Dolar 34,2744
Euro 37,1957
Altın 3.071,48
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 18°C
Hafif Yağmurlu
Sinop
18°C
Hafif Yağmurlu
Per 18°C
Cum 19°C
Cts 14°C
Paz 13°C

Hiroşima’dan Fukuşima’ya Basın Açıklaması

Sinop’ta,”Çevre için Medya ve İletişim Ağı Projesi” kapsamında düzenlenen çalıştaydan sonra Gerze İlçesi’ne giden katılımcılar bir basın açıklaması yaptılar.

Hiroşima’dan Fukuşima’ya Basın Açıklaması
10 Ağustos 2015 16:01

Sinop’ta,”Çevre için Medya ve İletişim Ağı Projesi” kapsamında düzenlenen çalıştaydan sonra Gerze İlçesi’ne giden katılımcılar bir basın açıklaması yaptılar.

 
Dünya Kitle İletişimi ve Araştırma Vakfı, Avrupa Birliği, Avrupa Bakanlığı desteği ve Sivil Toplum Diyaloğu kapsamında Sinop Öğretmenevi toplantı salonunda gerçekleştirilen”Çevre için Medya ve İletişim Ağı Projesi “ çalıştayından sonra katılımcılar Gerze İlçesi’ne giderek, başta Gerze Belediye Başkanı Osman Belovacıklı, Şengül Şahin ve Ferhat Hançer olmak üzere, Termik ve Nükleer Santral karşıtları YEGEP üyeleri ile birlikte ortak bir basın açıklaması yaptılar.

Çalıştay için İstanbul’dan Sinop’a gelen Yeşil Gazete İklim ve Enerji Editörü Pınar Demircan’ın, Yeşil Gerze Platformu (YEGEP) evinde okuduğu basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

“70 yıl önce ABD, 6 Ağustos’ta Hiroşima’ya ve ondan 3 gün sonra 9 Ağustos’ta Nagasaki’ye atom bombalarını attı. Bombanın atıldığı noktadan 3 km. çaplı alan içerisinde herşey yandı, etrafa radyoaktivite yayıldı, çünkü atılan atom yani uranyum bombasıydı. Hiroşima’da 140 bin, Nagasaki’de 80 bin insanın bir kısmı anında, diğer bir kısmı ise aynı yılın sonunda hayatını kaybetti. Bugün o faciadan kurtulmuş olup hatıralarını yazanlar ve anlatanlar Cehennemi yaşadıklarını söylerler. Faciayı yaşayıp kurtulmuş olanlar radyasyona maruziyetlerinin yarattığı kanser ve benzeri hastalıklarla yaşamak zorunda kalacağı için “Hibakuşa” olarak adlandırılmıştır. Çünkü toplumun bunu bilmeye ihtiyacı vardı. Toplum hibakushalardan çok hibakushaların yaşadıklarını yaşamaktan korkmuştur. Hibakuşhalarla evlenilmez, iş yapılmaz, onlara ev verilmezdi. Toplum içnde ikinci sınıf bir vatandaşlık doğmuştu. Onlar kanser olup ölecekti. Toplumdan dışlandılar. 2011 Yılında Japonya’da Fukuşima nükleer santralinin patlaması, Hiroşima’ya atılan atom bombasının yaydığı radyasyonun 168 katı kadar radyasyonun yayılmasına sebep olmuştur. Sadece 30 km. çaplı bölgedeki insanlar tahliye edilmiştir. Gerçek maruziyet ise 250 km. çapında bir alanda bugün hala yaşanmaktadır. Japon toplumunda yeni hibakuşalar yaratılmıştır. Bilimsel veriler Fukuşima öncesinde çocuklarda milyonda bir oranında görülen tiroit vakalarının, 10 yılın sonunda milyonda 400’e çıkacağını göstermektedir. Toplum çok çeşitli hastalıklarla mücadele etmektedir. Devlet ise; ödemesi gereken tazminatları ödemekten kurtulmak için tahliye edilen ve evlerine dönmek istemeyen 170 bin insanı evlerine geri döndürmeye çalışmaktadır. Bugün Fukuşima nükleer santralinde sorunlar devam etmektedir. 1,2 ve 3 nolu reaktörlerde melt down, yani erime olmuştur. Nükleer santral içerisindeki reaktörlerden uranyum yakıtı içinde bulunduğu tüpü delerek yere akmıştır, oradan yer altı suyuna karıştığı anlaşılmıştır. Japonya, nükleer facianın üzerinden 5 yıl geçmişken hala sorunlarla boğuşmaktadır. Japon toplumu nükleer santralleri kapattırmışken, Türkiye Fukuşima faciasından 3 yıl sonra nükleer santral kurması için Japon Hükümeti ile anlaşmıştır. Nükleer santraller, nükleer silahlanmanın ambalajı olarak kullanılmaktadır. Türkiye ile Japonya arasında yapılan nükleer anlaşmada, Türkiye’nin nükleer santralin atıklarından plutonyum üretebileceği yazmaktadır. Türkiye’nin gerçek amacı nükleer santrallerden enerji üretmek midir? Yoksa nükleer silah yapmak mıdır? Bizler; nükleer santrallerin nükleer silahlanma aracı olduğunu biliyoruz. Bugün IŞİD’le, yarın yaratılacak başka bir düşmanla mütemadiyen savaşmak için, savaş ekonomisinden nemalanmak için ne kendi ülkemizde, ne başka bir ülkede, ne de dünyada savaşın desteklenmesini istemiyoruz. Nükleerin ham maddesine de, santraline de, atığına da HAYIR!” dediler. 

Katılımcılar daha sonra Sinop Nükleer Karşıt Platformu (NKP) tarafından açılmış olan,”Sinop Nükleer Santral İstemiyor”, “Termik ve Nükleer Santrale Hayır” standında imza kampanyası başlattılar. 

Bu arada; Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Sinop’lu Prof. Dr. Aziz Konukman da diğer katılımcılarla birlikte,”Sinop Nükleer Santral İstemiyor”,  ”Termik ve Nükleere Hayır” imza kampanyasına katılarak, kampanyaya renk kattı.  Haber: Hikmet Kurada/Sinop
Hiroşima’dan Fukuşima’ya Basın Açıklaması

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.