MECLİSTE KADINLARA SAHNE YASAĞI
Sosyal Dışlanma olgusu “Kadın” açısından ele alındığında, kadının toplumsal yaşamdaki varlığını ihmal etmeye neden olan onun toplumla bütünleşmesini önleyen, sosyal, ekonomik, politik ve kültürel kurum ve sistemlerin dışında kalması-tutulması süreci biçiminde ifade edilebilir.
Sosyal Dışlanma olgusu “Kadın” açısından ele alındığında, kadının toplumsal yaşamdaki varlığını ihmal etmeye neden olan onun toplumla bütünleşmesini önleyen, sosyal, ekonomik, politik ve kültürel kurum ve sistemlerin dışında kalması-tutulması süreci biçiminde ifade edilebilir. Kadınlar çalışma yaşamı, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, siyaset ve sivil toplum örgütleri gibi genel olarak toplumsal yaşama katılım sağlayan diğer alanlarda toplumsal cinsiyet veya ayrımcılık temelli çeşitli engellerle karşılaşmaktadırlar.
TBMM’de 18 Mart Çanakkale Anısı’ndan kadın tiyatro sanatçıların TBMM Başkanlığı’nın talimatıyla sahneye çıkarılmadığı iddia edildi. Oyuncular Sendikası’ndan yapılan açıklamada “Yaptığımız araştırmalar sonucunda da olayın yaşandığını destekleyen bilgilere ulaşılmıştır” denildi. Sahneye çıkması engellendiği belirtilen tiyatrocu Övgü Özgürce “üç gündür prova yapıyorduk. Bir saat kala kadınların sahneye çıkamayacağı söylendi. Gözyaşlarımızı tutamadık” dedi.
Sanat medeniyetlerin kurulmasına, kültürlerin gelişmesine katkı sunan en temel dallardan birirdir. Sanat bütünleştirir, toplumsal köprüyü kurar. Milletin meclisinde sanatı ve sanatçıyı ve özellikle kadın sanatçıyı her gören, hedef alan zihniyet anlamak mümkün değil. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın baş kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası koltuğuna oturan başkana, iddia doğruysa yakışmıyor.
“Çanakkale’nin ve tarihimizin kadın şehitleri, şehit eşleri yüz karası değil yüz akıdır gurur kaynağıdır.” Demiş oyuncular… Devamında; “Ne gösteriden ne de tarihten silinemez, çıkarılamaz ve asla yeri sahneden uzak bir merdiven kenarı olamaz. Bu muamele değerlerimizi yaşatan sanata, tarihe ve bütünlüğümüze müdahaledir.”
İnsanın aklına ne beklenirdi? Sorusuda gelmiyor değil. Çağdaş, özgür ve Laik Türkiye’yi istemeyen zihniyet tiyatro sahnelerini kapatmadan önce haremlik selamlık düzenine geçebilirler. Oysa o meclis ve ilk başkanı Mustafa Kemal Atatürk kadın ve erkek eşitliğini, kadının hayatın her alanında özgürce katılımını, sanatı ve kültürü ülkemizin temeline koyarak devrimlerini yapmıştır. Şimdi o meclis ve başkanının tiyatro görevini icra eden kadınlarımıza karşı yaptığı iddia edilen müdahaleyi kabul etmek mümkün değildir. Asıl biziz siz vekilsiniz…
Bir sistemim de sahneye çıkan erkek oyunculara… Böyle bir müdahale de en büyük tepki erkek oyuncuların sahneye çıkmamaları olmalıydı. Erkek oyuncular boykot edip kadın oyuncuların yanında olmalıydı. Ayakta durup (Sahne de) kısa bir anlatımda rezaleti kınamadılar. Son söz; Cumhuriyetin değerlerinden faydalanacaksın, onun sayesinde o makamlara gelip o koltuklarda oturacaksın…
Artık kadın düşmanlığınız son bulsun, kadına karşı yapılan bu gibi yobazlıklar son olsun.