Milletvekili Değil, Haydut deniyor
Milletvekili Değil, Haydut deniyor
Şafak PAVEY
Milletvekili Değil, Haydut deniyor
Şafak PAVEY
TBMM’de Anayasa görüşmelerinde milletvekili Gökçen ÖZDOĞAN ENÇ’in saldırmasıyla hastanelik olan Şafak Pavey’i ne kadar tanıyoruz? Olay sonrası yaptığı basın açıklamasının bir bölümünde; “Hayatımda hiçbir canlıya en küçük bir fiske vurmadım, vurmayacağım. Savunma amaçlı olarak bile nasıl vurulacağını bilmem… Kadın zarafetinden, kürsü özgürlüğünden farklı olmaktan ne anladıkları çok net görüldü. Saldırı zaten oldukça kötü giden sürece uygun bir kapanış oluyor.
Şafak Pavey kimdi? Şafak Pavey İsviçre’de tren kazası sonucu kolunu ve bacağını kaybetti. 15 yıl sonra ülkemize dönüp Birleşmiş Milletler İnsan hakları sekreteryasının direktörü iken, bu görevi bırakıp CHP Milletvekili olup 2. Dönemidir. “Siyasetten çok aktif vatandaşlık yapmaya geldim.” Demiştir. Yine “Ben benden olmayanlarla ilgilenmeyi daha doğru bulurum, onların haklarını koruyacağım” demiştir. 30 yaşında BM üst düzey yönetici idi. Dünyanın en önemli okullarının diplomaları, kariyeri sayısız başarıyla dolu olan, Orta doğuyu çok iyi bilen, BM’de önemli projelerde imzası olan. “Birbaşkasının hakkını koruduğunda gerçek demokrat olursun.” Sözünün sahibi gerçek demokrat güzel insan…
O şafak Pavey; tek kolu ve bacağıyla milyonlarca insana, hayatın üstesinden gelmeyi, mutluluğu öğretmiştir. Tedavi gördüğü İsviçre’de inanılmaz yaşam azmi ve iradesi akademik araştırmalara konu olmuştur. Ona hayran kalmamak elde değil. Hayatın zorluklarına rağmen, mücadelesi, etrafına gülen gözlerle bakması, tüm zorluklara ramen bende varım demesi örnek bir davranış ve güzelliktir. Dinamikliği, doğallığı meclisimize kalite kalmıştır.
TBMM Başkan Vekili iken bir konuşmasının bazı bölümlerinde; “Bizler varlıklarımıza bir şey katmak için değil, varlıklarımızla bir şey katmak için yüce meclisteyiz. Oysa insanlarımız öfkelerimizden, nefretlerimizden çok daha kıymetliler. Çünkü bu vatan hırslarımızdan çok daha değerli… Felaketin neye benzediğini unutanlara; su satmak için yangın çıkarmak fikri cazip gelebilir. Fakat yangın bir felakettir ve felaketten kar umanları da kül eder.”
Bedeninin yarısı yokken Mülteci kampları dolaşan, umutsuzlara umut olandı… İran, Uganda, Angola, Mısır, Irak, Lübnan, Afganistan, Suriye, Yemen, Filistin de “Kadın ve çocuk hakları” için sergilediği diplomatik çabalara dünya taktir etmiştir. Acaba bu ülkelere sağlam olanlar gidebilirler mi? Toplumsal önyargıları kökünden sarsan büyük değişimlere öncülük eden, hayatı, cesaret, metanet, başarı ve iyiliğe adamış zarafet simgesi kadına saldıranları kınıyorum.
Kendisinden izin alamadığım için (ulaşamadım) ismini veremiyorum, sosyal paylaşım sitesinde Şafak Povey’e yapılan saldırıyı şöyle kaleme almış altına imzamı atarım “Arkadaşların kimliği belli götürücü kadın milletvekili patronunun gözüne girmek için özürlü kadına tekme tokat girişiyor, doktor dövene rapor veriyor. “ Kendi söylemiyle Povey şöyle diyor; “Fiziki güç kullananlara uluslar arası sözlükte milletvekili değil, HAYDUT deniyor “Ne diyelim bilemiyorum, hemcinsine ve özel durumu olan meslektaşına böyle saldırana söylenecek sözüm yok…
Not: Yazımı gazeteme teslim ettikten sonra okudum; “Dayakçı vekile 11 gün rapor ve koruma verildi” başlıklı yazı. Söylenecek söz gerçekten bitti.