Hukuk Devleti
Erdoğan Erkaymaz
Hukuk, kişiler ve kişiyle devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen ve devletçe, yasalara göre yaptırıma ya da bir hak talebinde bulunabilme yetkisini tanır; bireyin yapmayacaklarının ya da yapabileceklerinin sınırlarını göstererek özgürlük alanını belirler, uyuşmazlık durumunda yargı yolunu açık tutar ve yargı kararıyla herkesi bağlı kılar.
Hukukun üstünlüğü, yasama ve yürütme işlemleri karşısında son sözü hukukun söylemesi; başka bir deyişle devletin hukukla sınırlı olmasıdır. Devletin yasama, yürütme ve yargı yetkileri, hukukla sınırlandığı sürece kişinin temel hak ve özgürlükleri devlet karşısında güvenceye alınmış, keyfi yönetim önlenmiş olur.
Hukuk devletinin birbaşka unsuru, devletin yasama, yürütme ve yargı güçlerinin ayrılmış olması ve ayrı organlarca kullanılmasıdır. Güçler ayrılığı, güçlerin birbirinin dengelenmesi ve yetkileri aşan kullanımı frenlemesi esasına dayanır.
Hukuk devletinin en önemli unsurlarından biride her türlü etki karşısında bağımsız ve güvenceli olmasıdır. Yargı bağımsızlığı yargıçın, dış etkiler karşısında yansız kendi duyguları, önyargıları ve inançları karşısında da bağımsız kalabilmesi konusunda yeterince bilgili olması gerekir.
Son günlerde ülkemizde iktidar; eylem ve işlemlerini yargı denetiminde olmasını istememesi açıklık, denetlenebilirlik ilkelerini ortadan kaldırmaktatır. Yargı, iktidarın yaz-boz tahtası haline dönüştürüldüğü kurum haline gelmiştir. Yargının üzerinde hesaplaşma yapılmamalıdır. Kendi çıkarları için düzenleme yapılmamalı…
Kaynağı ne olursa olsun, demokratik rejime yapılan her türlü darbeye ve millet iradesi üzerin de oluşturulan her türlü vesayete karşı olunmalıdır. Hep askeri vesayetten dem vurarak mağduriyet oluşturan yönetim yeni çalışmalarıyla demokrasimize pranga vurmamalıdır.
Son aylarda ülkemiz de yaşananlardan hukuk devleti; yolsuzluklara darbe vurması gerekirken, yolsuzluklar hukuk devletine darbe vurmuştur. Hukuk devleti olmadan demokrasiden söz edilmeyeceği gibi insan haklarının da var olmasından söz edilemez. Hukuk devletinin var olmadığı bir devlette ne güvence vardır ne de adalet; Keyfi yönetim, güçlüklerin güçsüzleri ezdiği, vatandaşın hiçe sayıldığı bir yönetim mevcuttur. Öyle görünüyor ki; yasama, yürütme, yargı diye bir kavram kalmamıştır. İktidar da herşeyi yürütmekte görevlidir. Sevgiyle Kalın…