KOCA ÇINARIMIZI KAYBETTİK (Sağlık Memuru Fahri ÇETİNKAYA)
Erdoğan Erkaymaz
Yaşayan Köy Enstitüsü kuşağının son temsilcilerinden Fahri ÇETİNKAYA (Kayın Babam) 4 Ekim günü yaşama veda etti. Cumhuriyet Aydınlatmacılığının en önemli eğitim kurumlarından köy Enstitülerinin son temsilcilerindendi… Yılların yorgunluğuna kalbi dayanamadı.
Fahri ÇETİNKAYA sevecen ve babacan kişiliğiyle biliniyordu. Köy Enstitülerinde yetişen 3000 Sağlık Memurundan biri olan, Cumhuriyet sevdalısı, cumhuriyet karşıtlarına eğilmeyen, bükülmeyen kuşağın neferlerinden aydınlanma ve demokrasi sevdalısıydı.
Koca çınar babamız Fahri ÇETİNKAYA, Anamız Lütfiye Hanımla hiçbir fedakarlıktan kaçınmayıp, ülke ve toplum sevgisi dolu insan olarak yetiştirdiği evlatları; Babalarını kanser illetinden kurtarmak için ellerinden gelen çabayı gösterdiler. Yaşamını yitirdiği saate kadar hastanede hep bir umutla son 5 gününü yanından bir an bile ayrılmak sızın gelişmeleri takip ediyor ama kalleş olan ölüm Fahri ÇETİNKAYA babamızı o Koca Çınarı bizlerden ayırmıştı.
Bazı insanlar çok özeldir… Bu özel insanlarda çok nadirdir… Sağlık dünyasının Ayancık’daki önemli çınarı Fahri babamız işte o özel insanlardandı… Koca Çınara benzettiğimiz, çevresine gölge veren, gövdesinde soluklanmalara çağıran koca bir çınar! Kökü toprağında dallanmış, gücünü toprağından alan, sırtımıza yasladığımız koca çınarımızı yitirdik.
4 Ekim Cuma günü 12.30 sıralarıydı, sıyrılıp gitti ellerimizden. Doğru demiş şair, “Her ölüm erken ölümdür.” Bir çiğ damlası gibi duru, kayıp gitti ellerimizden. Durup dururken, hiç yoktu hesapta… büyük bir sızı oturdu yüreğimize, sevenler koca çınara benzetirdi babamızı…
En küçük torunu Eda’nın sosyal paylaşım facebook hesabındaki şöyle diyor dedesine “Bu gün 5 Ekim 2013 hayatın bize amaçsızca sürüklediği bu yolda benim en kötü günüm. Çünkü göğsüne başımı koyduğum, beni dünyalar kadar seven, benimde onu dünyalar kadar sevdiğim dedem yok artık. İlkten şaka gibi geldi sonra ilanlar, bir sürü kişi, gözyaşları olunca anladım gerçekten kaybetmişiz. İnanmak istemedim ağlamaya çalıştım ama olmadı. Biraz önce cenazesi oldu. Ona son defa baktım. Son defa ve en anlamlısıydı bu bakışımın. Hep gülerdi güldürürdü. Hayata direnmiş ki 9 kere kalbi durup geri gelmiş. Fakat sonuncusunda bir daha geri gelememiş. Ama kendimi şunun la avutuyorum. Elbet bir gün buluşacağız, yer mekan fark etmez…!” diyor.
Yine sosyal medyada Semahat KOÇAK hanım acımızı şöyle paylaşmış “Biraz önce Ayancık’ın çok sevilen insanlarından biri olan sağlık memuru Fahri ÇETİNKAYA’nın hayatını kaybettiğini öğrendik. Ailece çok üzüldüm. Fahri Amca Ayancık’taki hemen hemen herkese sağlık konularında yardımcı olmuştur. Elinde çantası ile her eve girmiştir. O dönemlerde Fahri Amcanın iğne yapmadığı insan yoktur herhalde. Efendiliği, dürüstlüğü ile çok sevilen Fahri Amca nurlar içinde yat, mekanın cennet olsun” diyor. Yine Foto Emek Volkan Kardeşim kendi Facebook hesabından “Şeker gibi bir büyüğümü yitirdiğimizi an itibari ile öğrenmiş bulunuyorum!… Fahri Amca ışıklar içinde uyu!…”
Birini kaybetmek eksilmek demektir. Bir hayatın son buluşu içinizden bir parçanın kopup gidişidir. Ölen kişinin ardından bıraktığı anılar, baktığınız her yerde ise… Kalbinizin acıdığını hissedersiniz. Birini kaybetmek ağır ve derin bir acıdır. Bir şeyler eksilmiştir, hayat durmuştur. Orhan Veli KANIK’ın dediği gibi “Ölüm Allah’ın emri ayrılık olmasaydı.”
Sevgi ile kalın…