KAZDAĞLARI’na SAHİP ÇIK!
Kazdağları, ülkemizin hayat damarlarından biridir. Dünyanın En güzel cennet köşelerindendir. Tanrılar Bile Kazdağları’nın güzelliğine hayran oldukları için Olimpos’tan buraya getirmiş. Afrodit burada sunmuş Helen’i Paris’in beğenirse , Truva Savaşları’nın temelleri burada atılmış. Bu gün Kazdağların’da 2 altın madeni faliyette . Bu faliyetteki işletmeler dışında 40’tan fazla başta altın ve gümüş olmak üzere maden projesi bulunuyor. Bu projeler dışında da 100’den fazla maden arama ruhsatı verilmiş. Özetin özeti birileri Kazdağları’nı yok etmek için düğmeye basmış.
Peki ne olmuştu? 45 bin ağacın kesilebileceğini belirten ÇED (Çevresel Etki Değerlendirilmesi) raporuna rağmen Kanada’lı şirket Alamos Gold’un faliyetleri için 195 bin ağaç kestiği öne sürülmüştü. Tarım ve Orman Bakanlığı bu sayının 13 bin 400 olduğunu açıklamıştı. Ağaç kesimleri Çanakkale halkının tüm tepkisine rağmen devam ederken, AK Parti’li ve MHP ‘li milletvekillerinin savunduğu maden çalışması Kazdağları ekosisteminden yararlanan , insanlar , hayvanlar ve bitkiler için ölüm-kalım mücadelesine dönüşmüştür.
Kazdağları, dünyanın oksijen kalitesi açısından en önemli habitatlarından biridir. Uluslar arası altın tekeli Alamos Gold’un ve taşeron şirketi Doğu Biga Madencilik maden çalışmalarını sürüyor. Bu çalışmalar Sonucunda endemik bitki türleri ile nadir görülen bazı canlı türlerinin yok olma tehlikesi ile de karşı karşıya olduğunu belirtiliyor.
Yine Kazdağları’nın kuzey yamacında meşe ,çam ormanları ile birlikte dünyada sadece Türkiye’de yaşayan 7 bitki türünün yaşam alanı üzerinde kurulması planlanan maden projesi hayata geçtiğinde 20 bin ton siyanür kullanacak ve siyanürle birlikte arsenik gibi bir çok ağır metal ortaya çıkacak. Bütün bir kentin tek su kaynağı, Kaz dağlarının dereleri, yer altı suları , tarım alanları kirlilik; ormanları karşı karşıya bırakılacaktır.
1935’te çıkarılan neo-liberal MTA ve ETİBANK kanunları 80’li yıllarda neo-liberal politikalar gereği işlevsiz kılınması ve 2004 yılında çıkarılan maden yasası ile ülkenin tam bir hafriyat alanı haline getirilmiştir. Türkiye’nin her yanına virüs gibi yayılan altın madenci şirketler ve onların uluslar arası uzantılarınca sonrası bölgede meydana gelecek değişikliklerde ilgili tablo karanlıktır. Kazdağları’nı istila etmek isteyen emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı mücadele edilecektir.
Sahip oldukları zenginlikleri ve güzellikleri nedeniyledir ki, Kazdağları tarih boyunca hep saldırıya uğramıştır. Hep yağmalanmıştır; tıpkı bugün olduğu gibi. Ne yazık ki bugün ve kazlarıda siyanürle altın madenciliği faliyet yürütmesiyle gündemimizde yer almaktadır. Tarihte ‘’Çanakkale Geçilmez ‘’ olarak bilinen ve Anadolu’dan her yerleşimden onbinlerce bilinen insanımızın hayatlarını ortaya koyarak savundukları bu topraklar şimdilerde ne yazık ki AKP ve MHP li milletvekillerinin eliyle yabancı şirkete peşkeş çekilirken doğamızın torumar edilme tehlikesiyle karşı karşıyayız.