Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 9°C
Hafif Yağmurlu
Sinop
9°C
Hafif Yağmurlu
Paz 7°C
Pts 9°C
Sal 11°C
Çar 12°C

Tarımımız Nasıl Bitti?

26 Eylül 2017 20:58

Türk tarımı bugün çok sayıda olumsuz problemlerle karşı karşıya.

Türk tarımı bugün çok sayıda olumsuz problemlerle karşı karşıya. TUİK verilerine göre tarım arazilerimizi hala kaybediyoruz, son yılda ekilen ve dikilen tarım alanlarının yaklaşık yüzde 10’unu, çayır ve mera alanlarıyla toplam tarım alanlarının ise yüzde 6,4’ünü kaybettik. Tarımsal ekonomi yüzde 12’den yüzde 8’e geriledi. Tarım sektöründeki sorunlarının en son ekleneni ise; tarımda kayıpların geri dönüşüm şartlarını tamamen ortadan kaldıracak kadar büyük. “Ziraemperyal tarım politikaları” saldırısı artık topraklarımızın işgali boyutuna ulaştı. Tarım arazilerimiz uluslar arası firmalara pazarlanıyor.

Türkiye tarım ülkesi olarak bilinir. Hatta “Türkiye tarımda  kendine yeter” deniliyordu… İktidarın 15 yıllık politikaları ülkemizin en temel tarım ürünlerini bile ithal eden bir ülke haline getirdi. Tarım üreticisi yoksullaştırıldı ve yabancı şirketlere sağlanan imtiyazlarla neredeyse kendi topraklarında işçi haline getirildi. Son günlerde karadeniz bölgemizde gündeme gelen “Fındıkta sçmürüye son” eylemlerinde gördük ki; Bugün dünya Fındık üretiminin yüzde 75’ini gerçekleştiren ülkemizde fındık üreticileri hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bölgedeki “Ferrero” gibi yabanci şirketlerin hakimiyeti, üreticinin fındığını yok pahasına satmaya zorluyor. Oysa Fiskobirlik vardı…

Son 15 yılda yapılan yanlış uygulamalarla Tarımsal alanlar yok edildi üretim yetmiyor. Sulama birlikleri kanunu, Şeker kanunu, Tütün kanunu ve Tohumculuk kanunlarıyla üretici ürününü maliyetini karşılayarak satamamaya başladı. Yine tarımsal üretimin en önemli unsuru sulama suları devletin yatırım ve denetiminden çıkarılarak çiftçi her yıl tarla sulamak için binlerce lira ödemek ve borçlanmak zorunda kaldı. Mera kanunu, zeytin kanunu, Büyükşehir kanunu, Maden kanunu, Elektrik Piyasası kanunu, Yenilebilir enerji kanunları ile tarım alanlarını yok edilmesi ve meraların özel şirketlere devri kolaylaştırıldı. Büyük şehir yaşasıyla bağlanan köylerin ortak kullanım alanı, meralar çayırlar tarım alanları belediye mülkiyetine geçti. Köylü hayvanlarını otlatacak yer bulamadı. Hayvancılık zayıfladı, vazgeçti…

2000 yılların başında bile hala kendine yeten ülke iken 2003-2015 yılları arasında ülkemiz tarım ve gıda için 400 milyar TL ödedi. Buğdayı Rusya, Almanya, Fransa ve Ukrayna’dan… Arpayı İngiltere ve Hırvatistan’dan… Somanını Gürcistan’dan… Pamuğu ABD, Yunanistan, Türkmenistan ve Hindistan’dan… Soyayı Arjantin’den… Mısırı ABD, Arjantin ve Brezilya’dan… Çeltik ve pirinci ABD, Vietnam, İtalya ce Tayland’dan… Kurufasulye Mısır ve Çin’den… Yeşil Mercimek ve nohut Kanada’dan… Bezelye ABD Ukrayna ve Kanada’dan… Kurbanlık koyun Bulgaristan’dan… Büyükbaş hayvan Şili, Ukrayna ve Fransa’dan… Lap et Bosna hersek’ten ithal edildi.

Tarım, enerjiyle birlikte en statejik sektördür. Tarımımıza tekrar kavuşmamız için; çiftçimizi eğitip uygulamaları yeterli çözmeliyiz. Tarım arazilerimizin parçalı ve dağınık yapısını düzeltmeliyiz. Tarımsal üretimde ve kaliteyi yükseltmeliyiz. Sulanabilen arazilerimizi çoğaltıp mevcut su kaynaklarımızı etkin kullanmalıyız.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.