‘Madenciler Kendini ocağa kapattı’
Güzel ülkemde yaşayanlar…
Güzel ülkemde yaşayanların siyasi görüşleri, dünyaya bakışları ne olursa olsun onca iktidarlarda görülmesi pek olası olmayan bir yönetim biçimiyle yönetilmekte… Etik, yasa, anayasa, yargı ve hukuk gibi kavramlar ülkeyi yöneten erk tarafından bu kadar anlamsızlaştırıldığı hiçbir dönem olmamıştı. Meclisteki sayısal çoğunluklarıyla yargı bağımsızlığın adı dahi kalmamış…
Bu dönemde; ‘Kiralık işçilik yasası güvencesiz çalışmada varılan son noktadır. Bu düzenleme ile; güvencesiz, kuralsız ve esnek çalışma yaygınlaşacak, iş güvencesi tamamen ortadan kalkacak, emekçiler açlık sınırı altında ücretle çalışmaya mahkum edilecek, örgütsüz çalışma yaygınlaşacak, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından en riskli işçiler KİRALIK STATÜSÜNDE ÇALIŞAN emekçiler olacaktır.”
Soma’da yaşanan facia değil cinayeti unutmadık. Peki ders çıkarıldı mı? Somadaki cinayetlerinde ölen işçi sayısı 3 bin 547. Son yıllarda maden kazaları artarken, diğer taraftan madencilerin hak arama mücadelesi de sürüyor. Türkiye madenciliğin kalesi olan Zonguldak’ta madenciler yer altında ve üstünde eylem yapıyorlar. Bu haftaki konum; “ Kilimli-Gelik madencileri”…
Kilimli ilçesi Gelik beldesinde faaliyet gösteren bir madencilikte 13 Nisan da “Paralel Yapı” soruşturması nedeniyle Kayum atanan ocak dört aydır ücretlerini alamadıkları gerekçesiyle iş bırakan maden işçileri geçen Çarşambadan bu yana kömür ocağından çıkmama ve açlık grevi eylemlerini sürdürüyorlar. Hastalanan işçiler dışarıya çıkarılıp tedavi altına alındığı ama yer altında 70 işçi eylemlerine devam ettikleri ve sürdürecekleri yazılmakta…
Ülkemizde madencilik kuruluşundaki mevcut birikimin reddedilerek madencilik üretimlerinin yetersiz donanımsız ve deneyimsiz kişi ve kuruluşlara bırakılması bu yapılırken diğer yandan kamusal denetimin iyice gevşetilmesi son derece düşük ücretle kaçak ve sendikasız işçi çalışmaya müsait hale getirilmesi ölümlü kazalara ve dramlara neden olmuştur. ‘Maden kömürü ocaklarımız.’
Yeni Türkiye diyenler; Devleti yönetenler denetim ve her yurttaşını diğeri kadar gözetme, kollama işlevini yerine getirmelidir. Maden yönetenler, tıpkı 19. Yüzyıl batı Avrupa’sında olduğu gibi ayrıcalıklı. Madencinin kaderi ölmek emeğinin karşılığını alamamak değildir. Zaten olanların kaderle hiçbir ilgisi yoktur. Olayların, anları “Kader” olarak gören ve üstüne düşen rasyonel tedbirleri almaktan kaçınırken metafiziğe sığınan devleti yöneten ilgisi vardır.