ŞANS KUPASI
Yeni yılın ilk günleriydi. Eşimle birlikte Göztepe’de bulunan şehir hastanesinden dönüyorduk.
‘’Otobüs durağının arkasındaki AVM’ye uğrayalım dedi eşim. Arkadaşım Sevim hanımda bir ‘’Şans Kupası’’ gördüm. Buradan almış. Onlara ve evlerine şans getirmiş. Bir tane de biz alalım!’’ dedi.
Ben Karadeniz’in kıyıcığında, denizle ormanın arasında, büyülü bir kasabada doğduğum için, zaten kendimi şanslı hissediyordum. Büyük kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk’le ve ay yıldızlı bayrağımızla övünüyordum. Ailem ve kardeşlerim, benim için hep gurur kaynağı olmuştu. Doğduğum topraklarda doğmuş bir eşim, iki oğlum, iki gelinim, iki de birbirinden tatlı torunum vardı. Hayatımda bunlardan daha büyük bir şans aramadım doğrusu şimdiye kadar.
Ama eşimin isteğine de saygı duydum. Reyonları dolaştık. Eşim aradığı ‘’Şans Kupasını’’ buldu. Hatta parasını da kendisi ödemek istedi. Onun kendine özgü düşünceleri var. Bunların çoğunu da annesinden almış. Ara sıra şans oyunları oynar, hiç olmazsa her yılbaşı piyango bileti alırdık. Oynadığı kuponları kendisi yatırır, parasını kendisi öderdi. Bazen biletlerini Eminönü’ndeki biletçilerden ister, benim aldığım hiçbir bilete doğru dürüst ikramiye çıkmadığını anlamış olmalı ki, bana bilet parasını verince özellikle;
‘’Sen bileti çekip yorulma, yoldan geçen her hangi birine çektiriver!’’ diye tembih ederdi. Sokaktan geçen her hangi birinin elinin, benimkinden daha uğurlu geleceğine inanmaya başlamış olmalı!
![ŞANS KUPASI](https://www.ayancikgazetesi.com/wp-content/uploads/2025/02/Ailem-ve-kardeslerim-benim-icin-hep-gurur-kaynagi-oldu.jpg)
Ailem ve kardeşlerim, benim için hep gurur kaynağı oldu
‘’Şans Kupası’’nı özenle sardırıp torbaya koydurdu. Eve kadar da kendisi taşıdı. Oysa şimdiye kadar ‘’belim ağrıyor, dizlerime de yük binmesin!’’ diye, aldığı her şeyi bana taşıtırdı.
Eve geldik. Her zaman olduğu gibi, ‘’benim çok güzel yaptığımı!’’ ima ederek, Türk Kahvesi siparişini verdi. Yanında su ve sakızlı lokumla kahve keyfi yaparken sordum;
‘’Bu ‘’Şans Kupası’’nın komşumuz Sevim hanıma uğur getirdiğini söylemiştin!’’
‘’Evet!’’ dedi ‘’hem de çok. Önce kocası ile birlikte ikisinin de gelirleri artmış. Uzun zamandır bir erkek torun hayal ediyorlardı ya, geçen hafta gelini arayıp hamile olduğunu ve yaza erkek torun babaannesi olacağını müjdelemiş. Ali beyin tahlilleri temiz çıkmış. Daha hangi birini sayayım!’’
![ŞANS KUPASI](https://www.ayancikgazetesi.com/wp-content/uploads/2025/02/Firuze-Turkuvaz-Tasi-Kolye-ve-Kupeler.jpg)
Firuze=Turkuvaz Taşı Kolye ve Küpeler
Eşimi sessizce dinledim. ‘’İstersen sana çok sevdiğin Firuze taşından bir bileklik yapayım!’’ dedim. ‘’Biliyorsun kadim kültürlerin hepsinde Firuze=Turkuvaz taşı uğurlu sayılır. Hatta istersen küpesini ve kolyesini de yaparım. Takım olarak kullanırsın!’’
Çevremde ne kadar kadın varsa, doğal taşların uğur getirdiğine inanır. Tek inanmayan kendi eşim. Bu yüzden cevap vermedi. Sadece dudaklarının kenarından manalı manalı gülümsedi.
