“Muhalif Gazetecilere Saldırı Mübah Mı ?
Erdoğan Erkaymaz
Hürriyet gazetesi ce CNN Türk televizyonu programcısı Ahmet Hakan Çarşamba gecesi CNN Türk’te yayınlanan “Tarafsız Bölge” program sonrası evine giderken arabasından indikten sonra dört saldırgan tarafından darp edildi. Avukatı Turgut Kozan tarafından koruma önlemlerinin alınması konulu İstanbul valiliğine günler önce dilekçe vermelerine rağmen hayata geçmemesi de oldukça düşündürücü
Ülkeyi yönetenler her ne kadar ülkemizde basın özgürlüğü var deseler de; Türkiye’de her gün bir yayın organı basılmakta, gazeteciler saldırıya uğramaktadır. Son olarak aylardır iktidar yanlısı medya organları yazarları tarafından açıkça da yak ve ölümle tehdit edilmişti. Ahmet Hakan. Sonuç, ortada… Bu tehditlere seyirci kalan ve görevini yerine getirmeyen yetkililer ise; “Prosedür uzadı” söylemi bir zaaf değimlidir.
Demokratik resim, medya özgürlüğünü siyasal iktidarlara karşı korur. Anayasalar, yasalar, yargı erki; muhalefet partileri bu korumanın güvencesidir. Demokrasilerde esas olan iktidarların medyaya baskı yapmamasıdır. Seçimler yaklaştıkça basın üzerindeki baskıların artması yalnızca basın özgürlüğü açısından değil, aynı zaman da demokrasi açısından da endişe kaynağıdır. Yakın zamanda iktidar yanlısı olmayan gazetelerin kapılarının, cam çerçevelerinin kırılması. Bunların arasında bir milletvekilinin olması… Yine iktidar yanı olmayan gazetecilere yapılan tehditler , işlerinden olmaları son olarak darp edilmesi Türkiye’de basın özgürlüğünün geldiği boyutu göstermekte.
Her geçen gün basın özgürlüğüne karşı düzenlenen saldırılar artıyor. Gazeteciler hapse atılıyor, hakaret ediliyor, saldırıya uğruyor, taciz ediliyor, mahkemelerde sürünüyor. Türkiye’de basın özgürlüğü her geçen gün zayıflıyor ve altı oyuluyor. Şimdi yetkililere bir görev düşüyor, acilen bu son saldırıyı, nedenlerini ve gerçek sorumlarını bularak özgür hukuk çerçevesinde gereği yapılmalıdır.
Son dönemlerde gazetecilere yönelik yönelik baskılar, saldırılar ve Gazetecilik Mesleğini değersizleştirme ve ayrışma çabaları, yerini artık “can güvenliği”ni tehdit eden boyuta gelmiştir. İşsizlik, korkutma, yıldırma arık alenen saldırılara dönüştü. İnsanımızın haber alma hakkının engellenmesi can güvenliklerinin sağlanması, ifade basın özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırması, Anayasamızdan gelen haklarının korunması Yönetenlerin asli görevidir.
Bugün ülkemizde farklı medya düzeni oluştu. Tümüyle iktidardan beslenen bir medya ve medya örgütlenmesi neredeyse ülkemizin her yanını sardı. Mayıs ayında yayınlanan “Freedom House Dünya Basın Özgürlüğü 2015 raporunda “Türkiye “Hala Özgür Değil” kategorisinde alması nerelerde olduğumuzun göstergesidir. (199 ülke arasında 142. Sırada, Avrupa’da son sırada yer alıyoruz) Basın ve ifade özgürlüğü bir ülkenin gelişmişliğinin en büyük göstergesi olduğu inancımla ; Sinop 15 Eylül Gazeteciler Cemiyeti Ayancık Temsilcisi olarak Ahmet Hakan’a yapılan bu çirkin saldırıyı kınıyorum.