Dolar 34,2744
Euro 37,1957
Altın 3.071,48
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 18°C
Hafif Yağmurlu
Sinop
18°C
Hafif Yağmurlu
Per 18°C
Cum 19°C
Cts 14°C
Paz 13°C

İlişkiler hakkında 5 şaşırtıcı gerçek

İlişkiler dünyasına farklı açıdan bakmanızı sağlayacak gerçekler…

İlişkiler hakkında 5 şaşırtıcı gerçek
1 Ağustos 2016 11:10

Bazı ülkelerde yılda 12 kez sevgililer günü kutlanıyor, bazılarında insanlar ağaçla evleniyor… İşte tüm dünyada ilişkiler hakkında muhtemelen bilmediğiniz 5 gerçek… Happn uygulaması, dünyanın dört bir yanından ilişkilere dair en ilginç bilimsel, tarihi ve kültürel gerçekleri bir araya getirdi. Yaklaşık 20 milyon kullanıcısı olan uygulamanın derlediği beş madde, ilişkiler dünyasına farklı bir açıdan bakmanızı sağlayacak.

YELPAZEYLE İLAN-I AŞK

Yolunuzun kesiştiği kişilerle tanışmak ya da beğendiğiniz kişilerle iletişime geçmek, her zaman bu kadar kolay değildi. Örneğin Viktorya Dönemi İngiltere’sinde kadınların beğenilerini açıkça ifade etmeleri hoş karşılanmıyordu. Ama elbette bu sıkıntının üstesinden gelmek için çeşitli taktikler de geliştirilmişti. Örneğin bir kadının yelpazesini sabit bir şekilde kalp hizasında tutması, karşısındaki erkeğe “Kalbimi kazandın” mesajını iletiyordu. Parmak ucunu yelpazenin tepesine dokundurmak “Tanışmak istiyorum”, Yelpazeyi boylu boyunca açarak tutmak “Beni bekle”, yüz hizasında sol yanağa yakın tutmak ise “Seninle ilgilenmiyorum” anlamına geliyordu.

BİR YILDA 12 KEZ SEVGİLİLER GÜNÜ KUTLAYABİLİRSİNİZ

Güney Kore, dünya üzerinde ilişkileri canlı tutmaya en çok önem veren ülke olabilir. Çünkü ülke genelinde her yıl tam 12 kez Sevgililer Günü kutlanıyor! Başta 14 Şubat olmak üzere her ayın 14’ünde kutlanan bu günler, farklı isim ve konseptlere sahip. Örneğin 14 Temmuz Gümüş Günü olarak biliniyor ve bu tarihte çiftler birbirlerine gümüş yüzükler hediye ediyor. 14 Ağustos “Yeşil Gün” olarak biliniyor ve çiftler bu tarihte doğa gezilerine çıkıyor. Benzer şekilde 14 Kasım Film Günü, 14 Aralık Sarılma Günü olarak kutlanıyor. Başka bir deyişle, Güney Koreliler aşkın nasıl yaşanacağını biliyor.

UYUM GÖZDE BAŞLIYOR, KALPTE SÜRÜYOR

Malum, partnerlerin birbiriyle uyumlu olması, sağlıklı bir ilişkinin olmazsa olmazları arasında. Ancak University of California tarafından yapılan bir araştırma, birbirini seven çiftler arasındaki uyumun düşündüğümüzden da ileri bir seviyede olduğunu ortaya koyuyor. Üniversitenin Psikoloji Bölümü uzmanlarının açıkladığı sonuçlara göre, üç dakika süreyle birbirlerinin gözlerine bakan partnerlerin kalp atış hızları birbirine eşitleniyor. Başka bir deyişle aşk gözlerden kalbe geçiyor ve sevenleri sakinleştiriyor! Yeri gelmişken bir başka araştırmaya daha değinmekte fayda var. Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, sevdiğimiz birine sarılmak, vücudumuzun oksitosin salgılamasını sağlıyor ve ağrı kesici etkisi yaratıyor.

BİR AĞAÇLA EVLENMEK ZORUNDA KALABİLİRSİNİZ

Hindistan, astrolojiye belki de dünyada en çok önem veren ülkeler arasında. Hâl böyle olunca, ilişkiler de gezegenlerin konumundan nasibini alıyor. Örneğin ülkenin bazı bölgelerinde, yıldız haritası Mars’ın etkisi altında olan kişilerin yapacağı evliliklerin kötü sonuçlanacağına inanılıyor. Neyse ki bu kozmik talihsizliğin üstesinden gelmenin bir yolu bulunmuş. Mars’ın etkisi altındaki kişi, önce temsili olarak bir muz ağacıyla evlendiriliyor. Böylece olumsuz etkililerin silindiğine inanılıyor ve ağaçtan boşanan kişi aşk hayatına kaldığı yerden devam ediyor.

‘OSCAR LANETİ’ İLİŞKİLERİ BİTİREBİLİR

Magazin basınını takip edenler, Oscar kazanan pek çok aktrisin kısa süre içinde boşandığını duymuştur. Hatta ABD basınında zaman zaman bir ‘Oscar laneti’nden söz edilir. Peki nedir bu işin aslı? Toronto Üniversitesi’nde görevli araştırmacılar, bu soruya yanıt bulmak için 1936-2010 yılları arasında En İyi Aktris ödülü alan kişilerin medeni durumlarını mercek altına almış. Sonuçta Oscar alanların, aday gösterilip Oscar alamayanlara kıyasla 1.68 kat daha fazla boşandığı tespit edilmiş. Boşanmalardaki artışın nedeni tam olarak belirlenemese de araştırma ekibi Oscar kazanmanın bir tür statü değişimine neden olarak aile içi uyumu bozduğu düşüncesinde.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.