‘’İstersen Hasanpaşa’daki dükkanımızda en çok sattığımız Akik Taşı’ndan ‘’Ebruli Kolyeler’’i getireyim. İstediğin rengini kendin seç. Hatta tek parça Akik Bilezik’le ve yüzüğü ile tamamlarsın takımını!’’
![ŞANS KUPASI](https://www.ayancikgazetesi.com/wp-content/uploads/2025/02/Tek-Parca-Akik-Agat-Tasi-Bilezikler.jpg)
Tek Parça Akik-Agat Taşı Bilezikler
Bu teklifime de itibar etmedi. “İstersen şans ve çekicilik verdiğine inanılan Florit veya Krizokol taşından yaptığım bilekliklere bak. Belki birini beğenirsin!”
![ŞANS KUPASI](https://www.ayancikgazetesi.com/wp-content/uploads/2025/02/Akik-Agat-Pembe-Kuvars-Ametist-Tasi-Ebruli-Kolyeler.jpg)
Akik-Agat-Pembe Kuvars-Ametist Taşı Ebruli Kolyeler
Eşim buna da kayıtsız kalınca son kozumu oynamaya karar verdim.
![ŞANS KUPASI](https://www.ayancikgazetesi.com/wp-content/uploads/2025/02/Opalden-Akike-Firuze-ve-Kalsedona-kadar-Tas-Bileklikler.jpg)
Opal’den Akik’e, Firuze ve Kalsedon’a kadar Taş Bileklikler
‘’Rengini de çok sevdiğin ‘’Mercan’’ veya ‘’Lal Taşı’’ndan bileklik yapmıştım. ‘’Lal’’ aynı zamanda burcunun da taşı. Ne dersin. Getireyim mi sana Mercan ve Lal Taşı bileklikleri.’’
Eşim hiç cevap vermedi. Sehpanın üzerindeki akıl defterini alıp, İngilizce kelimeleri tekrarlayıp ezberlemeye başladı.
![ŞANS KUPASI](https://www.ayancikgazetesi.com/wp-content/uploads/2025/02/Hakiki-Inci-Takim-Kolye-Bileklik-Kupe.jpg)
Hakiki İnci Takım, Kolye-Bileklik-Küpe
Yorulunca yemeklerimizi ısıttı. Yanına da salata yaptı. Oturup yedik. Akşam televizyonda ‘’İnci Taneleri’’ dizisini izlemeye başladık. Evet ya, eşime İnci Kolyesi ile Bilekliğini ve küpesini teklif edebilirdim. Diziye o kadar dalmıştı ki, kabul etmeyeceğini düşünerek ‘’İnci Takımı’’ teklif etmekten vaz geçtim. Dizi reklama girdiğinde Survivor’u izledik.
![ŞANS KUPASI](https://www.ayancikgazetesi.com/wp-content/uploads/2025/02/Kapimizda-Sans-Kupasi.jpg)
Kapımızda Şans Kupası
Belki arada ben de uyuklamış olmalıyım. Salonda yoktu. Yatmaya gitmiş. Ben de kalktım. Baktım bu gün satın aldığı ‘’Şans Kupası’’nı dış kapının koluna takmış. Pek bir anlam veremedim ama, gülümseyip geçtim yanından. Gece sabaha kadar rüyamda eşime yaptığım taş takıları, bileklikleri beğendirmeye çalıştım durdum.
…..
‘’Ben postaneye gidiyorum. Arkadaşlarımın satın aldığı kitapları kargoya vereceğim. Dışarıdan bir şey istiyor musun? diye sordum.
‘’Evet!’’ dedi. ‘’Gelirken Mopaş’tan pırasa alır mısın!’’
Tam apartmanın kapısından çıkarken komşumuz Ali beyle karşılaştık. O da Kadıköy Çarşısı’na balık almaya gitmiş. ‘’Turan bey, yarın hanımlar sizin evde toplanacakmış. Siz de bana gelin. Hem kahve içeriz, hem de öykü kitabınızdan bahsederiz!’’
