuyusunun çevresiydi. Zaman zaman boyumuza kadar yüksek olan kuyu girişinin üstünü kapatan tahta muhafazaya tırmandığımız bile olurdu.

Babamın can havliyle söylediği, küçük kardeşimle ilgili sözlerini ciddiye alır, kuyunun karşısındaki dut ağacını silkelemek için toplanan ve altına serilen elverti otlarını, dutlar toplandıktan sonra alır, evimizin penceresinin altına yığar, bundan böyle oyunlarımı pencerenin altındaki düzlükte oynardım.

Olur da bir gün, şeytan babama böyle bir şey yaptırırsa, onu havada yakalayıp kurtarmak, belki de birlikte elverti otlarının üzerinde yuvarlanmak için.

Annem, pencerenin altına yığdığım elvertileri görünce gülümsemiş, oğlak yalamış saçlarımı okşayarak, babamın sözlerinin şaka olduğunu anlatmıştı. Ama ben tedbirimi alıp, gözüm pencerede oynardım tüm oyunlarımı.

Büyüdükçe kardeşimin ağlamaları geçti. Önce emeklemeye, ardından paytak paytak yürümeye başladı. Serpildi, büyüdü ve benim en yakın arkadaşım oldu.

HERKESİN BİR KARDEŞİ OLMALI!

Küçük kardeşimle bıldırcın avı

İncir zamanı başlayıp, kasım sonuna kadar süren yağmurlu gecelerin bıldırcın avına babam çıkardı önceleri. Sonra Yaşar ağabeyim büyüdü ve babamın av arkadaşı oldu. Ardından Muhittin ağabeyim. Onlar okumak için İstanbul ve Çorum’a gittiğinde ben babamın bıldırcın avı arkadaşı oldum.

Babam yaşlandı. Bu defa ben küçük kardeşimle geleneksel bıldırcın avımızı sürdürdüm. Benim her zaman en büyük yardımcım kardeşim Kurtuluş oldu.

Gecenin karanlığı, yalnız başıma olduğumda beni ürkütür hep. Kardeşim askere gidince, yorulana kadar annemi alıp bıldırcın avına çıkardım.

Balık avımızın ilk durağı, kasabamızı ortadan ikiye bölerek denize akan Ayancık Çayı idi. Bu çay, bizim yüzme öğrendiğimiz yerdi aynı zamanda. Önce çayda, ardından denizde en yakın balık avı arkadaşım, yine küçük kardeşimdi.

HERKESİN BİR KARDEŞİ OLMALI!

Fabrika Sineması’nın olduğu Kereste Fabrikası’nın Giriş Kapısı

Ortaokul’dan sonra çalışmaya başladığım matbaadaki yardımcım da, geceleri Fabrika Sineması’nın çay ocağında çalışırken de en büyük desteğim küçük kardeşimdi.

HERKESİN BİR KARDEŞİ OLMALI!

Ayancık Gazetesi ve Matbaası’nın kurşun harf ve espas dolapları

O, tıpkı ağabeylerim ve ablam gibi, her ihtiyaç duyduğumda yanı başımdaydı. Bu yüzden herkesin bir kardeşi olmalı. Sizin var mı? Umarım vardır. Benim de var. Adı Kurtuluş.

Bu gün onun doğum günü. Sevgili kardeşim Kurtuluş. İyi ki doğdun ve benim en yakın arkadaşım, yardımcım, kardeşim oldun.

Yeni yaşın kutlu, hayatın tüm sevdiklerinle birlikte mutlu, sağlıklı ve huzurlu olsun. Sevgilerimle..

HERKESİN BİR KARDEŞİ OLMALI!

Gurur Kaynağım Kardeşlerimle Memleketim Sinop’ta

turan gökmenoğlu

YORUMLAR

  1. Muhittin dedi ki:

    Duygulandırdın beni güzel kardeşim. Kardeşleri olmalı insanın ama Mürvet gibi Turan gibi Kurtuluş gibi. Ağabeyi olmalı baba yarısı Yaşar gibi. Hepiniz hepimiz birbirimiz için olmalı. Hep onur duydum böyle bir ailem olduğu için ama gerçekten Kurtuluş bambaşka içimizde. En küçüğümüz olduğu halde hep en büyüğümüz gibi oldu hepimize destek oldu zaman zaman. 7 aylık doğdu ama hepimizden olgun doğdu. İyi ki doğdun canım kardeşim. Her şey gönlünce olsun.