Neden Atatürk'e Saldırıyorlar
Erdoğan Erkaymaz
Dünyaya gerçek bir dahi geldiğinde onu şu işaretten tanıyabilirsiniz. Tüm ahmaklar ona karşı birleşmişlerdir.
Jonathan Swift
Son günlerde moda oldu, ne yapmak istediklerini de anlamakta da güçlük çekiyorum. TV programlarında Atatürk’e saldırandan geçilmiyor. Mavi Marmara saldırısında adı sıkça gündemde olan gazeteci yazar Hakan ALBAYRAK “Milli asabiyet uğruna yüzlerce insanın ölmesine göz yumuldu. Kimse boşuna ölmüyor ama argümanın hatırına söylüyorum yüzlerce insan boşuna öldü” dedi. Devamında “Şöyle diyorlar ulu önder Mustafa Kemal ne mutlu Türk olana dememiştir, türküm diyene demiştir. Demek ki Türklüğü bir kimlik olarak görüyordu. Yanlış bu Mustafa Kemal düpe düz ırkçıydı. Yani dilde bile ırkçıydı. Okullarda duvarlara asılan gençliğe hitabeye bakın orada bile var. Nasıl bitiyor? Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur. Ne demek bu? Ne asil kanı? Bu çağda asil kandan bahsediyorsak hepimiz barbarız demektir! Kan asil olmaz, hareketler asil olur. Ama Ehl-İBeyt soyunu ayıralım bundan” demiştir. Bu ne sorumsuzluk bu ne seviyesizlik, bunlar ne yaptığını zannediyorlar. Bunlara nasıl müsaade ediyorlar yayım yapmakla…
2011 yılının Kasım ayında yine ulusal bir TV kanalında “Dört bir taraf” programında gazeteci Nagehan ALÇI Atatürk’e “Diktatör” demiştir. Bu nasıl bir nankörlük oysa Atatürk Osmanlı Diktasına Anadolu halkının desteğiyle karşı koyarak, işgalci ve işbirlikçilerinden kurtaran liderimiz değimliydi. O dönemde diktatörlük filizlenirken, teokratik devlet yıkılıp Cumhuriyeti Kuran değimliydi. Bir yerlere yaranmak adına böyle bir saygısızlık yapılır mı? Ya bunlara görev verenler! Ne diyeyim tek kelimeyle yazık…
10 Ocak 2013 Perşembe akşamı ulusal bir kanalda Rasim OZAN Kütahyalı ve bir grup, Cumhuriyetimiz kurucusuna karalama adına ne varsa, ne ellerinden geliyorsa yapıyorlar. İsyan etmemek elde değil. Kendisine tarihçi diyen Fatih BAYHAN “Mustafa Kemal Fikriye’yi öldürttü” diyor bu ne aymazlık, bu ne terbiyesizlik. Yine dünyanın sahip çıktığı, ülkemizde nereli olduğu fark etmeyecek ve kendisinin Selanik’te doğdum demesine rağmen “Atatürk Malatyalı” diyorlar. Hızını alamayıp CHP’ye ve Atatürkçülere saldırıyorlar. Rezalet tüm hızıyla devam ederken programı kapatmak zorunda kaldım.
Yine aynı programda Latife hanımın yiyeni olarak çıkan Mehmet Sadık ÖKE Atatürk dönemini anlatıyor. İddiası bu dönemde yolsuzluk yapılmış. Programa telefonla katılan gazeteci bu yalanı düzeltiyor, açıklamalar yapılıyor, programdakiler toplu halde cahilliği, terbiyesizliği, sövgüleri koro halinde anladığım kadarıyla görevini çok iyi yapma edası içinde devam ediyorlar. Ama şunu unutuyorlar bu gün TV’lerde çok rahat konuşuyorlarsa; o büyük deha, büyük kurtarıcıya borçlular. Atalarını biliyorlarsa yine ona borçlular. Yoksa İngiliz mi, Fransız mı, yunan mı, İtalyan mı anlayamazlardı.
Van daki büyük depremde ağır hasar gören ve yıkılan bazı okulların adları değiştirildi. Erciş ilçesinde yıkılan “Atatürk İlköğretim Okulu” nun yerine Evyap firması tarafından yaptırılan okula Başbakanın Annesinin adını taşıyan “Tenzile ana ilk okulu ve tenzile ana orta okulu” adı verildi. Yine “Cumhuriyet ilk öğretim okulu” olan okulunun adına okulu yaptıran Televizyon programcısı Acun ILICA’nın annesinin adı verilerek “İlknur Ilıcalı İlk okulu” adı verildi. Ne güzel değil mi bu isimler Atatürk ve Cumhuriyetin önüne geçmiş ne diyelim…
Zaman gazetesi yazarı Mümtazer TÜRKÖNE “Atatürkçü olmayı hakaret sayarım” demişti. Üstelik bunu söyleyen zat Cumhur Başkanı tarafından “Atatürk kültür, dil ve tarih yüksek kurumu yönetim kurulu üyeliğine getirilmiştir. Büyük tepki alınca bu görevden istifa etmek zorunda kalmıştır bu zat.
Şimdi şöyle düşünüyorum toplum emperyalist baskılar sonucu kimlik sizleştiriliyor ülkeyi kuran o büyük insana yapılan bunca hakaretlere karşı duyarsız kalan bir toplum mu olduk. Artık çürümeye ve kokuşmaya mı kalkıştık. Sindirildik, korkutulduk, soluğumuz mu kesildi. Teslim mi olduk. Artık atamızı koruyamazsak neyi koruya biliriz?
Atamız Amerikan mandacılarına karşı çıkmış ve yaşadığı yıllarda, emperyalist devletlerin tekerleklerine çomak sokmuştur. İğrenç emellerini engellemiştir. Emperyalistler Atatürk’ü sevmezler. Bir de bunların taş örenleri olan içimizdeki hainler vardır. Emperyalistler amaçlarına ulaşmak için hep bunları kullanmışlardır. Dincilerde sevmezler, dini siyasete kullananlar rant peşinde olanlar sevmezler. Bunlardan dindarları ayırmamız gerekir, Atatürk dindardır. Biliyor musunuz Atatürk ilk aldığı maaşla aldıkları arasında namaz seccadesi vardır. Bu ülkede ezan okunuyorsa, özgürce ibadet ediliyorsa bundaki Atatürk’ümüzün payı unutulmamalıdır.
Sonlarken Neyzen Tevfik’in “Be Hey dürzü” şiirinin son kıtasıyla bitirmek istiyorum.
İşgaldeki hali sakın unutma,
Atatürk’e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan çıkardın yine amma,
Babam kimdi bilemezdin şerefsiz.
Sevgi ile kalın.