![ŞANS KUPASI](https://www.ayancikgazetesi.com/wp-content/uploads/2025/02/Tasci-Turan-Gokmenoglu.jpg)
Taşçı/Turan Gökmenoğlu/Sinop-Ayancık Öyküleri
‘’Olur!’’ dedim ‘’gelirim. Sizde hangi kitabım vardı?’’
‘’Taşçı’’ dedi. ‘’İlk öykü kitabınız. Sevim de, ben de bir solukta okuduk. Kutlarım sizi!’’
Marmara Üniversitesi’nin önündeki küçük postaneye kadar soğukta yürüdüm. Neredeyse iki durak. Eskiden Fikirtepe’ye, veya Göztepe’ye giderdim kargo için. Ama son zamanlarda ikisi de kapandı. Tıpkı yazlığımızdaki Gülpınar Köyü’ndeki PTT Acentesi gibi.
Kitabı indirimli kargo ile alıcı ödemeli gönderdim. Baktım indirimli fiyatı bile 90 lira. Neredeyse kitap fiyatı kadar. Hem üzüldüm, hem şaşırdım. Sanırım ben bu ani değişimlere ayak uyduramıyorum. Ya da başka bir dünyada yaşıyorum. Birkaç yıl önce kargo fiyatı 5 lira kadardı. Ne ara 18 kat arttı anlayamadım.
…..
Ali bey beni güler yüzle karşıladı. Baktım dış kapının yanında, bizim ‘’Şans Kupası’’nın benzeri asılı. Ali beye, Taşçı serisinin ikinci kitabı ‘’Mavi Yosun’’u götürdüm. Sevindi ve teşekkür etti.
![ŞANS KUPASI](https://www.ayancikgazetesi.com/wp-content/uploads/2025/02/Sans-Kupalarinda-Ihlamur-Keyfi.jpg)
Şans Kupalarında Ihlamur Keyfi
‘’Sevim gitmeden ıhlamur demlemişti. Karşılıklı birer kupa içelim mi? Ama kahve de yapacağım. Hem belki Ünal bey de yetişir. İlaç yazdırmaya gidecekmiş. Eşim; ‘’Eğer kahve yapacaksan, yanında sakızlı lokum da ikram etmelisin. Turan bey öyle seviyor!’’ diye beni uyardı. Sahi ya, ben de okumuştum bunu “Taşçı”da ama eşim unutmamış! Göztepe Sabit Pazarı’ndaki lokumcuda bulabildim sakızlısını. Başka yerlerde yoktu!’’
‘’Ihlamuru severim. Ama benim için boşuna yorulmuşsunuz!’’
‘’Yok be azizim. Ne yorulması. Kendimi her gün sokağa atmak için zaten bahane arıyorum.’’
Ali bey, cam demliği alıp geldi. Masadaki üç kupadan ikisini doldurdu.
‘’Bunlar ‘’Şans Kupası’’ymış. Eşim anlattı. Size de çok şans getirmiş’’
Arkadaşım kupasından bir yudum ıhlamur içti. Gülümsedi;
‘’Ne şansı azizim. Ocak ayında emekli maaşlarımıza %15 zam yapmışlar. Benim maaşımdaki artışla on yaşındaki aracımızın Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin birinci taksidini yatırabildim ancak.’’ ‘’Ama erkek torun istiyormuşsunuz. O dileğiniz de gerçekleşmiş!’’
‘’Gelin zaten hamileydi. Ultrasonla baktırmışlar. Sanırım erkekmiş. Sağlıklı olsun yeter. Kız erkek fark etmez.’’
‘’Ben en çok tahlillerinizin temiz çıktığına sevindim.’’
‘’Sevimle biz e-nabızdan bakmıştık zaten. Kontrole gittiğimizde doktorumuz onayladı sadece. Bu kupa şans getirdiğinden değil azizim, Sevim’e bir arkadaşı söylemiş. Gece yatarken kapının koluna takılırsa, hırsız kolu aşağıya indiremezmiş. İndirirse de kupa düşüp kırılır, biz de bu sese uyanırmışız. Sanırım yaşlandık ya artık. Hanım geceleri yatınca korkuyor olmalı!’’
Sevgilerimle….